2

112 15 8
                                    

"Bugün güzelce dinlen, mümkünse oturmak yerine uzan ve sıcak şeyler iç"

Hoseok kemeri çıkarırken onay mırıltısı bıraktı.

Bu alfa medyada görünenden çok daha kibar ve düşünceliydi, onunla tanıştığı -yada sikiştiği?- için mutluydu Hoseok.

"Çok teşekkür ederim..."

İmza istese fazla mı garip olurdu?

Utandı, hızlıca arabadan indi ve son kez eğilerek teşekkür edip kapıyı kapattı, koşarak apartmana girdiğinde lüks arabanın uzaklaştığını duyup koşar adımlarla 3. Kattaki dairesine gitti.

Olanları -hatırladıklarını- hemen Jimin'e anlatmalıydı!

İçeri girdi, hemen üzerindeki Yoonginin ona verdiği ekstra pahalı sweat ve bol kargo pantolonu çıkarıp kendi klasik bol siyah pantolon, üzerine renkli bir sweet giydi.

İşe geç kalmıştı, neyse ki sürekli geç kalan birisi değildi ve kafenin müdürü bayan Parkinson oldukça tatlı, anlayışlı bir ihtiyardı.

Ayağına sweeti ile uyumlu mor konvers giydi, merdivenlerden inerken boynuna sweetindeki desenle aynı olan papatyalı kolyesini taktı ve koşarak iki sokak ötedeki kafeye vardı.

Çoktan öğlen kalabalığı başlamıştı, yakınlardaki üniversitenin öğrencileri buranın öğlen müşteri kitlesinin genelini oluşturuyordu.

Hızlıca kasa arkasına geçti, mutfak kapısını geçip Kalidorda düz ilerleyip kadın personel giyinme odasının karşısındaki müdür kapısını tıkladı.

"Gel"

İçeri girdi, Amerikalı, beyaz saçlarının arasında birkaç tel sarısı kalmış kırışık suratlı yumuşak gönüllü kadının önünde eğildi.

"Geç kaldığım için özür dilerim Bayan Parkinson"

"Sorun değil sorun değil, önlüğünü giy ve mesaiye başla, bu seferlik maaşından kesmeyeceğim"

O asla maaştan kesmezdi, kıyamazdı.

Gülümseyerek bir teşekkür mırıldanıp çıktı odadan, mutfağın karşısındaki erkek giyinme odasına geçip dolabından önlüğünü aldı, tezgahta ki Jimin'in yanından geçip henüz yeni başlamış Yeji yi kasadan gönderip kendi kasaya geçti, gelen müşterinin ödemesini alırken yanında sipariş hazırlayan Jimin ile konuşmaya başladı.

"O Japon balığı beni ekti"

"Umarım onu engellemedin Hoseok, dans kursu açabilmemiz için zengin bir enişteye ihtiyacımız var. Bekle... O seni ektiyse sen bütün gece neredeydin?"

"Min Yoongi ile seviştim"

"NE?"
Bir anda çığlık koparan Jimin ile kafenin içindeki gürültülü uğultu kesildi, herkes onlara bakıyordu.

Jimin'in pek umrunda değildi, arkadaşının dedikleri doğru muydu?

"Siktir oradan, kaç şişe içtin sen?"

"Numaramı aldı"

"HASSİKTİR NE?"

Bayan Parkinson un odasının kapısı açılınca arkadaşını dürttü Hoseok.

Kadın bunca zaman Jimin'i kovmadığı için zaten çok şanslılardı, iyice sabrını sınamaya gerek yoktu.

Günün geri kalanı Jimin için geçmek bilmedi, ikili karanlık Kore sokaklarında ilerlerken Jimin Hoseoktan her ayrıntıyı dinliyor, en ufak şeyde çığlığı basıyordu, nihayet eve girdiler.

"Vay anasını ya, peki Dori ne olacak?"

"O Japon balığı mı? Umrumda bile değil, o adamı zaten sevemedim"

Kendini kanepeye atıp telefona bakmaya başladı Hoseok, çok fazla mesaj vardı ve geneli Dori denen Japondandı.

"Hadi ama? Sana karşı oldukça kibar"

Jimin kendini diğer koltuğa atıp yastığın altından kumandayı çıkardı ve televizyonu açtı.

O kanallarda gezinirken doğruldu Hoseok, Jimin böyle dedikçe suçlu hissediyordu.

"Jimin konuşmaya başlayalı 2 hafta oldu ve biz hiç buluşmamıza rağmen adam bana sevgilisiymişim gibi davranıyor! Rahatsız edici. Yani dostum onu tanımıyorum bile!"

"En azından seviliyorsun"

Jimin ilişkilerde hep terk eden taraf olmasına rağmen sürekli aşk acısı modunda olan biriydi.

Güzel giden bütün ilişkilerinden bir anda ayrılıyor, sonra kendi kendine aşk acısı çekmeye başlıyordu.

Hoseok'un gördüğü en garip betaydı.

'1 yeni mesaj'

Min Yoongi: iyi misin?

Gelen bildirimle yüreği ağzına geldi, onun bir anda kalakalmış halini gören Jimin ise yanına atlayıp sırıtarak mesajı okudu, şaka yapar gibi Hoseok'un koluna vurdu.

"Ooo yeni enişte hayırlı uğurlu olsun o zaman"

Bunun asla olmayacağını biliyordu, Hoseok sevgilisinin ölümünden beri hiçbir alfayla 3 yıl boyunca konuşmamıştı.

"Saçma sapan konuşma, ölü de olsa senin hâlâ bir enişten var"

"Oh öyle mi? Sikişmenizi nasıl karşıladı peki?"

Hoseok'un çatık kaşlarını görünce sustu ve mesajları okumaya döndü.

İyiyim teşekkürler


Min Yoongi:
Güzelce dinlen, 2 hafta sonra doktora gideceğiz
Unutma
Ve omega, orada bir bebek olursa aldırmana izin vermeyeceğim
O yüzden istersen bulduğun bütün doğum kontrol haplarını iç

Görüldü de bıraktı Hoseok.
Hamile kalamıyordu, Markusla ilişkileri boyunca denemişlerdi, en sonunda nedenini mühür yapmamaya bağlayıp pes etselerde Hoseok kısır olduğuna emindi.

Markus kısır olacak değildi ya? O çok önemli bir ailenin alfa oğluydu.

Gerçi ölünce ne kadar önemli bir aileye sahip olduğunuzun önemi kalmıyor, bir zamanlar o aile mutlu bir yuva kurmanızı engellese bile.

Bunları boş verip ayaklandı.

"Ben yatıyorum"

Sessizce odasına girdi.

//şu sıralar okuduğum kitaplar yazım tarzımı etkiliyor sanırım, nasıl buldunuz?

Shark to do do do babyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin