Giriş

8 2 2
                                    

Iyi okumalar...

Her zaman ki gibi mutsuzdum. Kendi hayatımda kendi içime kapanmıştım. Yanımda kimsem yoktu, sadece biri var oda hep kalbimdeydi onu asla unutamazdım. Onu görünce içim kıpır,kıpır oluyordu, onu göremeyince üzülüyordum.

Okuldaydim. Onu görmek için her ders sonrası dışarı çıkardım ama o çıkmazdı bazen. Bir gün yine dışarı çıkmıştım ve onu dışarda görmüştüm. Arkadaşıyla bitlikte dışarıdaydı. Onu görünce üzülmedim aksi takdirde çok mutlu oldum, ama benim canım başka bir şeye sıkkındı. Onun yanında arkadaşı vardı ancak benim bir arkadaşım bile yoktu. Her güzel gülüşünü beynime kazımak istiyordum. Ondan ayrılmak bana işkence gibiydi. Ama o beni görmüyordu. Benim onu görmem bile yeterliydi.

Sınav olacaktık. Ve kımsem olmadığı için sınav tekrarı yapmak için dışarı çıkmıştım. Oda dışarıdaydı, arkadaşıyla... Yürüyordum ve oda benim yanımdan geçiyordu onu bakarken aniden ayağım takıldı ve yere düştüm. Canım o kadar çok yanmıştı ki ağzımdan küçük bir çığlık firar ettiğine yemin edebilirim. Aniden kollarımı birinin tutmasiyla irkildim. Ancak gördüğüm kişi beni benden aldı. Oydu kolarımdan tutuyordu ve yüzünde endişe vardı.

"Yardım etmemi ister misin?" Sesi o kadar güzeldi ki yanaklarım kizardigini hissedebiliyorum.
"Teşekkür ederim". Dedim ne kadar saçma bir şekilde cevap vermiştim, heyecandan ne dediğimi bilmiyordum. Kitaplarımı yerden kaldırarak elime verdi, ışte o an eli elime degdiginde kalbimin ağzımda attığını hissedebiliyirdum. "Tekrar teşekkür ederim" bu sefer mantıklı bir cümle kurmuştum. "Rica ederim iyisiniz dini herhangi bir yerinize bir şey olmadı". Yüzünde endişe vardı ve bu hissi saklamakta güçlük çekiyordu. "Hayır çok iyiyim bir yerime bir şey olmadı, eminim yani galiba". Bu birinci yalanimdi çünkü ayağımda büyük bir ağrı vardı ve üstüne basamıyorumdum.

Okula doğru yürümeye başladığımda adım attığım an yede düşecektim ki o beni tuttu. "Bir yerinize bir şey olmadığına emin misiniz?" Sanırım ayağım burkulmustu ve ben üzerine basamiyirdum, sınıfa nasıl gidecektim. "Sanırım ayağım burkulmus Ama ben toparlayarak yürür-" derken beni aniden kucağına aldı.  "Napiyirsunuz ben kendim de yuruyebilirdim." Ve buda ikinci yalandi asla yuruyemezdim. "Bu ayakla yürümeniz imkansız ayağınız şişebilir." Beni sınıfa değil revire götürdü. Ve ayağımı alciya almışlardı çünkü ayağım burakılmamış tam tersi çatlamisdi. Eve gitmem gerekiyordu, ancak kımsem yoktu. Annem ve babam trafik kazasında kaybettim, abim desen var olup olmadığını bile  bilmiyordum. Bu yüzden ablamin beni gelip alması gerekiyordu. Ablam Filiz iyi ki vardı o olmasa ben ne yapardım. Geldi ve beni arabaya oturttu. Eve doğru yola koyulduk yolumuz yaklaşık yarım saatti. Eve gidene kadar olanları düşünmeye başladım. Derken ablam filiz düşünmemi böldü. "Eee anlat bakalım nasıl oldu?" Sanki çok umrundaydi ama hayatımda ilk defa birileri benim için benimle ilgili bana bir soru sormuştu. "Sınav çalışmak için bahçeye çıkmıştım dikkatimi başka bir yere vermiştim ancak farkında bile değildim, aniden ayağım kaydı ve yere düştüm. Sonra kitaplarım her şeyin yere dağıldı, sonra bir çocuk gelip beni kaldırdı. Adını bilmediğim için ona isimsiz aşkım diyecektim.

Beni kaldırdıktan sonra iyi misin gibi sorular sordu, ve beni kucağına alıp revire götürdü... sonra sen geldin ışte."Desene hayatına biri giriyor." "Saçmalama abla allah aşkına benim hayatima kim girebilir ki?" Buda sanırım üçüncü yalanimdi çünkü isimsiz aşkım benim hayatıma çoktan girmişti...

Eve gelmiştim. Yorgundum ve çok açtım. Ablam hemen birkaç bir şeyler ısıtıp sofraya getirdi ve yemek yedik. Ardından ben odama giderken ablamdan yardım aldım ve odaya ulaştım. Geceliklerimi giyip yatağa yattım, uykuya dalmam çok fazla surmemisti...

Sabah uyandığımda gün henüz doğmamıştı,geceliklerimi cikartip okul formamı giydim, ayağım o kadar da kötü değildi ama yine topalliyirdum. Kahvaltimi yaptıktan sonra okula gitmek için yola çıktım, ve isimsiz aşkımı gördüm ama bu nasıl olurdu, onun burada oturduğunu bilmiyordum. Aynı yoldan gidiyorduk. O beni görünce afalladi ve benim yanıma  gelmeye başladı. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki ağzımdan çıkacaktı sanki.

"Sen dün okul bahçesinde düşen kız değil misin?" Beni nerden tanımıştı, anlamıyordum. "Evet maalesef ben o kızım." Dedim. "Ayağın çatlamıştı galiba, iyi oldu mu bari?" Bu onu neden ilgilendiriyordu ki. "Evet,  ayağım suanlik iyi." Yanliz bu zamana kadar fark etmediğim bir şey fark ettim, koku, kokusu harikaydı, resmen burnumu okşuyordu." Birlikte gidelim mi?" Asıl beklediğim soru da gelmişti, buna hayır diyemezdim." Olur birlikte gidebiliriz ama maalesef seni  yarı yılda bırakıcam, çünkü benim bir yere uğramam gerekiyor." "Tamam nereye ugrayacaksan ben de gelim." Sesi üzülmüş gibi geliyordu. "Yok teşekkür ederim ama ben tek basima giderim. "Peki o zaman hadi gidelim." Biraz daha yürürken üzüldüm cunku ayrılacağımız yere gelmiştim." Sanırım burda yollarımız kesişiyor, ben gidim o zaman." Üzülmüştü çünkü bu yüz ifadesinden gayet iyi anlaşılıyordu. "Peki , görüşürüz...

BEGENDINIZMI BEBIKLERIM...:-)😚

Aynadaki GözlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin