Bir

623 74 127
                                    

alicansabunsoy: Şef, rahatsız olduğumu bile bile neden devam ediyorsunuz?

danilozanna: Anlamadım Alican, neyden bahsediyorsun?

alicansabunsoy: İnsanların ikimizi yakıştırdığını bilmenize rağmen ısrarla bana yakın davranmanızdan bahsediyorum. Size, biraz mesafe koymanızı istediğimi söylemiştim.

danilozanna: Ben herkese nasıl yaklaşıyorsam sana da öyle yaklaşıyorum Alican. İnsanların ne düşündüğü umurumda değil. Samimiyetimden rahatsız oluyorsan bunu anlarım ama bana sakın insanların düşüncelerini bahane etme.

Yalan söylüyordum. Herkese nasıl yaklaşıyorsam öyle yaklaşmıyordum Alican'a. Fark etmesi normaldi. Sosyal medya benim ona olan bakışlarımla doluydu. Ama inkar ettiği şey, yaptığım şeyin karşılıksız olmadığıydı.

O kendini kabul edemiyor olabilirdi ancak ben gözlerindeki ateşi görüyordum. Yarışmadaki ilk senesinde olan çekingen ve kaçamak bakışları, allstarda tamamen alev alev yanan bir tutkuya dönmüştü. Ondan aldığım güçle hareketlerimde bu kadar özgür davranıyordum. Kendini bulması gerekiyorsa, bu konuda ona seve seve yardımcı olurdum.

alicansabunsoy: Duymak istediğiniz şey buysa, o zaman evet. Samimiyetinizden rahatsız oluyorum.

danilozanna: Va bene Alican. Duymak istediğim şeyleri söylediğin için teşekkürler. Ben de sana görmek istediğin muameleyi göstereceğim.

Alican'ı biraz tanıyorsam bu mesajım onu rahatsız edecekti. Her ne kadar sınırını çizmeye çalıştığını düşünse de aslında istediği şey bana yakın olmaktı. İlgimin onun üzerinde olmadığı zamanlarda ne kadar dramatik davrandığını görebiliyordum.

Cevap verecekti. Uzun süre ne yazması gerektiğini düşüneceğini biliyordum. Telefonu bırakıp kendime bir salata hazırlamak için mutfağa yöneldim. Program çekimleri uzun saatler sürüyor, yemek yememize bile olanak tanımıyordu. Eve geldiğimde salata gibi hafif şeyler yiyip doğrudan yatıyordum. Bu sene yarışma oldukça yorucu geçiyordu. Alican'ın rahatsızlığının sürekli tekrarlıyor oluşu da fazlasıyla canımı sıkıyordu.

Salatamı alıp koltuğa geçtiğimde mesajın geldiğini gördüm. Gülümsememe sebep oldu. Dakikalarca düşünüp verdiği cevap sevimliydi. Önceki agresif tavırlarıyla tamamen bir çelişki içindeydi.

alicansabunsoy: Görmek istediğim muamele öyle mi? Teşekkür ederim şefim, iyi geceler.

danilozanna: İyi geceler Aloş, güzel dinlen.

Hem bozuluyor, hem de bunu saklamaya çalışıyordu. Bunu yüz yüzeyken yapmaya çalıştığında oldukça sevimli görüneceğini biliyordum ama mesajlaşırken bile kendini ele vermesi çok tatlıydı.

Görmek istediği muameleyi göstereceğimi söylerken hiç de düşündüğü şeyi kastetmiyordum. Ondan uzak durmaya niyetim yoktu, çünkü o da bunu istemiyordu. Henüz istediği şeyin ne olduğunun farkında değildi o kadar.


"Günaydın arkadaşlar. Alican, günaydın." İsmini özellikle telaffuz ederek selam verdiğimde şaşırdığını gözlerinde görüyordum. Onu "arkadaşlar" grubuna dahil etmediğimi anlamasını istiyordum. Türkçe konusunda başarılı olmayabilirdim ama kelimelerin anlamları her dilde aynıydı. Alican arkadaşım değildi, hiçbir zaman da olmayacaktı.

"Günaydın, şef!" Herkes bir ağızdan cevap verirken odağımdaki kişi sessiz kalmayı seçti. Yavaşça başını sallamakla yetindi. Gözleri, gözlerimden ayrıldığında yüzünde oluşan hafif tebessümü yakaladım. Kendisi bu hoş mod değişikliğini fark etmiş miydi emin değildim.

"Nasıl, güzel dinlenebildiniz mi?" Ortaya sorduğum soru aslında tek bir kişiye yöneltilmişti, diğerlerini umursadığım söylenemezdi.

Barış, üzerindeki uyuşuklukla cevapladı. "Hayır şefim ya, hiç dinlenemedim ben. Gözümden resmen uyku akıyor."

Hafifçe kıkırdadım, flörtöz bir şekilde yanıt verdim. "Eh, sabaha kadar bana mesaj atacağına uyusaydın Barışcığım."

Barışla geç saatlere kadar yapımdaki güzel kıza nasıl aşık olduğu hakkında konuşmuştuk ama bunu Alican'ın bilmesine gerek yoktu. Yüzünde oluşan kıskanç ifade beni tatmin etmeye yetmişti.

"Şefim siz de inatla istediğim şeyi vermediniz ama."

Pazarlama ekibinden İdil'in numarasını vermem için saatlerce yalvarmıştı. Her gün aynı ortamda olmalarına rağmen kızla iletişim kuramaması komikti. Ucube gibi kızı telefondan rahatsız etmesine izin veremezdim.

"Barış, bu işleri hiç bilmiyorsun. Sana bir eğitim vermem şart oldu."

Diğer yarışmacılar kendi sohbetlerine dönmüş olsa da Alican bizi dinliyordu, rahatsız olduğu gözlerinden okunuyordu ama bunu asla kabul etmeyeceğini biliyordum.

Barış'ın beni onaylamasıyla birlikte daha sonrası için bir buluşma ayarlamaya karar verdik. Muhtemelen asla gerçekleşmeyecek bir buluşma olacaktı ama Alican'ın yüzünün öfkeden kızarmasına yetmişti. Ne hakkında konuştuğumuzu bilmiyor oluşu da onu çıldırtıyordu.

Odadan çıkmadan önce suratı bozulmuş çocuğa döndüm. Göz kırparak büyük bir gülümseme bıraktım. Yutkunarak bakışlarını kaçırdığında keyifle odadan çıktım.

 Şef | Alican & DaniloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin