ODUN BEBE!

Ege ?

Evet derste Rüzgarla oturmamak için. Rüzgarla kavga çıkardım küçük çaplı. Hocada benim çeneme daha fazla dayanamayıp yerimi değiştirdi. Taktikler taktikler...
Daha sonra zil çaldı hızlı adımlarla bahçeye çìkıp oturdum. Hemen kulaklığımı taktım ve DUMAN Yürek açtım.

_ Ne yapıyorsun ?

_ Seni izliyorum.

_hahaaha pardon. ?
anlamadım.

_ Diyorum ki gözüme güzel gözüktün bende seni izledim sadece bu kadar.Alt tarafı biraz baktım.

_ yaa. sadece baktın lan gerizekalı bildiğin gözünle deştin hayvan. Dedim ve sinirle kulaklığımı tekrardan çıkartıp ayağa kalktım.

Zaten sinirliydim bir de bu çocukla uğraşamazdım. Sahi, ben Ege'yi gerçekten seviyor olabilir miydim? Yoksa bir anlık hoşlantı mıydı? Ya Rüzgar? Sadece arkadaşım olarak görmüyor muydum onu? Peki ya Yağmur ile Selin ne diyecekti buna? Kafamda deli sorular...

---

''konuşabilir miyiz?''

''neyi Rüzgâr?''

''gel sen şöyle sessiz bi yere geçelim-''

'' zaten bütün okul tarafından biliniyoruz ne gerek var daha fazla dikkat çekmeye...''

''Daha az önce çocuk bana bununla ilgili soru sordu da babam onu disipline vermedi mi?''

''hani biz kızlara özgü dedikodu denen bir eylem var biliyo musun?''

''offf''

''dinliyorum!''

''özür dilerim''

''vaaay Rüzgâr Bey? Önce kimi sevip sevemeyeceğimi belirleyen çocuk şimdi özür mü diliyor?''

''Bereeeen!'' dedi dişlerinin arasından

'' ne var ne ne?! Hem suçlu hem güçlü...'' arkamı dönmeden sınıfa geçtim. Pardon geçemedim. Kaslı yakışıklı bir 'tış çıcık' önümü kesti. 'Yaaa sen hep buradaysan yani ben hep gelirim bahçeye yaa' diyesim geldi o an

''sana yardım edebilirim''

''pardon?''

''dedikoduları geçiştirmen için''

''nasıl bir planmış o?''

''benle çık''

''buyur?''

---

Evet biraz ara vermek gerekti. Bu sırada hikâyenin adı konusu içeriği de biraz değişti. Destek olursanız gerçekten çok sevinirim. Zorlama gibi bir amacım yok ama yine de biraz oy anlamında yardımcı olur musunuz? Teşekkürler... :)