Zengin İlanı

Afiş

Elimizde bulunan afişlerle kırtasiyeden çıkmış şehrin meydanına doğru yürüyorduk. Meydana geldiğimizde Burak'la Ozan farklı yönlere İrem'le biz farklı yönlere afileri asmak için ayrıldık.

"Ne diyorsun kanka gelir mi bi sugar daddy" demesiyle kahkahamı tutamadım. "Gelir gelir çocuğunu da sana ayarlayıp gül gibi geçiniriz" diye sohbet ederek afişleri asmaya başladık.

İremin Rolls-Royce arabasını görmesiyle "Ulan bu kesin zengindir" diyip elimden afişi çekiştirip arabanın camına yapıştırdı.

Eğleniyorduk, eğlenceliydi ama sonumuz umarım karakolda ya da sapık dedelerle uğraşırken bitmezdi.

Burak ve Ozanın sesini duymamızla o tarafa döndük; "Lüks evlerin kapılarına, lüks arabaların kapılarına, lüks lokantaların önlerine ve sokakların her yerine Ozanla yapıştırdık sayemizde kısmetin açılacak"

"Sizin yüzünüzden yaşlı dedeler Instagram hesabıma dadanırsa ve taciz mesajları yersem hepiniz elimde kalırsınız" desemde Ozan beni ciddiye almayıp Burakın koluna girmiş "Hayat boş zengin kocaya koş" diyerek Burak'la önden gidiyordu.

Saatin geç olduğunu farkedince vedalaşıp evlere dağıldık.

Eve geldiğimde oluşan boşluk hissi bedenimi her zamanki gibi ele geçirmişti. Ne zaman alışacaktım yokluğuna diye içimden düşünmeden edemedim. Hiçbir zaman. Hiçbir zaman alışamayacağım.

Düşüncelerimi bölen anahtar sesini duyunca babamın geldiğini fark edip merdivenlerden aşağı indim. "Gününüz nasıldı Emre bey memnun muydunuz?" diye babama takıldım. "Güzeldi kızım senin nasıldı?"

"İyiydi" "Şey baba doğruluk cesaretlik oynadık da benim için zengin koca afişleri yapıştırdık" diyemeyeceğim için "iyiydi" demekle yetindim.

Yürümekten bacaklarımın ağrıdığını farkedince duş alıp uyumaya karar verdim.

İkinci bölümden selam gençlik.