bus ⩩ gongfourz

「7」

Taesan'dan

Bugün sabah leehan'la birlikte gelmiştim okula. Aslında böyle olacağını tahmin etmiyordum tabikide.

Leehan çok şapşal biri. Bana bakarken nasıl otobuse binmeyi unuttu hala anlamadım ama çok tatlıydı.

Şimdide okul çıkışı olmuştu ve leehan'a sürpriz yapacaktım.

Sabah buluşmamızın ona yetmediğini söylemişti. Açıkcası banada pek yetmemişti. Bu yüzden onun çıkışına gidicektim.

Leehan'a kısa sürede ısınmıştım ve kısa sürede yakınlaşmıştık. Bu beni mutlu etmişti tabiki. Tanışmadan önce onu otobüste gördüğümde de ilgimi çekiyordu.

Çıkıs zilinin çalmasıyla okuldan fırlamıştım. Çoğunlukla woonhak'la birlikte eve gidiyordum ama bugün woonhak'ı unutmustum tamamen.

Woonhak'ın arkamdan bana seslenmesiyle yavaşlayıp arkama döndüm.

"Taesan noldu sana amk kaçıyon mu benden"

"Ne alaka woon. Arkadaşımla buluşcam sen tek git bugün"

"Ooo yoksa leehan mı bu arkadaş"

"O kadar belli mi ya"

"Çokk"

Demiş ve gülmüştü. Ona katılarak bende güldüm. Birden aklıma riwoo geldi.

"Riwoo nerde?"

"Bilmiyorum ki. İşim var diyip kaçtı."

"2 güne çıkar ortaya merak etme" demiştim. O sırada aklıma gelen leehan ile kolumdaki saate baktım.

15.50

Saatı görmem ile kendime geldim ve veda edip woonhak'ın yanından ayrıldım.

"Hadi kaçıyorum ben"

"Görüşürüz canım leehan'a iyi bak"

5 dakike içerisinde leehan'ın okulunun önünde olmam lazımdı. Hızlı ama yavaş adımlarla yürüyüp okulun önüne varmıştım.

Zaten zilde hemen çalmıştı. Çıkışın önünde gelen geçene bakıyordum. Leehan'ı arıyordu gözlerim.

Ben kafamı sağ tarafa çevirip ordan çıkanlara bakarken. Birden sol omzuma biri dokunmuştu.

Kafamı sol tarafa çevirerek dokunan kişiye baktım.

"Burda napiyorsun taesan?"

"Ah seni almaya gelmiştim aslında biliyor musun leehan"

"Ne. Geleceğini söylemeliydinn"

"Sürpriz olsun dedim"

"İyi peki. Gidelim mi?"

"Nereye?"

"Eve gitmiyor muyuz taesan"

"Aslında beraber bir kafede oturabiliriz diye düşünmüştüm"

"Bilmemm"

"Sabah sen değil miydin 'yetmedi bana' diyen"

"Yaa tamam hadi gidelimm"

Demişti. Bende zafer sevinciyle onun elinden tutmuş yürümeye başlamıştım.

"Bu 2 oldu ama taesan"

Anlamayan bakışlarla leehan'a dönmüştüm.

"Diyorum ki sabah bileğimden tuttun şimdide elimden tutuyorsun. Yakında belimden tutarsın"

"Tutarım"

"Ne"

Sessiz kalmış ve sırıtmıştım.

Ona gizli gizli baktığımda donmuş bir balığa benziyordu.

Bir kaç saniye donmanın ardından kendine gelip konuşmuştu.

"Hangi kafeye gidiyoruz?"

"Benim bildiğim bir yer var oraya gidelim mi?"

Diye sormuştum. Başıyla onaylamıştı ve el ele gitmeye başlamıştık.

Hava soğuktu ellerim üşüyordu ama leehan'ın elleriyle ısınmıştı ellerim.

Hep gelmek istediğim bir kafeydi burası. Dekorasyonunu seviyordum. Çoğunlukla kahve tonlarıyla donanmış hoş bir vibe veren kafeydi.

İçeriye girdiğimizde sıcak hava bizi karşılamıştı. Cam kenarında güzel bir masaya geçip oturduk.

"Ne istersin" sordum.

"Sıcak çikolata mı içsek canım çekti"

"Hmm iyi olur"

"Sen sever misin"

"Neyi? Seni mi? Evet severim."

"Taesan ne diyorsun" diyerek gülümsemişti tatlı tatlı.

"Sen beni sevmez misin?"

Diye sorup cevap beklemeye başladım. Leehan bir an duraksamış ve utanmıstı her halinden belliydi.

Cevap bekliyormuşcasına baktım.

Leehan tam konuşacakken arkama doğru bakıp şaşırmıştı. Eliyle ağzını kapatmış bakışlarını yüzüme çevirmişti.

"Noldu leehan iyi misin?"

Şaşkınca konuşmuştu:

"Sakın arkana bakma"

Merakıma yenik düşüp arkama doğru dönmüştüm. Ve arkamdaki masaya bakmıştım.

Sungho ve Riwoo?????