-İlk Gün-

519 29 44
                                    

(Kitap bir pov'dan esinlenildi)

İlk defa böyle bir kitap yazacağım, farklı şekilde bunu yorumlayacağım,bakalım bu süreç nasıl gidecek,umarım seversiniz ve güzel bir şekilde ilerletiriz :)
__________________________________
...
Etraf sessizdi, loş ışık o kadarda rahatsızlık vermiyordu ama kalbinin hızlı ritimlerini hissedebiliyordu ve bu da onu daha çok geriyordu...Derken kapı açıldı ve içerisi bir anda çocuk sesleriyle şenlendi. Bakıcı hemen söze girdi

"Yeni anlatıcınız geldi."

O an sadece daldı ve bir süre kendine gelemedi...

Çocuklar topluca:
"Bize bir hikaye anlatmayacak mısınız?" diye seslendiler.

Hemen kendini toparladı,derin bir nefes aldı ve:
"Ne tür bir hikaye olmasını istersiniz?"diye yanıtladı.
Hepsinin bakışlarından nasıl bir hikaye bekledikleri anlaşılıyordu. Anlatıcı hafif bir gülümsemeyle
"Bu çok uzûn ama bir o kadarda kalpleri ısıtan ve merak uyandıran bir hikaye olacak" diyerek,anlatmaya başladı...

15.03.____

Mart'ın ortaları,harika bir ilkbahar sabahıydı. Etraf, sırtlarında çantalarıyla okulun açılmasının ilk günün heycanını yaşayan öğrencilerle doluydu.

O gün 3 gencin başlarına geleceklerden habersiz,birbirleri ile tanıştıkları ilk gündü...

Hoca sınıfa girdi ve herkesin birbirini tanıtmasını istedi. Hemen ardından da ilk günün yoklamasını almaya başladı. 25 kişilik sınıfta 1 kişi eksikti o da "JEON JUNGKOOK"...
Öğrenciler etrafı bakındılar ve "Hayır" edasıyla,kafa salladılar.

O sırada kapı yavaşça açıldı ve içeri biri girdi, herkes kapıdaki kişiye bakıyordu.İçeri giren kişi, gözlerine baktığınızda yıldızları görebileceğiniz, bir kere tanıdınız mı asla bırakmak istemeyeceğiniz,utangaç ama bir o kadar da eğlenceli kişiliği olan biriydi. İşte o kişi Jungkook'du.

Hoca hafif gülümsedi.Ona; "Jungkook sen misin?" diye sordu.
Hafif kafa salladı ve bir kelime bile etmedi, utancı yanaklarından belli oluyordu.

Hoca etrafa bakındı ama boş sıra olmadığını gördü.Hemen yan sınıftan bir sandalye getirdi ve öğrencilerden biri söze karıştı.
"Hocam o bizim yanımız oturabilir."
Bunu duyan Jungkook sesin geldiği sıraya, hafif başını kaldırarak baktı ve hiç bu kadar yoğun bir duygu hissetmemişti,kalp atışlarının daha fazla arttığını farkındaydı ama sakin kalmak için dua ediyordu.
Hoca biraz düşündükten sonra
"Tamam.Jimin ve Taehyung'un yanına geçebilirsin, malesef şu an elimizde sıra mevcut değil"
diyerek Jungkook'a eliyle sıraya geçmesi işaretini verdi.

Hafif,yavaş adımlarla sıraya ilerledi ve sandalyesini sessizce yerine koyup,sıraya yerleşti.Dersin ortalarına doğru,Tae fısıldayarak Jungkook'a:

"Saçların çok sağlıklı görünüyor,gerçekten sınıfa girdiğinde tüm dikkatleri üzerinde hissetmiş olmalısın, çünkü öyleydin"diyerek ona gülümsedi.
Ne diyeceğini bilmeyen Jungkook,bir anda ona
"Seninde saçların çok güzel kokuyor bu yüzden sende benim dikkatimi çektin" diyerekten ve bir yandan da kendine sitem ederek neden bunu söylediğini düşündü panikledi. Toparlamak için,bu konuşmasının hemen arkasından
"Yani saçların dikkatimi çekti"diyerek oh! çekti.
Taehyung sıcak bir gülümsemeyle"Teşekkürler" diyerek kafasını kitabına geri çevirdi.
O sırada Jimin onlara dönerek"Hey bensiz mi konuşuyorsunuz?" ...
Bunu der demez ders biter ve Jimin hemen ayağa kalkar ve Jungkook'a elini uzatır.
"Bendiniz Park Jimin ve bu yanımdaki şahsiyet de benim küçüklüğümden beri peşimi bırakmayan yakın arkadaşım olan Kim Taehyung" bunları duyar duymaz Tae hemmen konuşmaya girer.
"Ugh!Ben mi seni takip ediyorum Jimin-shi,bunu nasıl tespit ettin?"diyerekten sırıttı.
Jimin! Boş durur mu hiç, hevesle bu anı bekliyormuş gibi söze atlar.

"Bir kere aynı hastanede ben senden önce doğdum yani ilk ben Bura'da doğdum, sonrasında yeşil dinozorlu donu ilk ben giymiştim ama sen benden görüp hemen aynısından alıp giydin! Sonra ilkokulda,ilk kaydımı ben yaptım ve sınıfta 1 kişi eksikti ,acaba o öğrenci kim,diye düşünürken sınıfa sen girdin!Ortaokulda aynı sınıftaydık,lise olduk yine aynı sınıftayız.Ayrıca sen benden küçük olduğun için buranın yemeklerini ilk ben tattım 'Ben senden DAHA FAZLA PİRİNÇ TÜKETTİM' Bunun kase sayısını hesaplamam çok uzun sürer zaten matamatiğim,bozuk bir pirinç keki kadar kötü ve ayrıca..." Taehyung sözü keser "Jimin-shi tam 2 buçuk dakikadır konuşuyorsun :| ve Ayrıca o dinozorlu donu ben senden önce görmüştüm ama annem o zaman almamıştı! Tch bir kere,bu hiç adil değil!" Jungkook olayları donuk bir şekilde bakarken,bir yandan da ikisinin ne kadar saçma bir konu hakkında konuştuklarının farkında olmamalarına gülüyordu ve o an başta ona elini uzatan Jimin'in hala elinin o şekil durduğunu görür ve "Hı...Bende Memnun oldum Jimin" der ve elini sıkar...

O gün bu 3 arkadaş güzel bir şekilde kaynaşırlar ve güzel bir gün geçirirler en çok da mutlu olan Jungkook'dur.

Jungkook o gün o kadar mutludur ki hiç bu kadar mutlu olduğunu hatırlamıyordur.

...

_____________
Çocuklardan birisi sorar

-Neden Jungkook bu kadar mutluydu?Ben çikolatalı dondurma yediğimde,işte bu benim hayatımın en mutlu olduğum zamanı. Bayım o hiç mi dondurma yemedi?

Anlatıcı gülümseyerek cevap verir.

"Tabiki de Yedi ama..."
"Bugünlük hikaye saatimiz bitti,bu kadar yeter,devamını bir sonraki buluşmamızda anlatacağım "

(Çocuklar oflayarakta olsa kalkıp yataklarına geçerler) ve...

-Anlatıcı kendi kendine der ki "Sizce neden mutluydu?" :)

Umarım beğenmişsinizdir ve sizde fikirlerinizi yorumlarda belirtin çünkü eğer güzel bir akış yakalayan olursa onun fikrini de hikayeye ekleyebilirim<3

(770 kelime)

&quot;Şeytani Hisler&quot; -Bir Arkadaştan Daha Yakın-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin