Küçük Kız

213 30 17
                                    

[JUNGKOOK]

Ormanda yürüyüş yapmak için güzel bir gündü. Hemen hazırlanıp bir yere gelmiştim.

Ormana.

Normal koşu, yürüyüş yolları yerine temiz havası olan, kimsenin sizi rahatsız edemeyeceği,huzur verici kuş seslerinin olduğu bir ormanda koşmak daha iyiydi.

Ormanın girişine gelmiştim. Hafif tempoyla koşmaya başladım. İki taraftan gelen kuş sesleri huzur vericiydi. Koşuş hızımı bir kat daha arttırırdım.

Ormanın girişinden baya uzaklaşmıştım.  Koskoca yolda önünüze çıkan kimse,sanki körmüş gibi size çarpan kimse yoktu.

Gerçekte de iyi gelmişti. Orman sakindi hiç ses yoktu kuş sesleri hariç.

Bir dakika kulağıma gelen ağlama sesleri neyin nesiydi?

Kormaya başlamıştım.

Biraz daha ilerleyip dönsem iyi olurdu ama öyle olmadı ileri gittikçe  ağlama sesi daha netleşti o an biri öyle bir bağırdı yerimden sıçradım.

"YETER SUS ARTIK!"

Korkuyla sesin geldiği tarafa yönelip bir ağacın arkasına saklandım. Ağlama sesleri devam ederken etrafa bakınıyordum.

Gördüğüm görüntüyle başımda aşağı kaynar su dökülmüş gibi oldum. Küçük bir kızın etrafında olan iki kişi ve kafasına doğrultumuş bir silah. Tanrım küçücük bir çocuğa bunu nasıl yapıyorlardı!?

Acilen dikkatlerini dağıtmam gerekiyordu. Yerden aldığım büyük taşı sağa doğru fırlattım. İkisinde gözü o tarafa kaydı. Bu şansı değerlendirip sol tarafada bir taş attım. İkisinde aynı anda itarafa dönmüşlerdi.

Birbirlerine bakıp nolduğunu anlamaya çalıştılar. O sırada adam kızın kafasına tutuğu silahı çoktan indirmişti.

"Sen bi kontrol et"

Dedi kızın yanında ki adam. Diğer adamın sola doğru ilerlemesiyle sağa doğru bir taş daha atım. Kızın başındaki adam elindeki silahı o tarafa doğrultarak

"KİM VAR ORADA!"

Diye bağırdı. Diğer adam gözden kaybolurken diğer adamın da sağa doğru ilerlemesiyle derin bir nefes aldımVe bir hızla kıza doğru koştum.

Kız beni farkedince çığlık attı. O sırada sağa doğru ilerleyen adam silahı bu tarafa doğrulttu. Silah sesiyle daha hızlı koşup kızın elini tuttum kız da bana ayak uydurarak koşmaya başladı.

Küçük kızın iki adımı benim bir adımımdı ve bu kötü bir durumdu. Arkamdan gelen silah sesiyle kız bir kez daha çığlık attı. Kızı koltuk altlarından kavradığım gibi koşmaya devam ettim.

Küçük kız korkuyla ağlamaya devam ederken ben korkuyla saklanacak yer geziyordum o sırada gözüme çarpan bir mağaraya doğru koşmaya başladım.

Mağaranın önüne geldim de arkama baktım. Kimse yoktu bu işte bir terslik vardı. Yinede vakit kaybetmeden mağaraya girdim. İçerisi pek karanlık deyildi. Yere dizlerimin üslerine oturdum. Küçük kız sesizleşmişti. Kızı omzundan tutup yüz hizama getirmeye çalıştım.

"Hayır bırakma beni!"

Kafasını yeniden omzuma koymuş ağlamaya başlamıştı.

"Şşş seni bırakmayacağım buradan beraber çıkacağız"

"Babamı özledim"

"Tamam şöyle yapalım babanın numarısını biliyor musun?"

Kafasını omzumdan kaldırıp bana baktı ve kafasını salladı.

"Tamam olsun seni buradan çıkaracağım söz. Peki neden burdasın"

"Babamın düşmanları onlar"

Nee! Yok artık neydi senin baban. Tanrım mafya falan olmasın.

"Babamdan intikam almak için beni öldürmeye çalıştılar"

Nasıl yaparlardı bunu aklım almıyor. Ama bir sorun daha vardı kim neden intikam istiyordu ve bu kızın babası kimdi.

"Peki neden intikam için sen babam kim"

"Neden intikam almak istiyorlar bilmiyorum ve babam bir mafya"

Bu kız çok zekiydi-

"Ne!"

Babası mafyamıydı!?

Tamam olsun onu bırakamazdım hem kızını kurtarıyordum bana zarar vermezdi. Öyle umuyorum.

Bu düşüncelerden çıkmayıldım. Hava neredeyse kararacaktı. Hava kararırsa burdan bir daha çıkamaya bilirdim. Özellikle dışarıda iki tane silahlı adam varken.

Tabii yaa peki küçük kızın adı neydi?

"Peki adın ne küçük kız"

"Adım seoyeon 7 yaşındayım"

"Bende jungkook, Jeon Jungkook"

Gerçektende yaşıtlarına göre çok zeki ve cesurdu.

"Tamam seoyeon şimdi gitmemiz lazım tamamı"

Sadece kafa sallamakla yetindi. Yavaşça kucağımdaki kızla ayağa kalktım. Yavaş adımlarla mağaranın çıkışına ilerledim. Etrafı kontrol ettim. Kimsenin olmadına emin olduktan sonra yürümeye başladım. Küçük kız kafasını yeniden omzuma koymuştu.

Gerçektende de işte bir terslik vardı. O iki adam sanki yer yarılmış içine girmiş gibi ortalıkta yoklardı. Bu konuda şanslı mıydım bilmiyorum belki de bu bir tuzaktı. Ne olursa olsun bu ormandan seoyeonla beraber çıkcaktım ve seoyeon'un babasını bulacaktık.

Hava neredeyse kararmaya yüz tutmuştu.Tam o sırada arkamdan bir çıtırtı sesi duydum. Arkama ani bir atakla döndüm. Karşımdaki manzara ile umutlarım tamamen bitmişti.

Önde duran esmer bir adam ve etrafındaki büyük yapılı adamlar, admaların elerindeki bize doğrultumuş silahlar.

"ÇABUK KIZIMI YER BIRAK!!"

Duyduğum şeyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Kızım.

Küçük kız kafasını kaldırdı gibi arkasına döndü.

"BABA!"

______________________________________

Wooww  bu ficden umutluyum. Yaklaşık iki hafta falan bölüm atamaya bilirim yazılılarım başlıyor. Yazım yanlışım varsa affedin neyse MUAHH ÖPTÜMMMM ★

 Yazım yanlışım varsa affedin neyse MUAHH ÖPTÜMMMM ★

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Seoyeon'u böyle hayal edin

Seoyeon'u böyle hayal edin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Babası Kim

BEĞEN KIZ!!

YOUNG MAN~TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin