"Her sonun yeni bir başlangıcı vardır"Kahraman bakış açısı
24 Eylül saat ve 19.40 civarıİçimde kötü bir vardı sanki bir şey olucağı hakkında bir terslik..
Kendi kendime düşünürken eve geldiğimi fark ettim. Annem daha gelmemişti babam zaten 22.00 ı bulurdu gelmesi. Bende biraz takılayım dedim. John'un yanına gitmeye karar verdim 10 dakikada evinin önünde oldum. Kapıyı çaldığımda john beni karşıladı. İçeri geçer geçmez"Her zamankinden var mı" dedim
" Var ama bu hafta iki kat zam aldı ona göre"
"Fark etmiyor parası neyse veririz"
John kanepenin altından çıkardığı uyuşturucuyu bana verdi bende cüzdanımdaki 100 lüğü ona verdim. John konuşmaya başladı
"Hiç bırakmayı düşünmüyor musun gerçekten?"
"Beni tek mutlu eden şeyi neden bırakayım?"
Bunu derkende içimde hala kötü hisler vardı. Kaç kere bırakmak istesemde yapamadım. Ben bu boka tam 13 yaşımda başladım. Arkadaş ortamım yüzündendi. Çok iyi hatırlıyorum o gece hayattan alamadığım zevki almıştım ama gerçekten hissizleşmeye değer miydi? Veya bağımlısı olmaya? Şu an sadece çekişki içerisindeyim. Herneyse bir daha ki
sefere bırakırım bu son. Desemde inanmayın yardım almadan bırakamam ama yardım almak istemiyorum tam anlamıyla acizce. Herneyse konuma dönelim ben o akşam baya kendi hayal dünyamdaydım taki John beni uyandırana kadar."Est saat 23.48 oldu artık gitmen gerek"
"Has siktir o kadar uyumuş muyum"
John bir şey demeden uyuşturucuları kargolamak için başka odaya geçti bende hazırlanıp ordan çıktım. Gökyüzüne baktığımda simsiyahtı. Biraz korkunçtu ama korkmam tabiki. Eve vardığımda ışıkların hiç birisi açık değildi endişelenmedim değil. Anahtarımla kapıyı açtığımda ev kapkaranlıktı. Sanki hiç bir yaşam belirtisi yok gibiydi. Işığı açtığımda kan ayak izleri gördüm.
"Umarım uyuşturucu etkisindeyimdir ve bunların hepsi bir rüyadır" dedim
İlerlediğimdeki manzara...
Boğazım düğümlendi ses çıkaramadım karşımda yerde yatan annem ve babam vardı. Gözlerime inanamadım sadece umdum umarım uyuşturucu yüzündendir diye ama nafile. Nabızlarını ölçtüğümde ikisininde çok yavaş atıyordu.
Hemen ambulansı aradım ama kurtulamayacaklarını biliyordum. Bu hayat genç yaşta ailemi benden alıp götürdü ama bunu kim yaptı ve neden yaptı? Kusasım geldi onları görmek istemiyorum koşarak tuvalete gittim ve bir kaç dakika boyunca kustum kendime geldiğimde ambulans gelmişti ikisini hastaneye götürdüler bende bisikletimi aldım sürerek gittim hastaneye.
Annem ve babamıda ameliyata aldılar. Aradan bir kaç saat geçti ve iki doktorda yanıma geldi.
"Başın sağ olsun. Ne yazık ki hastamızı kaybettik." Diğerkiside bir şeyler geveledi.
Ama ben kendimde değildim şu an sadece geleceğimi düşünüyordum bana ne olucaktı? Yetimhaneye mi verilecektim.Gerçekten artık kimsem kalmadı mı? Benim kötü olduğumu
gören doktor"İyi misin? İstersen bu gece hastanede kal telefonundan yakınını ararız oda gelir buraya." Dedi.
Düşündüm, kim vardı ki? Ah doğru tabii babaannem vardı. Beni çok sever yani sanırım.
"Gerek yok ben eve gideyim"
Yavaş adımlarda gittim. Eve geldiğimde polisler vardı. Evimizde ki kameraları bozmuşlar. Ve cama ateş ederek girmişler dedi komser. Pek umursamadım çünkü babamın çok da iyi bir insan olduğu söylenmezdi. Kumar oynuyordu ve karaborsacılıkla ilgilenirdi ancak bunu sadece ben ve annem bilirdik. Annemde babamın her zaman arkasında olurdu. Oda bulaşırdı bu tür şeylere ama cerrah olduğu için fazla vakti yoktu.
Ailemin yatak odasına gittiğimde çerçevedeki resmimizi buldum gözlerim doldu üzücüydü evet ama yapacak bir şey yok onlarda bu tür şeylerle ilgilenmeyeceklerdi. Kendi kuyularını kendileri kazdılar. Bari benide yanlarında götürselerdi diye düşündüm. Cep telefonumdan babannemi aradım. Olayı duyunca pekte üzüldüğü söylenemez. Amcam gibi hata yaptığını söyledi. Ve onda kalmamı istedi. Bende tabii kide olur dedim. Babannem şu an Japonya' da yaşıyor. O yüzden oraya gitmem gerek burda arkamda bir çok şey bırakacağım kesindi. Eskiden Japonya' da arkamda bıraktığım şeyleri geri düzeltmem gerek olduğunun göstergesiydi bu.