7. Bölüm

33 7 58
                                    

Minho eve gidip biraz kestirdikten sonra gelen arama ile güzellik uykusundan uyanmıştı. Homurdanarak telefonunu açtı. "Minho?" Minho gözlerini ovarken "efendim Hyunjin?" Dedi. Hyunjin "Evde misin?" Diye sorunca Minho elini gözünden çekerek "Evet, evdeyim" cevabını verdi.

"Haber vererek gitseydin keşke" Minho sanki Hyunjin onu görebilecekmiş gibi somurttu. "Uykunuzu bölmek istemedim" "bozman gerekirdi, mümkünse. Bizde bu işin içindeyiz" Minho oturur pozisyona gelerek "Ne işi?" Diye yanıtladı.

"Changbin olayı" Minho kaşlarını çattı. "Hadi ama siktiğiminin Changbin'i umurumda bile değil artık." Yalan söylüyordu. İlk kez yalan söylemişti ve içi hiç rahat edememişti. "Pekala Minho o zaman kusura bakma iyi günler sana bir şey olursa her zaman yazabilirsin bunu unutma tamam mı?" "Tamam" dediğinde telefon kapandı.

Telefonu kulağından indirirerek etrafına bakındı. Kendi kendine 'en azından arkadaşlarım olabildi.' Dedi. Changbin gibi olamasalar bile, en azından varlardı.

Minho oturduğu yerden kalkarak lavobaya gitti. Changbin gittiğinden bu yana gayet normale dönmüştü. Gülümsedi aynaya bakarken, elini yüzünü yıkayıp kuruladı.

Lavobadan çıkıp gardıropuna ilerledi ve içini açtı. İçerisinde rahat edebileceği kıyafetler seçip giyindi.

Hırkasını giyip telefonunu eline alıp evden çıktı ellerini ceplerine soktu. Sadece temiz hava almak istiyordu ve belki Jisung'u ziyarete giderdi. Jisung iyi görünse de o yaralar ile iyi olması pek mümkün değildi.

Sessizce mahallesinde yürürken etrafa bakıyordu, hiç incelememişti burayı, güzel bir yerdi aslında. Gökyüzüne baktı, güneş battığı için turuncuya boyanmıştı gökyüzü.

Arkasında yürüme sesi hissettiği için arkasına baktığında kimseyi görememişti. Kaşlarını çatarak sağa ve sola baktı, bir şey yoktu. Önünü dönüp yürüyecekken, önünde gördüğü beden ile durdu.

Changbin olduğu yerde durmuş sallanıyordu, içmişti büyük bir ihtimalle. "Minho." Dediğinde Minho kapkatı kesilmişti. Çok bir zaman olmasa ile onun ağzından kendi adını duymak garip hissettirmişti.

Minho'ya yaklaşmaya çalıştığında Minho geri adım atarak "yaklaşma bana." Dediğinde durmuştu. "Minho dinle beni." Minho onun gözlerinin içine bakarken her an kaçacak gibi bir hali vardı."Minho neden böyle yapıyorsun?"

"Ne ne yapıyorum Changbin?" Changbin göz devirerek Minho'nun bileğinden yakaladı. "Neden benden kaçıyorsun?" Minho kaşlarını iyice çatarken bileğini geri çekmeye çalıştı, başarız oldu.

"BIRAK BENİ CHANGBİN SENDEN NEFRET EDİYORUM! ARTIK ANLAMAN GEREKİRDİ!" Dedi sinirle. Changbin başını iki yana salladı. "Hayır benden nefret etmediğini biliyorum Minho. Sen benden vazgeçemezsin, senin kimsen yok ki. Paşa paşa bana geleceksin elinde sonunda."

Minho tüm gücüyle bileğini kurtarmaya çalıştığında Changbin eğilerek Minho'nun bacaklarına kollarını doladı ve Minho'yu omzuna aldı.

Minho Changbin'in sırtını izlerken tişörtünü sweatini tuttu, çırpınmaya başladı. "BIRAK BENİ ADİ HERİF!" Changbin sessizce yürümeye başladığında Minho kurtulamayacağını anlayıp öylece durmuştu.

Bir süre sonra başını kaldırıp etrafa baktığında Changbin'in mahallesine gelmişlerdi. Minho'nun gerginleşen vücudu titremeye başladığında Changbin evinin kapısını açarak içeriye girmişti.

Kendi yatak odasına çıkıp Minho'yu yatağa fırlattı. Minho kaçmak için hamle yaptığı sırada Changbin onun iki bileğini de tutup yatak başlığına yasladı.  Minho sinirle "APTAL SİKTİR GİT RAHAT BIRAK BENİ!" Dedi.

last time. / MinbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin