jeongguk doğru mu görüyorum yoksa o kız taehyungun koluns mı girmiş
jimi🌸 ne hangi kız
jeongguk TAEHYUNGUN BERABER LİMONLU CHEESECAKE YEDİĞİ KIZ
jimi🌸 ya amk yine mi o
jeongguk jimib ben parçalarım bunu YAPIŞTI TAEHYUNGS OF neden yanjndaki ben değilim neden jimin neden böyle oluyor
jeongguk tam adım attı diyorum bir şeylwr oluyor diyorum ve her şey bozuluyor asla benim olmayacak değil mi
jeongguk ben tam bir salağım ya %1 ihtimal bile fazla onun bana aşık olması için imkansıza oynsdım ben ve boşunaymış boşuna ümitlenmişim işte
jeongguk sikerler ciddrn
yazıyor...
çevrim dışı
jimi🌸 sakin ol bi nerdesin
12.33
jimi🌸 jeongguk
12.34
jimi🌸 JEONGGUK DİYOEUM
12.35
jimi🌸 amına koyduğumub çiçekleri
12.37
&
kendini aceleyle tuvalete atıp hızla kapıyı kilitledi jeongguk. her zamankinden daha şiddetli bir öksürük krizi bedenini sardığında bacaklarındaki kuvveti kaybetmiş, pis olmasını bile umursamadan zorlukla yere oturmuştu.
öksürdükçe öksürüyor, dudaklarından dökülen kiraz çiçekleri etrafa saçılıyordu. bu seferki öyle yoğun, öyle acı vericiydi ki aldığı oksijen çiçeklerin yoğunluğundan ciğerlerine ulaşamıyordu bile.
elleri titriyor, nefesi daralıyordu.
birkaç dakikanın ardından gözlerinden birkaç damla yaşın yanaklarından aşağıya süzüldüğünü hissettiğinde öksürükleri yavaş yavaş azalmaya başlamıştı.
şimdi ise hissettiklerinin getirdiği acı vardı sadece.
hiç olmadığı kadar zavallı hissediyordu kendini. ismini bile yeni öğrenen biri için burada oturmuş acıdan iki büklüm hâle gelene kadar çiçekler dökmüştü yine.
evet aşk güzeldi, bunu asla reddetmiyordu. peki ya tek taraflı aşk? işte bundan emin değildi. öyle bir histi ki bu.. ne onunla olabiliyordu ne de ondan vazgeçebiliyordu.
yapamıyordu işte. imkansız olduğunu adı kadar iyi bilse de küçük kalbinden taehyung'u bir türlü atamıyordu. hoş, atmak da istemiyordu. dedim ya, uyuşturucu gibi bir şeydi bu.
derin, titrek bir nefes çekti içine. o sırada sırtını yasladığı kapı tıklanmış, en yakın arkadaşının sesi kulaklarına çalınmıştı.
"jeongguk?! jeongguk iyi misin?"
sessiz kalarak zorlukla yerinden kalktı jeongguk. ardından yüzüne hafif bir su çarpıp kendine gelmeyi denedi ve daha iyi göründüğüne emin olduğunda yavaşça kilidi açtı.
"jeongguk, tanrım.. bu hâlin ne? betin benzin atmış."
"i..iyiyim."
"konuşamıyorsun bile, yürü revire gidiyoruz."
"istemiyorum." diye mırıldandı jeongguk yarım ağız bir şekilde. öyle hâlsiz hissediyordu ki bedenindeki tüm güç ondan çekip alınmıştı sanki, öyle ki konuşmak bile çok yorucu bir şey hâline gelmişti o an.
"saçma saçma konuşma, gidiyoruz dedim. hâline bak, ayakta duramıyorsun."
"jimin-" itiraz etmeye yeltense de jimin onu dinlemeyip çoktan revire doğru sürüklemeye, giderken de 'korkutuyorsun beni' temalı konuşmalarına ufaktan başlamıştı.
bu sırada uzaktan onları izleyen esmer, tereddütle revir kapısına bakıyor, endişeyle dudaklarını dişliyordu.
jeongguk, iyi görünmüyordu. hayır hayır, jeongguk iyi görünmemenin de ötesinde, berbat görünüyordu. yanına gitmek ve nasıl olduğunu sormak istedi, ama jeongguk yine 'ona rezil olduğu' gibi saçma düşüncelere kapılabilir, kendini kötü hissedebilirdi.
bu yüzden, arkasını dönüp gitmeye karar vermişken tam o anda gözüne çarpan görüntüyle olduğu yerde duraksadı.
tuvaletin kapısı açık kalmış, böylece yerlere saçılan pembe çiçekler görüş açısına girmişti.
"hayır," diye fısıldadı hızlı adımlarla oraya doğru yürürken. "lütfen düşündüğüm şey olmasın. lütfen düşündüğüm şey olmasın."
ama öyleydi.
tam da düşündüğü şeydi.
&
kisa bi bolumdu idare edin......😔😔 bi sonraki bölüm texting🥹
twt & insta: vanilyoona
💝🌱
ficimizin taekooku;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
