Nobody Save You | Taekook

El comienzo de todo.

Büyük bir aşkla başlayan Taehyung ve Jungkook'un ilişkisi evlendikleri ilk günden itibaren değişmeye başlar. Taehyung, evlenmeden önce Jungkook'a masal gibi bir hayat yaşatacağına dair sözler verir. Jungkook'un borçlar içinde yüzen yoksul ailesi, oğullarını Taehyung gibi zengin bir iş adamının talip olmasına ilk önce çok şaşırsa da ilerleyen zamanlarda çok sevinir. Ancak hiç birinin Jungkook'un evlendikten sonra yaşadığı acılardan haberi yoktur. Taehyung, evlendikleri ilk günden itibaren Jungkook'u garip davranışları ile huzursuz ediyordu. Gün geçtikçe Taehyung'un gerçek yüzünü öğrenmişti Taehyung Jungkook'a hayatı dar etmeye başlamıştı. Jungkook'a olan kıskançlığı Taehyung'a korkunç bir insana büründürmüştü. Jungkook'u eve kapatmış ve onun haberi olmadan hiçbir şey yapmasına izin vermemişti. Jungkook'u eve hapsetmekle kalmayan Taehyung, eve kamera taktırır ve adım adım onu izler.

Jungkook, yaşadığı işkenceyi annesine anlatmaya çalışsa da başarılı olamaz. Büyük umutlarla başlayan evlilik hayatı Jungkook için işkence dolu günlere dönüşür.

Sevdiği adamın evinde tutsak yaşıyordu Jungkook. Birbirlerine ait olalı sadece bir hafta olmuştu. Ancak Taehyung olduğundan çok daha farklı biriydi. Titizliği,ani öfkesi,bir şeye takıntılılığı bunlar Taehyung'un gerçek hisleriydi. Deli gibi seviyordu ancak Jungkook'u kırdığının farkında değildi.

Herşey evlendikleri günün sabahında başlamıştı.

Taehyung'un ona tokat atması bir anlığına olan bir şey gibi gelmişti. Fazlasının olacağını hiç düşünmemişti.

Her gün evden kaçmak istemişti çünkü bir yerden sonra Jungkook boğuluyor gibi hissediyordu. Taehyung iş için evden ayrıldığı sırada Jungkook'un telefonunu elinden alıyor kapıları da kilitliyordu. Dışarda bir kaç koruma vardı ve onlarla konuşması bile yasaktı. Ailesini aramasını bile istemiyordu Taehyung.

Genel olarak Taehyung kapıyı kilitlemezdi ama Jungkook kaçmaya çalıştığı için kilitlemek zorunda kalıyordu. Onu kaybedemezdi,sadece o baksın sadece o sevsin sadece onunla konuşsun istiyordu.

Taehyung'un kıskançlığı çığrından çıkmıştı,evlenmeden önce bebek gibi olan adam evlendikten sonra çok daha farklı birine dönüşmüştü.

Jungkook'un kaçmaya çalıştığı günün sabahındaydık.

Taehyung işten eve geldiği sırada evin bu kadar sessiz olmasına şaşırdı. Bu saatlerde Jungkook yemek hazırlamak için mutfak da oluyordu. İş çantasını kapının kenarına bırakıp mutfağa doğru adımladı ayakkabısının tok sesi eve yayılırken.

Taehyung doğru düşünmüştü Jungkook burda yoktu. Ocağın üzerinde ki tencereleri kapaklarını açtığında bilinmişlikle gözlerini devirdi."Bugün de yemek yapılmamış." Sürahiyi suyla doldurup tencerenin içine boşalttı yavaşça. Ocağın tekini yakarken diğerini de yakmıştı ayrıca. Ne yapacaktı iki ocakla?

Çekmeceleri karıştırıp içinde bulduğu büyük bıçağı yanan ocağın üzerine bıraktı. Bıçağın demir kısmı ateşin verdiği hissiyatla yanarken Taehyung başında şarkı mırıldanıyordu. Jungkook hala ortalık da yoktu,nerdeydi bu çocuk?

Tencerenin için de kaynayan suyu görünce artık içine makarnaları koyması gerektiğini düşündü. Kısa bir süre sonra yumuşayan makarnaları soğuk sudan geçirip güzel, domates sosunu makarna ile karıştırdı. Bir tabağa hazırladığı soslu makarnayı koymuş yanına aldığı su ile masaya oturup yemeye başlamıştı. Jungkook hala ortalık da yoktu derken salondan duyduğumuz çığlık sesleriyle dikkatimiz dağılmıştı. Boğuk gelen Jungkook'un ağzı bir bez parçası ile bağlanmıştı. Ayakları ve elleri avcıların yakaladığı,domuzları bağladığı halde bağlanmıştı. Yerinde debeleniyor Taehyung'un onu çözmesi için çığlık atıyordu.