Sonunda derbi günü gelmişti. Bugün kazanmamız gerekiyordu. Zaten ikili averaj bizde olsa bile şu an 3 puan geride olduğumuz için tek şansımız galibiyetti. Üstüme Çağrının bana verdiği formasını geçirmiştim. 26 numara Çağrı Koçak. Altıma giydiğim kısa siyah taytım ve beyaz spor ayakkabılarımla hazırdım. Çıkmadan önce masada duran siyah şapkamı da kafama takıp anahtarları ve çantamı alıp evden çıktım.
Arabayı önce Cemrenin evine sürdüm. Heyecanlı bir şekilde atladı yan koltuğuma. İkimiz de ilk defa sevgililerimizin maçını izlemeye gidiyorduk sonuçta. Ve bu derbi maçıydı. Cemre yan koltukta galatasaray marşları açarken bende pür dikkat yolu takip ediyordum. Telefonunu çıkarıp story çekmeye başladığında kafamı biraz çevirip ona eşlik ettim.
Cemre sosyal medya konusunda benim kadar çekingen değildi. Hatta amcasının teknik direktör olmasını kullanarak bir sürü takipçi kazanmıştı bile. Bizim videomuzu şimdi koyup altına Evimize gidiyoruz❤️💛 yazmıştı.
Stada geldiğimizde bize ayrılan otoparka arabayı park edip indik. Maçtan baya bir önce geldiğimiz için yavaş yavaş fark edilmeden soyunma odasına doğru ilerledik. Biz gittiğimizde yanımızdan geçen Kerem Aktürkoğlu bizi görünce gülümseyip içeri girmişti. Ondan saniyeler sonra Berk ve Çağrı koşu yarışı yapar gibi yanımıza geldiler. İkisinin bu çocuk gibi hallerine gülerken Çağrı hemen elini belime yerleştirip bedenimi kendine yasladı.
"Hoş geldiniz kızlar."diyerek konuşmayı başlatmış oldu.
"Hoş bulduk" diye neşeyle cevapladı onu Cemre.
"Hazır mısınız bakalım? Geliyor mu 26-18 iş birlikli goller."dedim gülümseyerek.
"Şans öpücüğüm olursa neden gelmesin."diyerek muzipçe gülümsedi Çağrı. Uzattığı yanağını parmak ucuma çıkarak öptüğümde gülümsemesi iyice genişlemişti.
"Ya hani benim şans öpücüğüm!"mızmızlanarak araya girdi Berk. Cemre de aynı şekilde Berk'i yanağından öptüğünde Berk ve Çağrı yumruklarını tokuşturdular.
"Çagri Berk come come hayde." Koridorun sonunda duyduğumuz Mertensin sesiyle gülerken Berk ve Çağrı yanımızdan ayrılmak zorunda kalmışlardı. Son kez Çağrıyı öpüp onlardan ayrıldığımızda yavaş yavaş tribündeki yerimize geçmiştik.
En önlerde olan koltuklara oturup maçın başlamasını bekledik. Maç saati geldiğinde İstiklal marşımızı okumuş ve maç başlamıştı.
Başlarda dengeli giden maç bir kontra atakla canlanmıştı. Berk önüne aldığı topla Fener kalesine son sürat ilerlerken Çağrı yan taraftan ona desteğe gidiyordu. Berk son anda iki defansın arasından topu Çağrıya gönderirken Çağrı tek vuruşla fileleri hareketlendirmiş durumu 1-0 yapmıştı.
Koşarak Berke sarılan Çağrı tüm takım etrafından ayrılınca bana dönmüş ellerini dudaklarına götürerek bana öpücük göndermişti. Gururlu bir anne gibiyim şu an. Ona gülümseyerek bakarken babamın yanına gitmişti. Ona sarıldıktan sonra babam ensesine hafifçe vurup sahaya gönderdi onu.
Maç ikinci yarının sonlarına yaklaşırken durum 1-0dı ve o an hiç istenmeyen şey oldu. Penaltı. Fenerbahçe penaltı kazanırken bizimkiler hakeme itirazda bulunuyordu. O sırada birkaç kişiye sarı kart gösterilirken bundan Çağrı da nasibini almıştı.
Penaltı kullanılmış ve fenerbahçeli oyuncu dışarı göndermişti. Durum hala 1-0 devam ediyordu. Son 5 dk kalmıştı. Çağrı rakip takım oyuncusundan top almaya giderken faul yapmıştı. Hakem elinde sarı kartla Çağrıya doğru giderken Çağrı iyice hararetlenmişti.
İkinci sarıdan kırmızıyla oyundan çıkan Çağrı etrafta terör estiriyordu. Hakeme kızgınca bir şeyler söylerken babam ve yardımcıları zar zor onu içeri sokmuştu.
Hızlıca oturduğum yerden kalkıp soyunma odasına doğru gittim. İçeriden bağırış sesleri geliyordu.
"Senin gibi hakem yok lan! Şerefsiz! Gücünüz bize mi yetiyor lan!" Soyunma odasının önünde onu beklerken o bir yerlere vuruyordu. Sonunda maç bitmiş oyuncular yavaş yavaş soyunma odasına geliyorlardı. Onlar hızla girerken Berki kolundan tuttum. Gözlerime bakıp demek istediğimi anlamış başını sallayıp içeri girmişti. Bir kaç saniye içinde odadan çıkan Çağrı hemen yanıma gelmiş beni kolları arasına almıştı. Derin nefesini dışarı bırakıp saçlarımla oynamaya başladı.
"İyi misin Çağrı?"
"İyiyim canım sorun yok"
"Az önce çok sinirliydin korktum."dedim kafamı biraz kaldırıp yüzünün altından ona bakarken.
"Özür dilerim sevgilim seni korkuttuğum için."dedi sakin ses tonuyla.
"Sen iyi hissediyorsan gerisi benim için önemli değil Çağrı. Özür dilemene gerek yok."dedim gülümseyerek. O da benden uzaklaşıp elimi tuttu.
"Hadi gidelim zaten kırmızı gördüğüm için röportaj da vermeyeceğim. En azından seninle vakit geçirmiş olurum."dedi.
"Çağrı kazandınız farkında mısın? Bunu kutlamalıyız!"dedim sevinçle. O sırada soyunma odasından çıkan Barış Alper Çağrının sırtına atladı.
"Yengem haklı hadi kutlamaya gidiyoruz ve siz de geliyorsunuz çabuk çabuk."dedi.
"Oradan bakınca canına susamış biri gibi mi gözüküyorum Barış? Fırat hoca Zeyneple kutlamaya gittiğimde ekstra antrenman yazar falan yapamam olmaz."diyerek kaçmaya çalışan Çağrıya baktım. Ellerimi belime yerleştirip konuştum.
"Ha yani benimle kutlama yapmak için ekstra antrenmanı göze alamıyor musun Çağrı?"dediğimde Çağrının gülen yüzü ifadesizleşmiş Barış ise daha geniş gülüyordu.
"Ya o nasıl söz ama? Ben seninle kutlarız diye yapıyorum."diye açıklama yaparken onu susturdum.
"Ama ben benim için takımından uzak durmanı istemiyorum Çağrı. Hem Cemreyle ben de gelicez hadi gidelim lütfen."dediğimde itiraz etmeye fırsatı kalmamıştı.
"Tamam ya ama orada avukat kimliğinle oturucaksın benim sevgilim olarak değil. Story falan atarız sıkıntı çıkmasın şu son düzlükte."dediğinde söz dinleyerek kafamı salladım.
"Tabiki Çağrı bey."dediğimde Barış bize gülüp yanımızdan uzaklaşmıştı. O gidince bu sefer Cemre gelmişti. Biz başbaşa kalamayacak mıyız?
"Nerede Berk!? Gelicem dedi gelmedi?"diye söylenirken Çağrı soyunma odasına gidip Berki çağırdı.
"Güzeller güzelim gelmiş hoşgelmiş."diyerek yanımıza geldiğinde Cemre hemen sırıtmaya başlamıştı. Bunlar gerçekten olmuşlar ya.
Biz konuşurken takımdaki diğer futbolcular da hazırlanınca hep birlikte takım otobüsüne binmiştik. Yemeğe gelmeyecek olanlar floryadan arabalarıyla evlerine geçerken biz genelde genç olan kadroyla yemek yiyeceğimiz mekana doğru yola çıkmıştık...
Ay hellö
Geçen bölümlerde fenerbahçeden geride olduğumuzu yazdıktan sonra gelen puan kaybıyla yaptığım manifeste şok oldum doğrusu.Her neyse konumuz bu değil dimi ama?
3391km ye gittiniz mi?
Ben gittim ve bence çok güzeldi. Spoiler olmasın ama kitaptan değişen yerler mantık açısından uymuş ve hikayeye farklı bir heyecan katmış bence. Onun dışında Ege ve İzmirin uzakta olmasına rağmen birbirinin yanında olduklarının betimlemesini o kadar güzel yapmışlar ki. Sahneler çok güzeldi. Tek olumsuz düşüncem olay akışının alırı hızlı olması. Tabi bu da çok normal koca kitabı 2 saatlik filme uyarlamak çok zor. O yüzden keşke tek sezonluk internet dizisi olsaymış dedim izlerken. Ayrıca Haktan çok iyiydi. Şarkı seçimleri de mükemmeldi. Film sayesinde bilmediğim bir sürü şarkı keşfettim. Sizin de fikirlerinizi çok merak ediyorum.
Filmden bahsederken bizim hikayemizi de es geçmeyelim lütfen.
Umarım beğenmişsinizdir
İyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öyle kolay aşık olmam-ZeyÇağ
FanfictionÖyle kolay aşık olmam Ama senin ayrı bir havan var...