Annemle babamı kaybedeli tam 3 yıl oldu. O kazadan kurtulmam bir mucizeydi. Yani doktorlar o zaman öyle söylemişti. Biraz hastanede kaldıktan sonra yetimhaneye yerleştirdiler. Ne bir akraba ne de bir eş dost.. Yetimhanede günler zor geçiyordu ama artık gitme zamanım geldi. 18 yaşındaki herkesi çıkardıkları gibi beni de bir kaç haftaya çıkaracaklar buradan. Nereye gideceğim ki? Üniversite sonuçları açıklansa da nereye gideceğim belli olsa keşke. Korkuyorum. Tek başıma hiç arkadaşım olmadan hiç bilmediğim bir yerde nasıl yaşarım. Gerçi arada sırada konuştuğum kızlar dışında burda da arkadaşım yok. Resmen yalnızlığa mahkumum ben. Ben kim miyim? Yalnızlıklar Kraliçesi Mirah.. Aslına bakarsanız yalnız değilim. Sadece göremiyorum onları o kadar. Hep çevremde kimsenin göremediği ama hissettiğim varlıklar var. Her gece bana dokunduğunu hissettiğim bana hiç zararı olmayan bir şeyler var. 4 yıldır hiç bıkmadan usanmadan yanımda benimle birlikteler. Diyeceksiniz ki in midir cin midir nedir yani bunlar. Evet cinler. İlk başlarda kafayı yediğimi falan düşünüyordum. Fakat 2 yıl önce gittiğim bir falci teyze söyledi. "Sana zarar vermeden öylece yanindalar sanki seni koruyorlar" dedi. Sonra da "bana bir daha gelme fal için kötü cinlere ihtiyacım var sendekiler iyi bu yüzden gelme bir daha sakın" dedi. Tabi olayı idrak etmem kolay olmadi. Neden benim gibi birini seçmişlerdi bilmiyorum ama alıştım onlara. Çok kötü olduğumda, geceleri ağlarken, mutluyken, korkarken hep yanımdaydılar. Onları saymazsak işte yalnızım. Bir yemekhanedeki teyzeyle muhabbet ederim o kadar. Kızlar da anca yanıma gelip konuşurlarsa.. Hep erkek muhabbeti yapmaktan bıkmadılar yahu. Yok şu kız bu çocukla çıkıyor yok bu bunla öpüşmüş. Bana ne bunlardan? İşte bu yüzden arkadaşım yok. Alışkanlık olmuş artık bende. Yakın olmak isteyenlere de ben yanaşmıyorum. Biraz dikkat çeken ama inek bir tipim var. 1.70 boyunda kumral mavi gözlü biriyim işte. Gözlüklerim de inekliği destekler gibi.