2

566 79 65
                                    

Kimsenin olmadığını fark edince rahat bir nefes vermek istedi ancak iki kişilik odanın ne kadar küçük olduğunu da fark etti aynı zamanda, nefesi kesildi bu yüzden. Başından aşağı kaynar suların aktığını hissetti. Normalde kendisi bu odanın dört katı bir odada yaşıyordu. Ve genelde sığmakta zorluk çekiyordu.

Kapıyı kapatıp sinirle elini saçından geçirdi. "Ders, gerçek hayat, öyle mi? Sikerim böyle hayatı ben. Kafeste yaşasam daha fazla alanım olurdu." çantasını boş olduğu belli olan yatağın yanına attı. "İnsan bunu düşmanına yapmaz be!" kot ceketini de sıyırdı üstünden, yatağa atıp oturdu. "Hale bak."

Yaşadığı sıkıntının acısını Seungmin'e anlatarak geçirmek için telefonunu çıkardığı sırada banyonun kapısı açıldı, içeriden çıkan şık giyinimli oğlanla göz göze geldi.

Hyunjin'i fark eden Jisung, korkmak yerine gördüğü manzara ile genişçe sırıttı istemeden, "Tanrım, bugün şanslı günümdeyim sanırım." diye mırıldandı. Odaya geçip banyonun kapısını kapattı. "Selam yakışıklı, fazla beklettin beni." dedi sitemkâr bir tonda.

Kaşları çatıldı sarışın gencin, istemsizce doğruldu yatakta, "Beklettim mi?" şehvetle dudaklarını yalayarak başını salladı Jisung, "Evet, çok. Ama buna değecekmiş gibi duruyor." onu omuzlarından hafifçe ittirip kucağına yerleştiğinde şoktan hiçbir şey yapamadı Hyunjin, "Ne yapıyorsun?" diyebildi sadece kekeleyerek.

Onun naz yaptığını düşünen Jisung ise göz devirerek güldü, kollarını boynuna doladı, "Ne yapmamı istersin Choi?" daha da çatıldı kaşları Hyunjin'in, geri çekilerek dibindeki oğlandan kurtuldu, "Choi mi? O da kim?" başını yana eğdi Jisung, "Sensin, bu nasıl bir soru böyle?"

"Ben..." onu pek kibar sayılmayan bir şekilde kucağından indirdi ve ayağa kalkıp, toz varmış gibi üstünü silkeledi, "...Choi falan değilim." hayal kırıklığıyla omuzları düştü Jisung'un, yatağa yan bir şekilde uzandı, bir elini çenesine yaslarken diğer elinin parmaklarıyla yatakta ritim tuttu, "Şimdi gerçekten üzüldüm, fena yakışıklısın çünkü."

"Bang Chan sen misin?"

"Ah hadi ama, bana o piç için geldiğini söylersen delireceğim! Her seferinde en iyilerini kendisine saklamasından bıktım."

"Ne en iyisi ya? Neyden bahsediyorsun?"

Odanın kapısı açıldığında oraya döndü Hyunjin, beş dakikalık bir telefon görüşmesinden dönen Chan, hiç tanımadığı bu oğlanı görünce şaşırdı, "Ne oluyor burada?" dedi Jisung'a bir bakış atarak. Jisung ise yataktaki yastığı kapatak ona doğru fırlattı, neyse ki Chan bir adım sola kayarak yastıktan kurtuldu.

"Yavşak! Hani bu sefer bana yakışıklı ayarlayacaktın! Yine kendine ayarlamışsın." kaşlarını çatarak kapıyı kapattı Chan, "Neyden bahsediyorsun amına koyayım?" dedi Hyunjin'e yaklaşırken, "Sen kimsin?"

"Hyunjin, oda arkadaşınım."

Kendisini tanıtmasından sonra ona öylece bakakalan Chan, ardından Jisung'a döndü ve ikili aniden kahkahalarla gülmeye başladılar. Jisung uzandığı yere iyice yattı ve gülmekten acıyan karnını tuttu, "Oda arkadaşı mı?" dedi kahkahaları arasında. Hyunjin ise ikisine de anlamsız bakışlar atıyordu, bu kadar komik ne söylemiş olabilirdi ki?

"Neye gülüyorsunuz tam olarak?"

"Bunun gerçekten olacağına inanmana."

"O da ne demek?"

Gülmesini sonunda durdurabilen Chan, gayet özgüvenli bir tavırla duruşunu dikleştirdi ve ellerin cebine soktu, "Benim oda arkadaşım olmaz demek. Sana tavsiye, daha başındayken müdürle konuş bence. Odanı değiştirsin."

rich boy, hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin