-Changbin-
Ya hayır ya I.N de gelmiş ağlamak istiyorum şimdi gelir amcam bana gıcıklık olsun diye yanıma oturtur I.N'i off
"Günaydın. Çok erken gelmişsin"
"Bana benden uzak dur dedin"
"Aslında öyle demek istememiştim o andaki sinirle oldu"
"Tamam, git"
"Git I.N yüzünü görmek istemiyorum"
"Barıştık mı?"
"Hayır."
İçimden evet demek geliyor ama diyemiyorum daha fazla üzülmek istemiyorum...
"Changbin bir şey yapalım bari akşama kadar oturacak mıyız böyle?Hem senin annenler nerede?"
"Gelecekler birazdan. Sana ne bundan?"
-I.N-
Biraz fazla yakışıklı olmuş sanki... Tamam kendine gel I.N onun kalbini kırdın ve geri kazanman gerekecek. Kırılan kalpler eskisi gibi olmazmış. Ama deneyeceğim şansımı...
"Nelerden hoşlanırsın?"
"Ne?"
"Nelerden hoşlanırsın?"
"Sana ne."
"Uff hadi ama trip atma bana."
"Ya yeter kızım git diyorum yüzünü görmek istemiyorum diyorum"
"Ne bu sinirin böyle? Ne oldu sana? Neşelen biraz amcan evleniyor"
"Of git başka erkeklere takıl. Kuzenin falan yok mu hiç senin git onlara takıl benimle ne uğraşıyorsun."
Kulaklıklarını taktı ve bana arkasını döndü. Bu halini seviyordum. Onu sinirlendirmeyi de seviyordum. Çünkü sinirlenince biraz fazla tatlı oluyordu.
"Oğlum!"
"Baba siz mi geldiniz?"
"Evet oğlum. I.N diye saatlerce ağladığın kız bu mu?"
Ne? Benim için saatlerce mi ağlamış? Onu hiç ağlarken görmemiştim. Yoksa bana aşık mı? Yok ya değildir. O kadar güzel kız varken bana mı bakacak.
"Babacım yok arkadaşım benimle kavga ettiği için ağlamıştım"
"Ha tamam anladım ben senin demek istediğini oğlum. Bir şey soracağım I.N Changbinle aynı sınıfta mısınız?"
"Evet öyleyiz yeni geldim onların okuluna"
"SENIN HIC VICDANIN YOK MU HA? SEN NASIL BIR INSANSIN OGLUMU SAATLERCE AGLATIYORSU-"
"Babacım sakin tamam"
"Bismillah yardım edin"
"I.N sen git ben hallederim babamı"
Nerede hata yaptım ben ne dedim ki Chnagbin'e bu kadar ağlamış? Gerçekten kötü bir insanım bana yapılsa bende ağlardım Changbin haklı. Hata bende bu beyinsiz kafamla herkese önüme geleni söylüyorum. Nasıl üzülmüştür şimdi Changbin...
"Merhaba sanırım Changbin'in annesisiniz Changbin ve babası şuradaki masadalar"
"Tamam teşekkür ederim. Bu arada kimdin yüzün tanıdık geliyor bir yerden de çıkartamadım"
"I.N ben Changbin'in sınıf arkadaşı. Benim için saatlerce ağlamış duyduğum kadarıyla. O anda başka bir şeye sinirliydim Changbin'e patladı sinirim kusura bakmayın. Gerçekten isteyerek söylememiştim bunları. Çok özür dilerim"
"Sorun yok I.N"
"Sağolun"
"Hadi gel bizim masaya otur Changbin seni görmek istiyor"
Masaya gittiğimde Changbin hala müzik dinliyordu. Beni dikkate almadı bile. Akşam olmuştu çoktan. Ablam ve Changbin'in amcasının düğün saati yaklaşıyordu.
"Kuzenin yok mu I.N?"
"Hayır yok. Yani düğüne gelmediler"
"Anladım"
Changbin'in ailesiyle benim ailem tanışmıştı. Zaten ablam ve Changbin'in amcası yüzünden görüşmüşlerdi ama tam olarak tanışmamışlardı.
"Hepinize merhaba sevgili ailem"
"Ooo Seungmin büyümüş de evleniyorsun abicim"
"Tabiki abi evlenmeyecek miyim?"
"Helal amcama"
"Enişte ablama selam söyle"
"Söylerim I.N. Bu arada yeğenim ile çok yakışıyorsunuz"
"Amca!"
"Tamam be. Ha bu arada I.N, Changbin seninle sevgil-"
"AMCA!"
"Neyse ben kaçtım"
"Jisung Chan'ın karnı acıkmış bir şey yap"
"Emredersiniz kraliçem"
"Changbin Chan'a telefonunu ver susmayacak sanırım"
"Of al Chan"
"Chan gel biraz da I.N ablanla oyna!"
-Changbin-
Gözlerimi I.N'den alamıyordum... Gerçekten benim gözüm başkasını göremiyordu. Chan'la oyun oynayışı o kadar güzel ki sabaha kadar izleyebilirim. Çocuklarla iyi anlaşıyor olmalı. Nasıl unutacağım onu aklım almıyor. Hata bendeydi gözümü kör edecek kadar aşık olmamalıydım I.N'e...
_______________________________________