Ay ve çocuğu

125 15 11
                                    

TARİH ATALIM didiriririi

Efsaneye göre Malezya'da yaşayan bir omega varmış bu omega o kadar çok çirkinmiş ki çarpık dişleri hacimsin vücudu çalı süpürgesi gibi saçları varmış suartında büyük siyah bir ben varmış ki kimse bununla evlenmek istememiş herkes onunla dalga geçermiş

"Şuna da bakın ne kadar çirkin bir kadın bunun gibi bir çingeneyi kim ne yapsın" der gülerlermiş

Ailesi bile hiç sevmemiş ki bu kadını on yaşına geldiğinde omega olduğu öğrenilince dağ evine ninesinin yanına yerleşmiş ama kadını tek bir şeyi varmış ki herkes bu kadında ne kadar alay geçse altda görse de imrenerek bakarlarmış

"Gözleri ve kokusu nasıl bu kadar güzel böyle çirkin bir kadın nasıl böyle güzel böyle mükemmel kusursuz bir kokusu olabilir?" diye söylermiş halk

Okyanusun en derin yerindeki o gizem ve mükemmelliği taşıyan bir çift gözü vardı ki baktıkça bakası gelir o derinlikte boğarmış o gözleri...

Kokusu ise bambaşkaydı kimsenin hissetmediği kadar güzeldi kokususu insanı güvende hissettiren mayıştıran sıcak hissettiren bir kokuymuş bu ama nafile

Kim niye onunla sadece kokusu için evlensin ki kimse onu bu yerlerini söylemez övmez aksine yine aşağılarlarmış

Bir gün kadın bu duruma dayanamamış ağlayarak dağın tepesindeki kulübesine gitmiş kulübenin tam tepesindeki dolunaya yalvarmaya başlamış

"Kudretli dolunay nolur bana bir eş ver aşkı hissetmeme sevilmenin ne demek olduğunu hissetmeme izin ver ben çirkin bir kadınım bana bu evlilikten bir tanede evlat ver " diye yalvarmaya başlamış o gece ay onu duymuş ve bu yalvarışlarına karşılık oda bir bedel istemiş :

İsteği şuymus "bir evin yuvan ve seni çok seven bir kocan olacak ancak çocuğun benim çocuğum olacak o size ait değil benim olacak "demiş kadın o gece kadın dağın en ucundaki volkan göletine gitmiş ve orda yıkanmış inci dişleri güzel bir vücudu ipek gibi saçları ve pürüzsüz bir cildi olmuş aradan bir ay geçmeden kasabaya genç zengin bir alfa gelmiş kadına ilk bakışta vurulmuş omegaya

Gözlerine inanamamış böyle bir omega nasıl olurda hala evlenmemiş mühürlenmemiş hatta hala bekaretini koruyabilmiş bu kadın diye sormuş etraftakiler

"Ay onu kutsadı ama ay elbet bir bedel alır dikkatli ol" demişler

Genç alfa pek önemsememiş aşk sonuçta bu değilimi nasıl uzak kalabilirsin sevdiğinden o gün alfa onu dağdaki kulübesine kadar takip etmiş genç omegayla konuşmuşlar konuşmuşlar....

Laf lafı açmış aşk ise onları çepeçevre sarmış o geceden sonra bir hafta boyunca konuşmuşlar ve bir haftanın sonunda birbirlerinin olmuşlar o gece ay her zamankinden parlak ve belirginmiş çünkü kadın rahmine ayın çocuğu bağlanmış ve kadın adamla ilerleyen sürede evlenmiş ve o dokuz ay boyunca kadın hayatının en mutlu zamanını yaşamış

Kim bilebilirdi ki aslında ayın kadına iyilik yapmadığı aksine onu lanetlediğini bu biraz zor ama gerçek şöyle idi

Ay gerçekte albino bir kızdı ve kimse onunla evlenmezdi bir gün bu albino kızla bir alfa evlenmek istemiş ve bir süre sonra evlenmişlerdi ancak oğlanın ailesi bu durumdan hiç mi hiç memnun değildi bembeyaz bir gelin üstelik gözleri bile değişik bir renki aslında bu görünümü bile mükemmel gösteriyordu onu

Ay mükemmel bir şeydir bu yüzden

O evlilikten bir çocuk dünyaya gelicekti ancak çocuk doğduğu gün oğlanın annesi o bebeği öldürmüş ve bunun o kızda olan bir lanet olduğuna dair söylentiler yaymıştı kıza herkes bir cadı gözü ile bakmıştı asıl cadi bunu yapan kadını ta kendisiydi tabi o ayrı kız okyanusa çikan bir falezin oraya kadar takip edilmiş orda falezin sınırındaki bir şeftali ağacına baharın ikinci yani Nisan ayında şeftali çiçekleri en güzel şeklindeyken bu güzel agaç onun kadar güzel bir kızla bu dünyada yakılmıştı kız son canını verirken bir yemin etti

"beni hergün göreceksiniz gündüz ne kadar güneş istensede gece benim ışığım hüküm sürecek her nisanin bu günü sizi görmeye geleceğim ve elbet bir gün bu dünyaya bebeğimi getireceğim elbet bir gün" diyip ölmüştü ve kadın bütün herkese onun soyundan biri aya dua etmemeli olduğuna dair söylentiler çıkartmıştı

Ve ay her Nisan ayında kanlanır kızıla boyanmış bir hal alırdı

Ve işte o çingenede bunun en büyük örneğiydi o soyun son varisinin karısıydı ve o soya o kadından değil aydan o albino kızdan olan bir çocuk vardı o gece geldiginde kadın dokuzuncu ayını biraz gecmişti ay kadınla oğlanın birbirlerinin olduğu geceden bile daha parlaktı mavimsi bir rengi vardı ve çocuk doğmuştu

Ayın çocuğu

O çocuk Luna nın öldürülen çocuğuydu çocuğun gecenin karanlığına benzyen ipek saçları yıldızları andıran parlak ay gibi bembeyaz bir teni vardı

Genç alfa çocuğu görünce çıldırmıştı ne ona nede annesine benziyordu kadının onu aldattığını düşünen adam o gece karısını terk etti ve ona eğer onu bir daha görürse öldüreceğine dair yemin etti kadın o gece eskisi gibi tekti ama üzgün falan değildi eskisi gibi olmayan tek şey ona hiçbir bakımdan benzemeyen kusursuz bir omega vermişti

Masalları andıran bir güzellik ..

Ve çingene o gece o kasabayı terk etti çocuğu için bir çok işe girecekti ama ayın farklı planları vardı her ne kadar şuan o kadını kullanmasa da çocuk ayın çocuğuydu ve ona kötü bir şey olmasına izin vermezdi kadına o gece deniz kenarında bir başka kadınla tanıştı o ona iyi bir iş ve kalacak bir yuva verdi küçük omeganın adını daha vermemiştı bu şerefi aya bahşetti

"Bu senin evladın her ne kadar ben baksamda sen bunun için yüzyıllar boyunca bekledin ne zaman istersen ben hep seni dinlerim yeterki bu ismi koy" dedi .

Ay o gece diğer ki gece pek görünmedi küçük bebekse hiç ağlamıyor sadece gülüyordu sanki hayalleri gerçek olmuş eski minik bir ruh gibiydi genç omeganın kokusu geliyordu bahar gibi kokuyordu minik bebek

O mutluluğu neşeyi umutların yeşerdiği ay gibi kokuyordu bütün çiçekler saklıydı onun kokusunda hayatı mutlu bir yer edicek omega bu kokusuyla

"Gözleri "

Bebeğin renk değişen gözleri okyanusun en dibi gibi görünüyor ama içinde minik yıldızlar barındırıyordu işte kadın bu yüzden yine güldü hayattaki ihtiyacının onu seven bir adam olup onla yuva kurma hayali değildi onun istediği oydu

Onun gibi yaşamayan mutlu bir hayat yaşayabileceği bir bebekti onu sevecek bir çocuktu ve yine bir gece ay bu sefer görünmüştü kadın deniz kenarında salıncakta bebeğiyle oturmuş denizi seyrederken bir sima belirdi kadın gözlerine inanamadı mükemmel bir kadındı her haliyle bu gördüğü kişi bembeyaz teni saçları kirpikleri ve mor gözleri ile işte ayın ta kendisiydi bir tanrıça gibi olan görünümü kandını şok etmişti

Beyaz saçlı kadın bebeğini kucağına aldı öptü boynundaki kolyeyi çıkarıp bebeğinin boynuna taktı yanaklarından aşağıya firar eden yaşları umursamadan bebeğinin kokusunu içine çekti bebekse dünyanın en mutlusuydu şuan daha bir kaç aylık olamsına rağmen ne olup bittiğini anlıyor gülüyordu

"Benim bebeğim canım sen beni bir daha ne zaman görceksin bilmiyorum ama ben seni her gece izleyeceğim " dedi yaşalrını sildi kadına bebeği ağlamasını arasında teslim etti ve şunu söyleyebildi

"Adı " dedi

" Han jisung olsun "dedi

ve sima yok olurken bir not defteri bıraktı kadına yüz sayfalık bu defterde kadının çocuguna yapmak istediği söylemek istediği herşey eksiksiz yazıyordu kadın simaya baktı ve "bu çocuk dünyanın en şansli çocuğu olacak dedi.

HAN JİSUNG AYIN ÇOCUĞU

Ve efsaneye göre bu bebek 18 yaşına bastığında o aydan bir dilek dileme hakkına sahip olacaktı ve annesini o 18 yaşına basacağı gece birdaha görebilecekti
..
..
..
..
..
İLK DEFA HİKAYE YAZDIM UMARIM İYİDİR BEN KAÇARRR

BU HİKAYEYEİ GİZEME İTAF EDİYORUM ÖPÜYORUM

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BAHAR YAĞMURU *MİNSUNG* OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin