Verilen Söz!

13 4 0
                                    


1 Aralık 1995 Mardin'de Eroğlu konağında mutlu bir gündü.Çünkü Zilan ve Ahmet Eroğlunun ikinci çocukları doğmuştu,erkek çocukları doğmuştu.Doğduğu andan her kesi kendine hayran bırakmıştı.Siyah saçlar bir o kadarda kara gözleri vardı.
Zilan hanım çok mutlu idi, Ahmet Ağa'nın da keyfine değecek yoktu oğlu doğmuştu ikinci oğlu.Babası Boran ağa'da çok mutluydu doğunun tüm aşireti toplanmıştı . En önemlisi ise Ahmet Eroğlunun yanında çocukluk arkadaşı can dostu Sait Arslan vardı,Sait'te oğlu Reşat ve karısı Sevda ile gelmişti,kimsenin keyfine değecek yoktu taki o ana kadar, konağın önünde üç el ateş sesi geldi.

Daha sonra da ağıtlar, çığlıklar duyuldu,her ne olduğunu anlamazken bir anda feyat sesi geldi.Ahmet ağa iliklerine kadar korku hiss etti çünkü bu ses karısına ait idi.
Ahmet Ağa üstündeki şoku atıb avluya koştu gördüğü manzara ise karısının kollarında can çekişen kaynı Sado ağa idi.Vurulmuştu ablası yeğenini korumak için yeni doğan yeğeni Azeti korurken vurulmuştu.

Onlara saldıran ise Şerefoğulları idi, yıllardan süren kan davası bu gün de devam etmişti hem de onların en mutlu gününde bir bebek ve anneyi öldürmek istemiştiler.Amma çok büyük hata yapmıştılar çünkü o,erkek çocuğu onların en büyük ve korkulu rüyası olacaktı bitek olanların değil tüm doğunun.

O,gece Ahmet Ağa'nın yanına ve yardımına yine Sait ağa yetişmişti ,birlikte Sado ağayı hastaneye yetiştirmiş ve saatlerce ameliyathanenin önünde beklemiştiler.Bir umut komada olan adamdan haber beklemiştiler.

O, güzel haberse bir ay sonra gelmişti,o zaman kadar ise Sait Arslan arkadaşını yanlız bırakmamıştı ve saldırıyı yapanları da bulmuştu sadece bir kaç içinde Ahmet ile Sait depoya gitmiş adamın cezasını birlikte kesmiştiler daha sonra da Şerefoğulları konağına gitmiş Veli Şerefoğlu ile birlikte konağı yakmıştılar lakin o köpek sağ çıkmıştı ölmemişti ne o ne de Sado ağa ikisi de yaşıyordu.

Ahmet Eroğlu o,olaydan sonra kendine bir söz vermişti çocuklarını çok güçlü yetiştirecekti her kes onlardan korkacaktı çünkü bir kez korkmuştu kaybetme korkusunu iliklerine kadar hiss etmişti Ahmet o günden sonra ailesinin üstüne daha çok titrer olmuştu onun bu günlerinde Sait yanlız bırakmamıştı 40 gün boyunca Eroğlu konağında ailesi ile kalmıştı hem ailesini hemde arkadaşının ailesi korumaya çalışmıştı.

Kırk gün sonra Azet ağa için yemek veriliyordu çünkü kırık günü geçmişti her kes sofra arkasında oturmuştu Sado ağa da iyileşmiti her kesin keyfi yerinde idi.Sohbeti ilk açan Ahmet Eroğlu olmuştu "Sait kardeşim bilirsin bizim çocukluğumuz bir geçti bir yerde güldük ağladık yediğimiz içtiğimiz ayrı olmadı"dedi Saite bakarak Sait ise gözleri ışıl ışıl can dostuna bakıyordu "He bilmemi her haltı bir yerdik , koskoca iki aşiretin başına açmadığımız iş yoktur "dedi Sait bu sözler üzerine her kes gülmüştü öyleydi ya Diyarbakır Mardin demezdiler iki aşireti delirtirdiler.

"Eeee o,zaman senden bir şey isteye bilirim demi kardeşim"dedi Ahmet Saitin gözlerine bakarak sözler Sait'in dikkatini çekti"Ne istemiştide vermemişti can dostuna canının istese verirdi".
"Oğlum ne istedinde vermedim hayde deyesin ne istersin"Ahmet ağa'nın gözlerinin içine bakarak söylemişti bunları"O,zaman benden senden Allah'ın emri Peygamberin izinli ile kızını oğlum Azete istiyorum "dedi keyifle her kes şok olunca Sait ağa olduğu yerde kalakalmıştı bu sessizliği bozan ise Sevda hanım olmuştu"Sait ağa bu ne demek oluyor senin bizden habersiz bir kızınmı var! "dedi sinirden yerinden kalkmıştı.Saitse hala anlamıyordu onun bir oğlu vardı kızı yoktu."Ne dersin ne kızı benim sizden başka ailem yok bilmezmisin?"bunu içten demişti gözlerinin içine bakarak.Sevda ise Saite bakarak"Peki Ahmet Ağa neden öyle dedi?"bu sözleri ile her kes Ahmet ağaya bakmıştı.Ahmet ağa ise keyifle yerinde oturarak ikiliye bakarak gülüyordu . Sonunda Boran ağa "oğul anlatsan artık yoksa Sevda kızım önce önce Sait oğlumu boşayacak sonra da vuracak"dedi gülerek "Tamam hadi oturunda anlatayım"dedi eli ile oturmalarını işaret ederek karı koca yerine oturunca sözüne devam etti"Sait kardeşim sen kızını istedim amma bir kızın var demedim !ben senden doğacak ilk kızını oğlum Azete isterim"dedi Ahmet Eroğlu
Sait ise ilgi ile bakıyordu arkadaşına "İyi dersinde hoş dersinde ne bilersin benim bir kızım olucak belki Allah'ım vermedi bize bir kız çocuğu"dedi.Ahmetin gözlerinin içine bakarak.Ahmet ise gülerek"Ben bir rüya gördüm senin kucağında bir kız çocuğu vardı benim yanımda da oğlum Azet bu iki çocuk bir-birine kırımızı bir ip ile bağlı idi!Ben senin kızının ismini Menekşe koymuştu aynı Azet'in ismini senin koyduğun gibi bende bir karar verdim can dostum benim bir tek arkadaşım olarak kalmasın aynı zamanda dünürüm olsun"bunları söyledikten sonra yüzündeki büyük bir gülümseme ile Ahmet'e bakmıştı.Ahmetin gözleri ışıl ışıl olmuştu kız çocuğu mevzusu ile ve karısına bakmıştı karısıda yüzündeki kocaman gülümseme ile Zilana bakmıştı çünkü Ahmetle Sait gibi Zilan ile Sevda da çocukluk arkadaşı idi .Sevda da hevesle "Menekşe güzel isim'miş"dedi hevesle.
Ahmette sabırsızca "Eeee hadi ama cevap veriyor musunuz kızı?"dedi meraklı gözlerle Sait Arslan da "Eğer kısmet olursa bir kızım olursa adını sen koyarsın sonra da oğluna gelin alırsın verdim kızımı Ahmet Eroğlu oğlun Azet Eroğlu'na "dedi her kes mutlu idi olmuştu bu iş artık iki aşiret birleşiyordu kısa bir zaman içinde tüm doğu duymuştu bu konuyu Sait Arslan doğacak kızını Azet Eroğlu'na vermişti.

Bu mevzudan tam 5 yıl sonra Arslan konağında bir kız çocuğu doğdu 30 Aralık 2000 tarihinde Diyarbakır da Arslan konağında Menekşe Arslan doğmuştu ve o kız daha bilmiyordu doğmazdan çok önce kaderinin bir Mardinli ağa olan Azet Eroğlu ile birleştirildiğine . Menekşe olacaklardan habersiz babasının kucağında uyuyordu sadece bir kaç yıl sonra Doğunun en zalim ağası ile tanışacaktı ve her kes onu Azet'in Menekşe'si olarak anacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 8 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Azet'in Menekşe'siHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin