•02: Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün. Dağıtır gecelerim sarışınlığını•

90 25 12
                                    

Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün. Dağıtır gecelerim sarışınlığını. Uykularımı uyusan nasıl korkarsın....


(Atillâ İlhan)

Hayat hiçbir şeye sahip olamayan insanlar için her zaman zordur. Bir yere ait olamayanlar, küçücük bir çiçeğe sahip olamayanlar ve yurtsuzlarla dolu bir dünyada adalet aramak bir isyana dönüşüyor insanlık için. Belki de krallar için. Sadece onlar için.

"Sıcacık değil mi?"

Jimin gözlerini ateşten ayırıp halasına baktı. Surları geçtikten sonra biraz daha yürümüş ve kendi şehirlerini görebilecekleri bir dağda mağara bulmuşlardı. Jennie bu geceyi mağarada geçirmenin iyi olcağını söylediği için çocuklar sessizce onu takip etmişlerdi. Neden ya da kimlerden kaçtıklarına dair bir fikri yoktu ama halası kimsenin onları sonsuza dek aramakla uğraşmayacağını söylüyordu. Ülkede değillerse aramakla uğraşılacak kadar bir değerleri yoktu.

Değerinin olmaması...

Yitip gitmekte olan bir anda boğuluyordum

Jimin anne ve babasından değerin ne kadar önemli olduğunu duyarak büyüyen bir çocuktu. Kendi vatanları için değerlerinin olmaması ve onlara değer vermeyen vatanda annesiyle babasını bırakmak küçük çocuğun kalbini acıtıyordu.

"Ne oldu kuzum?" diye sordu Jennie kucağında uyuyan Jungkook'u uyandırmamaya dikkat ederek Jimin'e dönerken. "Neden üzgünsün?"

"Jennie," Jimin küçük ellerini halasına uzatıp kadının tutmasına izin verdi. "annemle babam... onlar öldüler değil mi?"

Halasının gözlerinde görmeye alışık olduğu hüznün şimdi acıyla sarmalandığını da görüyordu. Binlerce bıçakla derisini yüzüyorlarmış gibi bir ifade vardı kadının yüzünde.

Onun gözlerinde boğuluyordum

Yutkunup çocuğun elini sıkıca tutmuştu.

"Jimin..."

"Biliyorum." dedi Jimin halasının gözlerinin içine bakarken. "Bizi de öldürmek istedikleri için kaçtık evden. Biliyorum."

"Artık büyük bir oğlansın Jimin." Jennie zorlukla gülümseyerek çocuğa sardı boşta kalan kolunu. "Büyük bir kalbin var. Annenle babana yemin ettim. İkinizi de son nefesime ve ötesine kadar dünyada var olan tüm kötülüklerden koruyacağım. Işığınıza karanlık bulaştırmaya çalışanlara izin vermeyeceğim. Bundan sonra sadece üçümüz varız. Biz bir aileyiz. Kimse bizi birbirimizden ayıramaz değil mi?"

Jimin kafasını sallayarak halasının gözlerinin içine bakmaya devam etti. Henüz yedi yaşındaydı ve dünyayla ilgili bilgileri fazla değildi. Hatta neredeyse hiç yoktu. Fakat halasının dünyayla ilgili bilgileri vardı. Tüm ailesini kaybetmişti fakat hayatta kalmanın yollarını biliyordu. Belki de sadece öyle görünüyordu. Ancak Jimin ona güvenmeyi seçiyordu. Jennie babası ya da annesi kadar bilge bir cadı değildi elbette. Fakat kardeşini ve onu tüm dünyadan koruyacak kadar cesur ve gözü kara bir cadıydı. Ona güveniyordu.

The Ruined King||VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin