^2^

73 13 3
                                    

3. Kişi Anlatımı!

⚠️bölüm küfürlüdür⚠️

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

~flashback on~

"Ne demek hamile? Onu buraya gönderin, acilen!(...) NE DİKİLİYORSUNUZ YALI KAZIĞI GİBİ?"

Seo Jongmin, bir gecelik eğlencesinde sonra sorumluluk yüklenip ismini karalamak istemiyordu.

Sonuçta o liderdi. O ünlü bir CEO idi. Magazinin ve tüm dünyadaki kadınların göz bebeğiydi.

Ya da kendini öyle yüceltmeyi seviyordu.

O her zaman mükemmel olmalıydı. Doğacak veliahtı da öyle bir fahişeden doğamazdı. Bütün dünyadaki kadınları değerlendirip en iyisinden çocuk peydahlamalıydı!

"KİM YOUNGMİ! BU DA NE DEMEK OLUYOR?"

"Duydun, hamileyim. Bir bebeğimiz olacak Jongmin! Düşünsene, tıpkı sana benzeyen bir oğlumuz veya bana benzeyen bir kızımız olacak!"

Jongmin duyduklarıyla şaşkına dönüp karşısındaki kadına tokat atmıştı.

"Sen kim oluyorsun da benimle ilgili böyle hayaller kurabiliyorsun, ha? Senin gibi bir fahişeden veliahtım doğamaz! Hemen onu aldırıyorsun!"

"Geceleri öyle demiyorsun ama! Ayrıca benim de çocuğum ve aldırmayacağım!"

"Aldırmak zorundasın! İsmimi karalayamazsın!"

"Kes sesini Jongmin! Bu çocuk doğacak!"

Youngmi bu sözlerin akabinde ikinci bir tokat yemişti.

Tokatın ardından boğazı Jongmin tarafından sıkıca tutulmuş ve bedeni havaya kaldırılmıştı.

"Bana bak seni pis fahişe! Ya aldırırsın ya da ben yaptırırım!"

" Her Tanrı'nın günü altına alıp eğlendiğin bir bireyle böyle konuşamazsın!"

"Hah! Bal gibi de konuşurum. Ayrıca bana benzeyen erkek çocuğuymuş? Hah, Kimse bana benzeyemez!"

"Narsist herif! GEBER! GÜCÜN ANCA BANA VE PEYDAHLADIĞIN ÇOCUĞA YETSİN!"

"YETER, YOUNGMİ! ONU ALDIRIYORSUN VE MEVZU BURADA KAPANIYOR!"

"SEN ÖYLE SAN, NARSİST HERİF! HASTASIN SEN! BİR GÜNAHSIZA KIYABİLECEK KADAR HASTASIN!"

"SİKTİR OL GİT!"

"OROSPU ÇOCUĞU!"

Youngmi ne kadar aşağılansa da, bu günahsızı doğuracaktı. Sebebini bilmediği bir şekilde bebekle arasında bir bağ oluşmuştu.

Jongmin'in şirketinden çıktıktan sonra elini hafifçe şişkinleşmiş karnının üstüne koydu.

"Seni ne olursa olsun bu dünyaya getireceğim,bebeğim? Sanırım böyle seslenmeliyim sana. Sen ne baban gibi bir haysiyetsiz ne de benim gibi küçükken yaşadığı yerin serserileri yüzünden namusu üç kuruşluk bile olamayanlardan olma tamam mı?"

Youngmi Rus asıllı bir aileden geliyordu. Asıl adı Svetlana'ydı. Mavi gözleri ve sarı saçlarıyla zaten bir Kore kızı olmadığı apaçık ortadaydı.

Kore'ye babasının iş gezisi için gelmiş ve sevdikleri için kalmaya karar vermişlerdi.

Svetlana, Kore'ye ilk geldiğinde yarım yamalak bir İngilizceden başka bir şey bilmiyordu.

Hâl böyle olunca da yaşadığı elit mahallenin serseri çocuklarını iyi bellemiş, onlarla arkadaş olmuştu.

Tabii bu serseriler baktılar ki kız güzel, iyi para eder(?), onu bir geneleve götürüp hayatını kaydırdılar. Onlar yüzünden Svetlana evlatlıktan reddedilmiş, ailesi tarafından lanetlenmişti.

O günden sonra Svetlana ismini ve vatandaşlığını değiştirmiş, Kore'nin resmi dilini ana dili gibi öğrenmişti.

Şimdiyse bir Seo'dan, bir Ceo'dan olan çocuğunu taşıyacaktı.

Sonuçlarına katlanacaktı. Ne pahasına olursa olsun...

ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚꒳ᵕ~☆゚

(9 ay sonra)

Youngmi, bu süre zarfında genelevdeki işini bırakmış, genelevdeki kıdemli fahişelerin kaldığı odalardan birine yerleşmişti.

25 Ekim 2004 sabahı, yoğun bir acıyla uyanmıştı. Anlamıştı. Oğluna kavuşacaktı. Bu günden daha öncelerinde yine Jongmin onu yanına çağırmıştı. 

(4 ay önce)

"Eğer o doğarsa seni hapse attırırım. Biliyorsun Kore'de fuhuş büyük bir suç Youngmi. Yoksa Svetlana mı demeliydim?"

"Oğlumuz" dedi bastırarak, "Oğlumuz,doğacak!"

"Son uyarımdı Svetlana, şimdi siktir olup gidebilirsin, kış kış!"

"Kış kışmış! Ah, sana da iyi günler! Yoksa hoşt mu demeliydim?"

Jongmin onu boğazından tuttu ve sıktı.

"Bana bak kadın, seni tam şuan, bu şirketin ortasında öldürürüm! Anladın mı?"

"Öldür(...) Sonuçta özel birisin ve en fazla para cezası ala(...) alacaksın! Böyle adaleti (...) sikeyim!"

"İstediğini yapabilirsin. Bağır,çıldır,kudur! Sonunda kazanan yine ben olacağım: Choi- Seo Jongmin!"

"Geber! Kahrolası adam, senden iğreniyorum!"

"Statü farkına göre benim daha çok iğrenmem gerekiyor. Hatta şimdi seni kapı dışarı attıktan sonra elcağızlarımı tuz ruhuna batıracağım!"

"Orospu çocuğu!"

Jongmin Youngmi'yi dışarı attığında, Youngmi yere düştü ve karnının şişkinliğinden ötürü de kalkamadı. Bir süre bekledikten sonra yoldan geçen birisi onu kaldırmıştı. Ona minnet dolu bakışlarını attıktan sonra genelevin yolunu tuttu. 

Evin dışarısından bile duymaya artık alıştığı sesleri işitti. İğrençti. Mide bulandırıcıydı. Üzücü ve kasvetliydi...

Anne olamayacaktı ona. Belki de onu hiç göremeyecekti. Sadece şunu istiyordu. 

"Ne baban gibi ne de benim gibi ol oğlum. Kalbinin derinliklerine işlemesine izin verme kötülüğün. İyi ve ışıklı bir hayatın olsun Minho. Belki seni hiç göremeyeceğim ancak çok iyi ve mutlu ol bebeğim..."

(Günümüz)

Acıya artık dayanamayacağını hissedince tek başına yakınlarda olan hastaneye doğru yürümeye başladı. 

Bu hayatta tek bırakılmıştı. Maalesef aynı durumu oğluna yaşatacaktı ve bu yüzden kendini asla ama asla affetmeyecekti.

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

Helüüüü! 

Mendiller hazırlandı mı? Bundan sonra aşırı detaylı ve ağlamaklı bölümler gelecek....

Nasıl yazıcam bilmiyorum (Pelé'nin arkadaşı FİLMDE öldüğünde bile ağlayan ben nasıl yazcam harbiden?)

Neyseee öptümmmm ❦

street child/ bitch's sonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin