Ben Işıl. Benden daha eğlenceli birini bulamayaçağınız kesin olan Işıl.
Islak kek yapıyordum. Sanırım ıslak kek diye bir şey olmasa el becerim sıfır diyebilirdim. Bol sütlü ve bol çikolatalı kekimi bir tabağa ayırdım. Ne kadar birbirimizden nefret etsekte sevmesekte üst komşum olucak öküze kek götürüyordum. Neden götürüyordumki. Teşekkür bile etmiyordu. Anlamadığım bir duygu vardı içimde. Hayır ya sana nefret kusan birinemi aşık olucaksın. Saçmalama ışıl.
Üzerimdeki çiçekli kısa pijamayla hiç utanmadan elindeki kek ile yukarı çıktım. Kapıyı usulca çaldım. Her zamanki gibi saçları dağınık,gözünden uyku akan mert karşımda sersem gözlerle bı bana bı keke bakıyordu. Elimden keki alıp sadece sağol diyip kapıyı kapattı. Çok kalp kırıcıydı. En azından samimi gözükebilirdi. Gözlerim dolmuştu. Eve girdiğimde aklıma mert e yazma fikri nereden geldiyse geldi.
"Mert müsaitmisin"
"Değilim ders çalışıyorum"
Zaten ne zaman konuşmak istesem ders calısıyodu.
"İki dakikanı ayırabilirmisin"
"Tamam,ne istiyosun"
Senden bişey istemiyorum sadece biraz samimi olmanı istiyorum desem cevabı olmayacaktı.
"Mert benimle derdin ne ,yani neden hiç benimle konuşmuyosun sadece bir kat üstümde oturmana rağmen bana bir kez bile olsun samimi yaklaşmadın"
"Neden samimi olmamı bekliyosun,yada şöyle söyleyeyim senin neyin olarak benden samimiyet bekliyorsun"
Elimden geldiğince hızla yazıyordum mesajı
"Tamam mert 8 yıl geçmişi arkadaşlığımızı yok sayabilirsin iyi günler"Tam mesaj yazıyordu ama bu kalp
kırılığına tahammül edemeden telefonu kapatıp ters çevirdim.Nasıl yani. Ben neden ondan samimiyet bekliyordumki. Gerçekten hiç bir şeyim değildi. Olmamıştı da. Karışık duygular içerisindeydim. Ona daha önce hiç tanımadığım bir duygu besliyordum. Daha yakın olmak istiyordum. Neydi bu duygunun adı. Nefretmiydi. Sevilmeme duygusu muydu. Hayır. Başka bir şeydi. Tanıdık olmayan ama ismini bildiğim çok güzel bir duyguydu bu. Gerginliğimı atmak için tek yaptığım şey boş bir deftere imzamı defalarca kez atmaktı.HARİKA. Şimdi de ağlıyormuydum. Saçmalamıştım. 15 dakika gibi bir süre sonra hem defter sayfası dolmuştu hem de gözyaşları defteri ıslatmıştı.
Defterin üstünde uyuya kalmışım bı kaç saat. Uyandiğimda kendimde değildim. Kalktım ve sarjda olan telefonumdaki bildirimleri saymaya başladım. Mertten gelen bir bildirim göremeyince gelen mesajlara bakmaya gerek oldugunu dusunmeden telefonu masaya geri bıraktım.Kendimi toparlamam gerektigini dusundugumde kafama bir bere gecirdim. altima güzel bir süveter ve bol düşük bel bir pantolon giydim.Evden usulca cool bir çıkış yaptım. Kapali havada yürürken gozumu sivri bir direğe carptigimi görmedim.
Ortaokulda tarafindan zorbalandigim kizi beni gülerken duyduğunda kendime hakim olamadım.
Ağzıma gelen herseyi söyledikten sonra kafeye doğru gittim. Kafenin guzelligi beni benden alırken masada oturan dostum Zehra bana gülümsüyordu.Zehradan kısaca bahsedecek olursam Zehra Mert'in kardeşiydi.
Tatil yuzunden ne zamandır konuşmuyordum onunla. Ona nedense herşeyi anlatmak istedim. Ve yaptimda. Cünkü en yakın dostlarimdandi. Onun sırrı benim sirrimdi. Benim derdim onun derdiydi. Ama o benden çok cool ve ozguvenliydi. Baya çok konustuktan sonra "Ayy askoo kocam mesaj attiii"diyerek küçük bir kahkaha koptu dilinden. "ne iş" diyerek ona sitemli bir gülücük attım. Tabi kim olduğunu öğrenememiştim.
********Çok şükür eve kendimi atmıştım. Balkondan temiz bir kar alıp meyve suyuyla karıştırdım. Afyon ne kadar soğuk olsada zatüre olacagimi bilsemde soğuk şeyler yemek içimi feratlatiyordu.
*************Uykudamıydım. Bayılmışmıydım. Yada bir rüyaydamıydım. Hayır hayır muhteşem yüzyıldaki Hatice Sultan gibi soğukta donup bayılmıstım. Evet evet. Gözlerimi açtığımda abimin gözleriyle gozgoze geldim. Kolumda serum ıslak pamuklar...bu kadarmı fazla soğukta kalmıstım ben.
Sedyeden doğrulup ıslak kızıl saçlarımı bağladim. Sağımdan biri geri yatmamı sağladı.
***************
Sağımdaki kişinin kim olduğuna bakmadan bir anda gözlerim kapandı. Çok garipti. Konuşulanları duyuyordum ama gözlerimi açamıyordum
Yanımda abim ve Zehra olduğunu anladım. Başım ağrıyordu. Bunu söyleyemezdim.
Hem konuşamıyordum hemde gözlerimi açamıyordum. Ne hikmetse herşeyi duyabiliyordum.Ses artık derinden gelmeye başlıyordu. Rüyadamıydım. Çözebilmiş değildim.
Resmen komada gibiydim. Şaka gibi. Kafamda tek bir soru dönüyordu. Zehra mı?Zehranın nerden haberi vardı.Abim Zehrayı tanımıyorduki. Ne haldeyim resmen düşündüğüme bak.
Belki ölmüşümdür. Hiç bir şey hissetmiyordum. Cidden sadece soğuktan bayılmakmı bunlara yol açmısti. Hayır başka bir şeyler dönüyordu. Bu ne ya. Resmen düşünebiliyorum uyumuyorum ama nasıl gözlerimi açamıyordum ve konuşamıyordum.
Artık işitme duygumu da kaybediyordum sanırım. Son cümleleri duyuyor gibi hissetmeye başladım. Neredeyse duyulmayacak gibiydi. En son gelen Zehra cızırtılı sesi oldu. "Aşkım"
Aşkımmı. Zehra abime aşkım diyordu yada ben delirmiştim. Hayır gerçekten Zehra bunu söylemişti. Demek o mesajın sahibi benim namıdeğer abim Alaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SENİN
Romance16 yaşındaki lise öğrencisi ışıl'ın üst komşusu mert ile yaşadiğı nefretten aşka dönen bir hikaye