GİRİŞ

26 3 0
                                    


Bu hikaye tamamen kurgu olmak ile birlikte hiçbir gerçeklik içermemektedir.

Bu kurguda hiçbir kötü alışkanlığa güzelleme ve özendirme yapılmamaktadır.

İyi okumalar dilerim 💗

05.05.2008

Küçük kız elindeki uçağıyla bir sağa bir sola zıplıyordu. Bulaşık yıkayan annesi gülümseyerek onu izliyordu. "Bak anne uçuyorum!"

"Aferim benim kızıma !" Diyerek kıkırdadı annesi.

Kız ordan ordaya zıplarken ayağının takılmasıyla yere düştü. Dizini sehbaya çarptığı için dudaklarından acı dolu bir çığlık koptu. Annesi sesi duyar duymaz salona koştu. Eliyle bacağını yokladı. "Çok ağrıyor mu ?" diye sordu kızına. Kız yaşlı gözleriyle annesine bakarken kafasını salladı. Annesi hülya onu kucağına alıp koltuğa oturttu. "Öyle bir sağa bir sola zıplarsan olacağı belliydi. Sen burda bekle buz getireyim . " Ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledi. Küçük kız yaşlı gözleriyle bacağından akan kana bakıyordu. Annesi koşar adım yanına geldi. "Boncuğum tamam artık ağlama. Bak geçer birazdan ." Bacağına bir öpücük kondurdu.

"Sen öpünce ağrımıyor. " dedi kız dudağını büzerken. Daha on yaşına yeni girmişti. Ama o kadar nazlı bir kızdı ki tırnağı kırılsa ağlar olay çıkarırdı. Kahverengi saçları ve mavi gözleriyle herkesin gözü onda olurdu. Annesi mavi gözlerine itafen boncuğum diye severdi onu . Saat gecenin on ikisine geliyordu. Eşi Ahmet hala gelmemişti. Askerdi kocası çoğu zaman evde olmazdı. Bu gece erken geleceğini söylemişti halbuki. Kızının bacağına yara bandı yapıştırdı.

"Boncuğum hadi yatalım artık. Belli ki baban gelmeyecek." diyerek kahverengi saçlarını okşadı.

"Bir şartla ."

"Neymiş o şart söyle bakalım ?"

"Bana yine masal okur musun ?" annesi saçlarına en kocamanından bir öpücük kondurdu. "okurum tabi. Bu gece ne okuyayım sana söyle bakalım ?"

"Bu gece kibritçi kız okuyalım."

"Yine mi kibritçi kız ? Hep aynı masalı okuyoruz . Hiç mi sıkılmıyorsun ?"

"Anne onu okuyalım lütfen !" Kızın ısrarlarına dayanamayan hülya pes ederek kabul etti. Kıyamıyordu kızına. Birlikte yatağa yattılar . Üstlerine battaniye örttüler.

"Bir varmış , bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde küçük bir kasaba varmış . Bu kasabada ailesiyle birlikte bir kız yaşarmış. Mutlu bir ailesi varmış. Annesi , babası , kız kardeşi ve anneannesi. Birgün bu kızın evini kötü eşkiyalar basmış. Annesi , babası ve anneannesi ölmüş. Tabi küçük kız tek başına kalmış." annesinin sözünü yarıda kesti . "Anne bu hikaye sanki böyle değildi."
"Bu benim yorumum. Dinleyecek misin yoksa gideyim mi ?"

"Tamam tamam devam et." Annesi hülya memnun olmuş bir şekilde masala devam etti.

"Küçük kızı İstanbul'a götürmeye karar vermiş kasaba halkı. Kimsesiz bir kıza bakmak istememişler ."

"Pislikler !"

"Boncuk. Kötü sözler yok "

"Tamam tamam. " annesi masala devam etti.

"En sonunda kasaba halkı toplanıp kızı İstanbul'a götürmüşler. Bir caddenin ortasında bırakıp geri dönmüşler. Kız soğuktan titriyormuş. Kış aylarıymış hava çok soğukmuş. En sonunda bir tane çete' nin eline düşmüş. Kızın eline kibrit tutuşturmuşlar ve satmasını istemişler. Kız günlerce kibrit satmaya çalışmış. Bir yılbaşı gecesi kibritçi kız yine kibrit satmaya çalışıyormuş. ayaklarında eski kötü bir terlik varmış. Kimse onu umursamadan hayatına devam ediyor , yılbaşı için süsler , çerezler alıyorlarmış. Kibritçi kız o kadar Kibritlerini çakıp hayal kurmaya başlamış. Hem ısınıyor hemde hayal kuruyormuş. En sonki halayinde bir masa varmış baştan aşağıya tavukler , etler , ekmekler doluymuş . Masanın başında anneannesini görmüş. Başlarında soba yanıyormuş artık bir saaten sonra terlemeye başlamışlar. Ama o kibritçin kızın son kibritiymiş." anlatırken kapı ard arda vurulunca annesi yataktan kalktı . "Baban geldi. Birazdan devamını anlatırım. Hemen geliyorum." diyerek çelik kapıya doğru ilerledi . Kız merakla annesini beklerken yüksek bir çığlık sesiyle birlikte ne olduğunu bilmediği bir ses duydu. Çelik kapı kapanma sesini duyunca kız yavaş adımlarla kapıya doğru yürüdü. Kapıya yaklaştığında hayatında hiç unutamayacağı bir görüntü ile karşılaştı.

Annesi kanlar içinde yatıyordu. Kız gördükleriyle yüksek bir çığlık attı. "Anne ! Kanıyorsun ."

Annesi yanına gelmesi için parmağını hareket ettirince kız kanları umursamadan yanına yattı.

"Boncuğum sana masalın sonunu anlatacağım. O kibrit son kibritiymiş. Kibritçi kız ölmüş boncuk. Sen kibritçi kız olmayacaksın anladım mı beni ?" dedi kesik kesik nefes verirken. Komşular sesleri duyup gelmişti ve o sırada ambulansı arıyorlardı.

"Anne bırakma lütfen ! "

"Boncuk ! Anladın mı beni dedim ! Kibritçi kız olmayacaksın sen ." diyerek kızını kendine çekip saçlarından öptü. Gözleri yavaşça kapanıyordu.

"Ben seni izliyor olacağım boncuğum." Ve gözleri kapandı. Küçük kız öyle bir çığlık atıp annesine sarıldı ki tüm haykırışı hatayı salladı. Annesi artık yoktu. Onuncu yaşını hiç unutamayacaktı.

Bu bölüm kısa oldu çünkü olayların en başındaydız. Asıl olaylar nasıl başlıyor. Bölümler  tabiki bu kadar kısa olmayacak.
Umarım bu yolda benimle olursunuz :⁠-⁠)

BONCUK+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin