yaaa yorum yapan ve oylayan kisilere tesekkür ederşmmm🤭🤭
oy: 10
yorum: 10—
"DEVA KALK" dedi Dâver üstüme atlarken. Gece bizde kalmıştı.
"Hay ebeni Dâver, belimi kopardın" dedim doğrulurken.
"ondan mi yaptım oglum ya, uyan diye" dedi mahcup olmus sekilde. O halini görünce üzüldüm ve elimi ensesine atıp yanıma çektim.
iki sevip üstüne cıktım ve yorganı kafasına geçirdim. üstüne abandığımda altına sıçmıştı zaten. Bir kaç saniyeye abimde odaya girdiğinde ikimizde Dâverin üstüne abanmıştık. Artık boğulacağına kanaat getirdiğimizde ise buna bir son verip kalktık üstünden.
"Çok sağolun ya, az daha kalsaydınız" dedi trip atar şekilde. Kısaca güldüm ve odadan çıktım.
Mutfakta elimi yıkayıp masaya oturdum. Annemde bir süre sonra gelmişti ama diğer iki zırboyu beklemeden hemen daldım önümdeki kahvaltılıklara. Bugün kahveye gideyim diye düşünmüştüm. Pek yaşıtım yoktu ama bir kaç insan vardı kafa dengi. Belki de şu Azat denen adamla arkadaş olurduk, burada konuşacak birinin olması iyi olurdu. Genel olarak mahalleden düşünüp durdum. Bu sırada kahvaltılıklarla da tıka basa doydum. Telefonumu cebime atıp ayaklandım.
"Anne ben gidiyorum gezicem, Dâver geliyorsan gel." annem Dâverin ağzına gözleme tıkarken açık ağzıyla bana döndü.
"ay valla ben bıktım kuzen bu mahalleden, sen gez. Azatında numarasını almayı unutma" demesiyle geçiştirmek için kafa salladım. Herhalde muhtar diyeydi numarını almam. ayakkabılığın aynasından üstüme baktım. Gayet dışarı çıkılabilir iki kumaş parçasıydı. Ayakkabılarımı da ayağıma geçirip dışarı cıktım.
Zaten evden kahveye olan mesafe 5 dakika iken köşeyi dönünce elimi cebime attım. Kahvehane gözler önüne serilince paketten bir sigara çıkarıp yaktım. Gözümü masalarda gezdirdim tanıdık yüzü bulmak için. Tamda düşündüğüm gibi dünkü yerinde oturuyordu. Adamın hayat hikayesi ilgimi çekmişti, ondandı gözlerimin onu araması. Karşıdan karşıya geçerken sigaramın yarısına gelmiştim, yere atıp ezdim ayağımın altında. Merdivenlerden çıkarken gözlerim alanı turluyordu. Tanıdık yüzler gördüğüm masaya ilerlerken süzdüm masadakileri. Azatın karşısındaki sandalye boştu. İki parmağımla sandalyeyi çekip oturdum.
"Hoş geldiniz Deva bey, hangi rüzgar attı sizi buraya"
dedi arkadan bir ses. Kafamı çevirdiğimde amcamı gördüm, sandalyesinde eğilmiş buraya konuşuyordu.
"Amca!" dedim ayaklanırken. Amcamı da çok özlemiştim. Kısa bi sarılma merasiminden sonra daha sonra görüşmek üzere yerlerimize geçtik. Masada Halit beyi tanımam üzerine bir kaç cümle geçsede Azat ın cümlesiyle masa sessizleşti."çay söylüyorum" dedi elini kaldırmışken. Kafamla onayladım ve beklemeye başladım.
Küçük cocuk kapıda belirince çay içme heyecanımla haraketlendim. Çocuk masaya tepsiyi eğdiğinde elimi refleksle kalktı ve tepsi devrildi. Bu da yanmama sebep olmuştu. Ani bir hareketle ayaklandım ve içimden bir kaç küfür sıralarken tişörtümü vücudumdan uzak tutmaya çalıştım.
"Abi çok özür dilerim!" germemeye çalışarak baktım cocuğa,
"senin problemin değil, benim elim çarptı. Sen devam et çalışmaya hadi" diyip omzunu patlatladım. Azatta benden hemen sonra ayaklanıp yanımda bitmişti.
"Çok acıyor mu, gel değiştirelim üstünü" dedi bileğimden tutup beni kahveden çıkarırken. Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama 5 dakika dahi olmadan küçük bir binaya gelmiştik. Acele hareketlerle beni çıkarıp kapıyı açtı.
İçeri adımımı atıp etrafı inceledim
"Kimse yok mu" dedim Azata bakarak
"Yok" dedi sadece anahtarı cebine atarken. Kaşlarımı kaldırdım anladığımı göstermek manasında.
Salonun ortasında mal gibi dikilirken Azatın sesi daldığım yerden çıkardı beni."Hadi gelsene, yanıkların için burdayız" küçük bir hatırlamayla içeri adımladım. Karnımın yandığını da unutmuştum. Azatı takip ettiğimde bir yatak odasına girdiğimizi anlamıştım. Sanırım onun odasıydı. Yatağa elini vurduğunda oraya oturmamı istediğini anlamıştım. Usulca oturdum ve bana yapılacakları beklemeye başladım. Önce içeriden bir yardım kiti getirdi, daha sonra elleti tişörtümün eteklerini buldu.
"kollarını kaldır" dedi gözlerime bakarken. Hiç bir şey diyemedim ve kollarımı da kaldırdım.
"Ben yapabilirdim" dedim çaresizce.
Gözü yanıktan bana döndü"ama ben yaptım." kısaca oflayıp tişörtü masaya atmasını izledim. kiti açtı ve içinden bir krem çıkardı.
"uzan" dedi gözü arkaya kayarken
"ney" dedim garipseyerek.
"Yatağa uzan Deva, krem sürücem"
anlık bir aydınlamanın ardından kendimi geriye yasladım. Kaslarım zaten göz önündeyken birde çıplak olmam beni germişti. Dünyanın en önemli işini yapıyormuş gibi odaklanmıştı ve bunu yaparkende dudaklarını büzmüştü hafifçe. Beklemediğim bir anda karnıma üflemesiyle titredim."Sen her üstü kirleneni evine mi getirirsin" dedim dirseklerimin üstünde doğrulurken. Alttan bir bakış attı ve işine geri döndü. Dürüst olmak gerekirse bakışı içimde bir şeylerin oynamasına sebep olmuştu. Bu kalbim miydi yoksa sikim miydi meçhuldü. İşini bitirdiğinde ayaklandım.
"ee, tişört?" dedim masadaki buruşmuş tişörtüme bakarken. Elini kaldırdı bir dakika anlamında. Dolabına ilerledi ve içinden bir tişört çıkartıp üstüme attı
"sagolasın, daha hızlı atsaydın" dememle korkunç bir bakış yemem bir olmuştu. iki elimi kaldırdım omuzlarımın üstünde.
"tamam sakin aslan parçası" sanırım kaşınıyordum ama salla gitsindi.
"yürü Deva, yürü" dedi yine o boğuk sesiyle. Gözlerimi devirip kapıya ilerledim. Ayakkabımı giymek için eğildiğimde ise Azat konuştu
"hayır" bakışımı ona çevirdim
"anlamadım?" bu seferde o gözlerini bana çevirdi.
"hayır, her üstü kirleneni evime getirmiyorum" dedi ve kapıdan çıktı. Bende hızlıca giyindim ve kapıyı çektim arkamdan. İkimizde merdivenlerden inerken sessizdik, çıt çıkmıyordu, ve bu da beni germişti. Çelik kapıyı açmasıyla kendimi dışarı attım ve derin bir nefes çektim. Cebimden sigaramı çıkardım ve kaldırıma oturdum. İkimizinde konuşmamasıyla sıkılıp
ağzımı araladım."tişörtünü en kısa sürede getiririm"
"gerek yok, başkasının giydiği şeyi giymem ben" göz ucuyla baktım bu genç adama. Nasıl biriydi hala anlayamamıştım. Yıkayıp veririm diye düşündüm ve sigaramı içmeye devam ettim.
"Çocuğa kızmaman ve onu bir an önce ordan uzaklaştırman çok tatlıydı"
ne.
—-
BENCE OLDU. SİZCE NASIL OLDU. YA ÇOK HIZLI GİDİYO DİMİOFFFF
ŞİMDİ OKUDUĞUN
αвιм
Short Story"Devâm oldun be oğlum" dedi dudaklarıma odanlanmışken. Usulca ağzımı araladım. "Sende benim özgürlüğümsün Azat efendi" 29.11.23