Genç adam arabasını park ettikten sonra temkinli bir şekilde etrafa bakarken arabayı kitleyip yürümeye başladı. Kısa süre içinde vardığı kapının önünde dururken hafifçe vurdu. Kapının açılmasıyla gördüğü çocuğa göz kırptı. "Aaa alaz abi hoşgeldin.." Alaz gülümserken içeri girmesiyle tüm çocuklar etrafına toplandı. Alaz cebinden çıkardığı cüzdanının içindeki paraları çocuklara dağıtırken içlerinden birisi konuştu. "Asi abla deniz kenarında." Alaz çocuğa bakıp gülümsemesini büyütürken saçını karıştırıp ilerlemeye başladı. Deniz kenarına yaklaşmasıyla duyduğu sesle kaşlarını havalandırdı. Mahalledeki herkes Ateş başına toplanmış yılbaşı kutlaması yaparken Alaz'ın gözü tek bir kişiyi arıyordu. Kalabalığı inceledikten sonra asi'yi bulamamasıyla gözü deniz kenarında tek başına oturan kişiye takıldı. Karanlık olduğundan tam anlamıyla kim olduğunu göremezken asi olduğunu tahmin edebiliyordu. Yavaşça deniz kenarına doğru yürürken kıvırcık saçlarından asi olduğunu anladığında gülümsedi. Yaklaştığında derin bir nefes alıp yanındaki koltuğa oturdu.
"Yine ne düşünüyorsun bakalım?" Asi gözlerini denizden çekip alaz'a bakarken şaşkındı. "Senin burda ne işin var?" Alaz gülüp Asiye baktı. "Eğlence var dediler, geldik." Asi'de güldü. "Niye sizin soysalan malikanesinde eğlence yok muydu?" Alaz Asiye doğru döndü. "Vardı da sarmadı, orda başını belaya sokacak kimse yoktu çünkü." Alaz'ın ima dolu cümlesi ile asi gözlerini devirip denize döndü. İkiside birkaç gün önceki barda yaşananları düşünürken asi elindeki şişeyi kafasına dikti. "Bence sen yeniden içkiye ara ver." Alaz sessizliği bozan kişi oldu. Asi elindeki şişeye baktı. "Nedenmiş o?" diye sorup tekrar bir yudum aldı. "İçki sana iyi gelmiyor." Asi sinirlenip alaza döndü. "Alaz sen niye geldin buraya?" Bu sefer ciddiydi. Alaz yerinde kıpırdandı. Kendide neden geldiğini bilmiyordu. Evdeki partiden sıkıldığı için çıkıp öylesine sürdüğü arabanın bu mahalleye geliş nedenini bilmiyordu. "O geceden sonra merak ettim seni." dedi ama doğru cevap bu değildi kesinlikle. Asi sinirle güldü. "Merak edecek bir şey yok, o geceyi de silip at kafandan.. kafalar yerinde değildi.. birbirimize uçuştuk falan.." Asi bu cümleleri kurarken gözlerinin dolmasına engel olamazken asla Alaz ile göz teması kurmuyordu. Alaz hayal kırıklığı ile dudağını büzerken kafasını salladı. "Evet öyleydi, kendimizde değildik... uçuştuk birbirimize." Asi Alaz'ın cümlesi ile bakışlarını ona çevirirken dolu gözlerle adama baktı. Alaz'ın da gözleri tıpkı asi gibi suluyken ikisi de gerçeğin bu olmadığını biliyorlardı. Sahnede deli gibi öpüşürken ikisi de birbirlerine yoğun duygular beslediğini daha kendilerine bile açıklayamamışlardı çünkü.
Uzun bir bakışmanın ardından asi göz kontağını kesip tekrar denize dönmüştü. Arkadaki kalabalıktan gelen ses ile alaz arkasını dönerken gördüğü kişi ile kaşlarını çattı. "Rüya da mı burda?" Sorduğu soru ile asi de arkasını dönüp baktı. "Niye bilmiyor muydun?" diyip alaycı bi tavırla güldü. Alaz "Bilmiyordum.." diye mırıldanırken hala ateş başında olan rüya ve yamana bakıyordu. Asi Alaz'ın bakışlarını rüyadan çekememesiyle sinir olurken elindeki şişeyi kafasına dikip bir köşeye fırlattı. "Ya bi siktir git ya, rüya için geldiğini bilmiyoruz sanki." Asi'nin sert sesi ile alaz ona döndü. "Bir de senin için geldim zırvalığına inanıyorum bende." Alaz şaşkınlıkla asiyi dinliyordu. "Asi bilmiyordum gerçekten... ne saçmalıyorsun sen?" Asi sinirle ayağa kalktı. "Bi siktir alaz gerçekten git." diyip hızla yürürken alaz da arkasından kalkıp peşinden gitti. "Asi dur, gerçekten bilmiyordum.." Asi arkasından bağıran adamı hiç takmadan hızlı adımlarla 'cehennemin dibi' diye adlandırdıkları yerden çıkarken alaz hala peşindeydi. Yağmurun çiselemeye başlamasıyla asi'nin ağzından küçük bir küfür firar ederken ıslanmamak adımlarını hızlandırdı.
"Asi dur, nereye gidiyorsun?" Asi hiç arkasına bakmadan yürümeye devam ediyordu. "Sanane alaz! Gelme peşimden." Alaz asi'nin cümlesi ile koşmaya başlarken kolundan tutup durdurdu. "Asi.. dur.. beni dinle... gerçekten bilmiyordum." Alaz nefes nefese kalmış bir şekilde kesik kesik konuşurken eli hala asi'nin kolundaydı. "Yamanla birlikte olduğunu tahmin ediyordum ama yamanın da burda olduğunu bilmiyordum... ben hatta burda bi kutlamanın yapıldığından bile haberim yoktu.. seni görmek için geldim." Asi sinirle karışık güldü. "Tamam alaz oğlan, inandım... bana açıklama yapmak zorunda değilsin." Alaz asi'nin umursamaz tavrı ile sinirlenirken elini kolundan çekip geriye doğru bi adım attı. "O kadar körsün ki... buraya gerçekten senin için geldiğimi göremeyecek kadar körsün hemde.." Alaz yağmaya başlayan yağmuru takmadan bağırmaya devam etti. "Her şeyi seni biraz olsun güldürmek için yaptığımı göremeyecek kadar körsün..." Yağmur şiddetini arttırmıştı ama ikisinin de umrunda değildi. Sokak ortasında durmuş konuşuyorlardı. Asi dikkatle adamı dinlerken nefes almayı unutmuştu. "Seni o arabada da, sahnede de bile isteye öptüğümü göremeyecek kadar körsün!" Alaz son cümlesini asi'nin dibine girerek söylerken asi heyecandan titriyordu. Alaz ilk defa duygularını yüksek sesle söylüyordu. "Ne rüya ne bi başkası... senden sonra hiçbir şey umrumda değil artık.." Yağmurdan dolayı artık ikiside sırılsıklam olmuşken alaz asi'nin gözünün önüne gelen saçlarını geriye attı. "Ne yaptın bana bilmiyorum, senden başka bir şey düşünemez oldum... aklımı aldın benim.." Alaz hala anlamsız bir şekilde bağırarak konuşurken asi bakışlarını çoktan dudaklara indirmişti. "Hep kendimi senin yanına gelmek isterken buluyorum, tüm eksikliğimin senin yanında tamamlandığını hissediyorum.." Alaz'ın sesi alçalmıştı, gözleri dolmuştu. "Biliyorum tek taraflı his..." Asi aniden Alaz'ın dudağına yapışmasıyla Alaz'ın cümlesi yarıda kesilirken bir an bile vakit kaybetmeden karşılık verdi. Yağmurun şiddetlenmesiyle birbirlerinin dudağına daha çok kenetlenirlerken alaz asiyi belinden kendine çekersek aralarındaki milimlik mesafeyi kapattı. Nefes bile almadan susamışçasına asi'nin dudaklarını kendi dudaklarının arasına alırken çalan korna sesini takmadan tutkuyla öpüşmeye devam ettiler. Korna ısrarla çalarken asi nefes nefese ayrıldı. Alaz hala asinin dudaklarına bakıp derin bir nefes alırken korna hala çalıyordu. "Kardeşim çekilsenize yoldan, gidin başka yerde öpüşün!" Arabanın içindeki adamın bağırması ile ikiside birbirine bakıp gülerken Alaz ani bi hamle ile asiyi kucağına alıp yolun kenarındaki duvara yasladı. Vakit kaybetmeden tekrar dudaklarını birleştirdiklerinde Asi Alaz'ın sırılsıklam yüzünü okşuyordu. Uzun bir öpüşmenin ardından ayrıldıklarında asi'nin eli hala Alaz'ın yüzündeydi. "Bu hislerim karşılıklı mı demek?" Alaz'ın heyecan dolu cümlesi ile asi kocaman güldü. "Seni ilk defa gülerken görüyorum ve şuan kelimenin tam anlamı ile yeniden sırılsıklam aşık oldum.." dedi üstünü göstererek. Alaz asi'nin yüzünü avuçlarının içine alırken asi gülümseye devam etti. "Ben körsem sende aptalsın biliyorsun değil mi?" Alaz tek kaşını kaldırdı. "Ödüm koptu sana hissettiklerimi hissetmiyorsun diye... aklım çıktı." Asi hem konuşup hem Alaz'ın yüzünü okşarken, Alaz dudağını ısırdı. "Asi... seni tahmin ettiğinden daha çok seviyorum." Asi kocaman gülümserken tekrar ve tekrar dudaklarını aşkla birleştirdiler...
SON