🎐 (2)

23 5 3
                                    


Hyunjin yanıma yaklaşıp fısıldadı

Hyunjin; Minho niye burdan geliyor

Jisung; Minho mu

Kafamı hızlıca çevirip baktığımda cidden arkamızdaydı gülerek yanımıza geldi

Minho; öyle bakmak yerine çağırabilirdin Jisung

Hyunjin; sende mi burdan gidiyorsun

Minho; okula yeni mi geldin hiç görmedim seni

Hyunjin; geçen yıl geldim aslında

Minho; çok iyi

Hyunjini  dinlemediği o kadar belli ki gözüme odaklanmıştı sadece

Jisung; hyunjinle işimiz var  kusura bakmazsan

Minho; hyunjin izin verir misin jisungla bi şey konuşmam lazım

Cevap vermesine bile izin vermeden yürümeye başladı

Jisung; ne oldu

Minho; hyunjini sevmedim

Jisung; tanımıyorsun bile, hatta daha doğrusu varlığından 1 yıldır haberin yoktu

Minho; evet ve sevmedim

Jisung; peki sevme

Minho; yakınlarında durmasın

Jisung; sen mi karar veriyorsun buna

Minho; hareketleri bi garip

Kafamı çevirip telefonuyla konuşan hyunjine baktım ciddi anlamda telefonuna bağırıyordu

Jisung; kesinlikle

Minho; Jisung ben ciddiyim

Jisung; Minho kendi hayatına bak

Minho; ağladığın zaman görüşürüz Han Jisung

Dudağının kenarıyla güldü hyunjinin yanına gidip çekiştirerek başka sokağa soktum, minhoyla bir dakika bile geçirmek sinirlerimi alt üst ediyor zaten

Hyunjin; Jisung kolum

Jisung; pardon

Hyunjin; noldu

Jisung; bi şey olmadı

Hyunjin; niye koştuk o zaman

Jisung; acelem olduğunu hatırladım... senin evin burdan yakın değil mi zaten

Hyunjin; hayır

Jisung; tamam o zaman sen git bende işimi halledeyim

Hyunjin; ama

Kafamı sallayıp saate baktım baya geçti hızlıca karşıya geçtim, nereye gidiyorum  ya da nerde babamın eşyalarını bulabilirim hiç bi fikrim yok tamamen kaybolmuş köpek gibi ordan oraya gidiyorum babam nereye gider ne yapar hiç bilmiyorum, aynı evde yaşayan düşmanlar gibiyiz birbirimiz hakkında pek bi bilgi sahibi değiliz
Aynı yerde dönerken aklımda oluşan tek olasılık ucuz meyhane gibi yerler sonuçta çok bi parası yok başka bi yerde olamaz oturduğumuz yere yakın olanları dolaşmaya başladım çoğu yaşımdan dolayı içeri bile almadı.

Saat gittikçe ilerliyor içimdeki stres de aynı orantıda hatta belki daha hızlı bi şekilde artıyor
Aynı sokakta bi ordan bi oraya gitmekten yoruldum başıma gelecekleri net biliyorum hiç birini yaşamak istemiyorum, sinir ve stresten ne yapıcam bilemedim kaldırıma yavaşça oturup istemsiz ağlamaya başladım saat gittikçe ilerliyor kaçacak yerimde kalmadı eve gitmekten başka çarem yok. Telefonumun çalması kalbimi sıkıştırdı resmen baktığımda Changbin arıyordu telefona beynim durmuş gibi baktım çok çaresiz hissediyorum ne yapmam gerekiyor ya da nereye gitmem gerekiyor bilmiyorum

Telefonu nedensizce açıp kulağıma koynuma ama hiç bir kelimesi beynimde anlamlı bi cümle oluşturamıyor, ayağımın önünde duran ayaklara bakıp kafamı yavaşça kaldırdım, minhoydu yüzüme dik dik bakıp kulağımdaki telefonu aldı changbinin sesi hala geliyordu ama dediği anlaşılmıyordu Minho telefonu kapatıp elime uzattı

Minho; önemli işin bu muydu

Aklımda oluşan hiç bi cümleyi ağızımdan çıkaramıyordum

Minho; hyunjin beklediğimden daha erken mi harakete geçti yoksa

Jisung; hayır

Minho; hyunjin nerde o zaman

Jisung; evinde

Minho; ve sende tek başına sarhoş olmaya mı geldin

Jisung; beni rahat bırakamaz mısın sadece bu gün, bi kerelik

Minho; hayır

Jisung; neden

Minho; söyledim ya senin hayatın benim lunaparkkım Jisung

Jisung; sadece bi kere

Minho; cidden sarhoş musun

Elimin tersiyle gözümü silip ayağa kalktım

Jisung; git

Minho; Jisung

Yanından geçmeye çalışsam da benden güçlüydü beni bırakmaması zaten belli bi durumdu bu

Jisung; git dedim

Elime büyük bi poşet sıkıştırıp bi adım geri attı

Minho; al!

Poşet alkol kokuyordu içini açtığımda babamın kıyafetleri vardı

Jisung; sen nerden buldun bunları

Minho; şimdi gidiyorum

Arkasını dönüp gitti öylece, ben ise arkasında tamamen bi yıkıntı olarak elimdeki poşetle kaldım

Jisung; nasıl

Why (Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin