arkadaslar bolum 🌿uz'a geldik. nabersiniz. iyisinz iyisiniz supersiniz. hafi bolume gecin bakiyimmmm
İİ OKUMALAR💗🧘🏻♀️🫶🏻yorumlarnızı bekliyorum ..
sonraki bölüm texting söz🌸💗
işte, o gün gelip çatmıştı. güneşin parlak ışıkları tenine tenine vururken sonunda taehyung ile buluşacağı için deliler gibi heyecanlıydı küçük olan, öyle ki yol boyunca kendi kendine "sakin ol, sakin ol, sakin ol." diyerek bir sürü telkin vermiş, küçük dudaklarını sabırsızca ısırıp ısırıp durmuştu.
eh, buluştuğu kişiyi düşününce bunu yapmakta pek de haksız sayılmazdı.. sonuçta, tanrım.. o KİM TAEHYUNG'TU. jeongguk'un ilk heyecanı, ilk aşkı, ilk vuruluşu.
bunca zamandır konuşuyor ve beraber ara sıra öğle yemeği yiyor olsalar bile ilk kez onunla dışarıda buluşacaktı, heyecanlı olmayıp ne yapabilirdi ki?
dışarıdan sakin ve kontrollü görünmeye çalışsa da kalbini hızlandıran o tatlı duygu içini yiyip bitirmeye çoktan başlamıştı bir kere.
tüm bunlar inanılmaz geliyordu, taehyung ile koca bir akşamı beraber geçirecek olmaları yani.. üstelik sinemaya gidecekler, tıpkı iki sevgili gibi en arka koltuklarda yerlerini alacaklardı. ne hissedeceğini kestiremiyordu bile jeongguk, heyecanlanıp saçma bir şey söyleyecek miydi? ya da aralarında garip bir an oluşacak mıydı? bundan öylesine korkuyordu ki..
başındaki balıkçı şapkasını hafifçe çekiştirerek düzeltti ve derin bir nefes alarak gergin adımlarla buluşacakları noktaya yüremeye devam etti.
çok geçmeden buluşmak üzere anlaştıkları yere yaklaşmış, gözleri dakikalardır sabırsızca buluşmayı beklediği esmeri bulmuştu.
sırtını duvara yaslamış etrafına bakınıyor, bir yandan da ellerini rüzgârın hafifçe dağıttığı ve buradan bile yumuşacık gözüken saçlarının arasından geçiriyordu. üstelik bunu yaparken o kadar havalı görünüyordu ki..
bakışlarını yavaşça aşağıya kaydırdı jeongguk.
üzerine kollarını açıkta bırakan 'celine' yazılı beyaz bir tişört geçirmiş, altına kot bir pantolon giymişti. yakasında bir güneş gözlüğü taşıyordu, bilekleri ise bir tanesi ona hediye ettiği bileklik olmak üzere bir sürü bileklikle doluydu.
adımları ondan bağımsız taehyung'a doğru ilerlerken tek düşündüğü şey onun şu anda ne kadar çekici gözüktüğüydü.
çok geçmeden yanına vardığında taehyung onun gelişini henüz fark etmemiş olmalıydı ki bakışları önündeki geniş meydandaydı.
yavaşça yaklaşıp parmak uçlarıyla omzuna dokundu jeongguk. "hyung?"
o tanıdık sesi duyar duymaz aniden döndü taehyung. döner dönmez ise kendisine balıkçı şapkasının altından kocaman kocaman bakan bir jeon jeongguk'la karşılaşması bir olmuştu.