seven; seninle yaşamak istiyorum

61 3 10
                                    

🔞 yetişkin içerik uyarısı!

Jeongguk resepsiyondan gelen aramayla yarım saat önce çıktığı otel odasının kapısına doğru ilerledi.

"123" numaralı otel odası özel olarak ikilinin kaldığı, sevişmelerine ortak olduğu bir yerdi.

Jeongguk, kapalı kapının önünde derin nefesler alıp veriyordu. Şu an yaşanan şeyi kavramakta güçlük çekiyordu. Taehyung'a evine gitmesini söylemeliydi, buraya çağırmaması gerekiyordu. Fakat kendine engel olamamıştı. Otelde olduğunu söyleyip onu buraya çağırmıştı. Her şey yanlıştı ama buna engel olmak istemedi. Sarhoş değildi. Sarhoş olan kapının önüne gelen adamdı. Bunu bile bile tıklatılan kapıyı açtı. Karşısındaki saçlarına karlar düşmüş adamın yüzü soğuktan ve sarhoşluktan kıpkırmızıydı.

Esmer olan ise açılan kapıyla kendisine bakan bedeni inceledi. Beyaz tenin çekiciliği dudaklarını birbirine bastırmasına neden oldu. Üzerinde bu soğuk havaya rağmen incecik bir tişört, altında da sadece ona yakıştığını düşündüğü dar kot pantolon vardı. "Durma kapıda." dedi. "Geç hadi içeri." Taehyung karşısındaki adamın sözleriyle içeriye geçti. Montunu çıkarıp bir kenara atarken kahverengi saçlarındaki karları temizledi.

Oda karanlıktı. Her zamanki gibi. Taehyung ise yorgun hissediyordu. Bu yüzden kendini direkt koltuğa attı. Jeongguk ise sadece onu izliyordu.
"İçmediğini sanıyordum." dedi Taehyung'u incelerken.

"İçmiyordum."

"Lisa var diye mi içtin?" diye sordu Jeongguk. Taehyung başını olumsuz anlamda salladı. Jeongguk birçok şey sormak istiyordu. Görüşmedikleri iki ay boyunca ne yaptığını, ne hissettiğini merak ediyordu. Normalde doktorunun içmemesini söylemesine rağmen neden içtiğini, ona yazmasına sebep olan şeyi merak ediyordu. Bir şey olmuştu, Jeongguk onu artık çok iyi tanıyordu. Koltuğa, hemen yanına oturdu. Aralarına mesafe koymayı umursamadı. "Ne oldu?" dedi.
"Anlat bana."

"Bir şey olduğu yok. " diye geçiştirdi esmer olan. "Taehyung, söyle!"

"Emir verme bana!"

"Bunu emir olarak algılama. Sadece anlamaya çalışıyorum ama anlatmazsan tam olarak ne olduğunu anlayamam."

Biliyordu, bir şeyler olduğunu anladığını çok iyi biliyordu Taehyung. Bu yüzden kazağının kollarını çekiştirmeden önce botlarından kurtuldu. Dizlerine kendine çekti. Başını dizlerine yasladı, kısık bir tonda, "Babam geldi." dedi. Jeongguk duyduğu şeyle kaşlarını çattı. Babası olacak adam annesinin ölümünden sonra Taehyung'u terk edip gitmişti. En azından ona böyle söylemişti ki bildiği kadarıyla iyi bir adamda değildi. "Taehyung." dedi kaşlarını daha da çatarken çünkü Taehyung titriyordu ve bu üşümenin etkisiyle olan bir titreme değildi.

"Üzerimi değiştirmek istiyorum. Temiz kıyafetler giymek istiyorum. Senin kıyafetlerini giymek istiyorum." dedi. Jeongguk bu sözlerle aklına gelen şeyler yüzünden olduğu yerde sarsıldı. Esmer olan bedeni kendine çevirirken, "Baban olacak o adam," dedi. "Sana bir şey mi yaptı?" Sessizlik istediği cevap değildi. "Taehyung, sana bir şey mi yaptı, diye sordum." Yine aynı sessizlik. Jeongguk bu sessizlikle can vereceğini düşündü. Bir şey yapmıştı. Yoksa Taehyung böyle sessiz kalmazdı. Bu yüzden bir hışımla ayaklandı. Kapıya giderken onu hiçbir şey durduramaz sanıyordu. Ta ki ağlayarak ona seslenen adamı duyana kadar. "Jeongguk." dedi yalvarırcasına. Adımları yarı da kesildi. Kapıya yaklaşmıştı ama ileri gidemedi. Omuzu üzerinden koltukta küçüldükçe küçülen ve ağlayan bedene baktı.

"Gitme." dedi. "Ne olursun gitme. Beni terk etme."

Jeongguk'un eli ayağına karıştı. Koşarcasına ağlayan bedenin yanına gitti. Dizleri üzerine çöktü, titreyen bedenin titreyen ellerini tuttu. "Tamam. Ağlama. Hadi gel üzerini değiştirelim."

Was For Love | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin