Neredeyse kırılacak gibi açılan kapıyla Taehyung uyuduğu yerden kafasını kaldırırken tam anlamıyla ateş püskürten bir Hooyung vardı.
Taehyung'un Delta'sı alfanın kırmızı gözlerini saniyesinde tehdit olarak anlasa da hareket etmedi.
"Sen aklını mı kaçırdın lan?" Bağırarak en arka sol tarafta oturan Jungkook'a ilerlerken Namjoon ve Jimin tutmaya kalkmıştı onu.
Taehyung'un yeşil gözleri Jungkook'un gülüşüne takıldı. Bir halt yemişti.
"Noldu? Açıkla biz de öğrenelim." Onun alaycı sesi Taehyung'un alıştığı bir şeydi.
" Canına mı susadın lan sen? Arabama naptın?" Sınıftakiler korkuyla sınıftan çıkmıştı bile. Yoongi Taehyung'u dürttü.
"Araba haşat edilmiş durumda. Ben olsam Jungkook'u öldürürdüm." Taehyung uykulu olduğundan parçaları pek birleştiremiyordu. Namjoon ve Jimin çok zor tutuyordu Hooyung'u.
Karışmayacaktı en azından bir süre. Bunun Jungkook'u sinirlendireceğini biliyordu. Araları zaten kötüydü.
"Seni uyarmıştım Hooyung. Ve ayağa kaldırma beni, kalkarsam seni öldürürüm." Jungkook'un aniden sinirlenmesiyle Hooyung sertçe vurdu masaya. Avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
"Seni gebertirim, Ölünü çıkartırlar buradan Jungkook."
"Yavaş." Hooyung'un tehditini Delta uyardı. Yeşil gözleri kendi renginden çıkmış parlayıp geri söndü. Hooyung bir kurdun eşini tehdit etmenin ne demek olduğunu biliyordu fakat Delta'nın eşini tehdit etmek bambaşka bir boyuttu.
Hooyung'un arkadaşları da hızlıca sınıfa girerken ortalığın karışmasını istemiyordu Taehyung. Zerre gücü yoktu bunun sebebinin eşiyle olan durumdan dolayı olduğunun henüz farkında değildi.
Jungkook'un gözleri Taehyung'a giderken her an ona saldıracakmış gibi duran Hooyung'un kolundan tuttu.
İçgüdüsel olarak Taehyung'a zarar gelmesini istemiyordu.
"Defol git, seni uyardım diyorum." Yoongi Jungkook'a oturduğu yerden destek çıktı.
"Hooyung daha kavga edeli üç gün olmadı yaraların duruyor, sorun çıkarma." Taehyung'un gözleri ordayken arkasına yaslanmıştı izliyordu sadece.
Normalde olsa Hooyung Jungkook'a yaklaşmaya cesaret edemezdi fakat aralarındaki eş problemini herkes tahmin edebiliyordu.
"Bunun bir cezası olmayacağını mı zannediyorsun Jungkook. Öylece kalkıp gidebileceğini?" Jungkook gülmüştü.
"Cezalandırsana beni." Herkes sadece izliyordu, Taehyung aralarındaki problemi bile bilmiyordu. Gözleri çalan telefonuna gitti. Annesiydi.
Telefonu sessize alırken ayaklandı.
"Hooyung, sıkıntı çıkarma git. Sinirlenmeye başlıyorum." Taehyung'un gözleri tekrar telefona giderken Yoongi'ye hafif bir göz hareketi yapıp sınıftan çıkmıştı.
Çıkmasına kalmadan arkasından duyduğu sesle durdu.
"Taehyung!" Gözleri ona dönerken sinirli gibiydi.
"Sana ne oluyor?" Kaşları çatıldı sorulan soruyla. Jungkook kavga etmek için zaman kolluyo gibiydi. Yanına gelmesiyle konuştu.
"Ne demeye çalışıyorsun Jungkook?" Jungkook'un çatık kaşları bir santim yukarı çıkmamıştı.
"Sen neden karışıyorsun?" Bu yeşil gözlüyü sinirden güldürmüştü. Koridordan geçen insanlar yüzünden Jungkook'u duvarla arasına alırken hala sesi sakindi.
