Genç kız sinirle bir nefes verip arabanın camını açtı. Soğuk havayı içine çekerken adam bir anlığına dönüp ona baktı. "Üşüceksin." Asi sinirle Alaz'a döndü. "Ya Alaz nereye gidiyoruz biz?" Alaz tepkisiz arabayı kullanmaya devam ediyordu. "Ya resmen şarkı biter bitmez aldın indirdin beni sahneden inanamıyorum sana ya!" Alaz gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Daha kaç kere tekrarlayacaksın bunu asi?" Asi başını cama çevirdi. "Alaz bu benim işim, ve daha ilk günümdü.. sayende bok oldu..." Alaz hala tepki vermezken asi konuşmaya devam etti. "Ya bir de Tolga senin arkadaşın.. nasıl yaptın bunu ona.. açıklama yapmadan çıkardın beni ordan!" Alaz gözlerini devirirken Asiye baktı. "Ya şimdi niye onun adını ağzına aldın? Keyifle yolculuk yapıyorduk şurda içine ettin!" Asi kaşlarını havalandırdı. "Keyifle mi? Yolculuk mu?" Alaz bakışlarını yoldan ayırmadan kafasını salladı. "Alaz şaka mı yapıyorsun? Nereye gittiğimizi bile bilmiyorum... bak ben sıkıldım tamam mı? Geri dön eve götür beni hadi!" Alaz kafasını sağa sola sallarken asinin üşüdüğünü fark etmesi ile camı kapattı. "Üstündekinin yarısı yok üşürsün tabi." Asi sinirden saçını kaşıdı. "Ya konumuz bu mu şimdi? Bak ben gerçekten sinirleniyorum ya!" Alaz bir şey demeden arabayı park ederken asi etrafa baktı. Yüzünde belli belirsiz bi gülümseme oluşurken Alaz görmeden hemen sildi o gülümsemeyi.Birkaç gün önce geldikleri dağ eviydi burası. "Niye geldik şimdi buraya?" Alaz gülümseyip vücudunu Asi'ye çevirdi. "Demiştim sana, şu mevzular hallolsun geliriz beraber diye." Asi kafasını salladı. "Tek sorun şu, mevzular hallolmadı.. hadi evime götür beni.. gecemi mahvettin zaten!" Alaz arabadan inerken "gece yeni başlıyor asi kız!" diye mırıldandı. Asi duymasına rağmen "Ne dedin sen?" diye sorarken arabada oturmaya devam ediyordu. "İn hadi arabadan." Asi umursamaz bi tavırla kafasını sağa sola salladı. Alaz arabanın öbür tarafına geçip asinin kapısını açtı. "Asi gel hadi, konuşucaz!" Asi sinirli bir bakış attı. "Ya sen konuşmak için mi beni sahneden indirip buraya getirdin alaz." Alaz dudaklarını kıvırarak güldü. "Başka bir şey için mi getirme mi isterdin?" Adamın cümlesi ile Asi hızla arabadan inip Alaz'ın montunun yakalarından tutup sertçe arabaya yaklaştı. "Bak benim canımı sıkma, zaten sinirliyim..." Alaz iki elini yana kaldırdı. "Tamam sakin... konuşmak istiyorum sadece... hadi eve girelim bak çok soğuk... malum üstün ince." diyip asi'yi boydan süzerken dudaklarını ısırmamak için kendini zor tuttu.
Asi yavaşça Alaz'ın montunun yakasını bırakırken etrafa bakındı. Soğuktan titrememek için büyük savaşlar verirken alazı takip etti. Eve girdiklerinde asi bakışlarını evde gezdirirken Alaz'ın ilk işi şömineye hazır kırılmış odunları atıp yakmak oldu. "Önce evi ısıtalım.." Asi Alazı takmadan evi incelemeye devam ediyordu. Yavaşça camın önüne gelip dışarıyı seyrederken Alaz da usulca yanına gitti. "Sabah burda çok güzel gün batımı izleniyor biliyor musun?.." Alaz'ın cümlesi ile asi hemen yüzündeki huzurlu tebessümü silip sertçe adama baktı. "Hadi ne konuşacaksan konuş alaz!" Alaz sıkıntılı bir nefes verdi. "Bir şeyler içer misin?" Asi gözlerini devirdi. "Oyun oynamıyoruz alaz! Konuş artık.. sonrada eve bırak beni!" Alaz sinirle güldü. "Eve bırakayım da mekana geri dön demi?" Asi kaşlarını çattı tekrar. "Ya benim o mekanda çalışmam seni niye bu kadar ilgilendiriyor Alaz? Arkadaşın diye mi?" Alaz şömineye doğru giderken asi arkasından baktı. "Yapma asi, Tolga'nın senden hoşlandığını fark etmemiş olamazsın.." Asi derin bir nefes verdi. "Bu seni niye ilgilendiriyor peki? Alaz tepkisiz kalırken maşayla ateşe birkaç odun daha koyuyordu. "Sana diyorum Alaz? Konuşmak istiyorsun ya hadi konuş! Karşındayım!" Alaz hala tepkisizken asi hırsla yanına gidip kendine çevirdi Alaz'ı. "Bu seni niye ilgilendiriyor dedim Alaz!" Alaz derin bir nefes aldı. "Orda çalışmanı istemiyorum o kadar asi.. konu tartışmaya açık bile değil!" Asi sinirle güldü. "Buna sen mi karar veriyorsun? Bu benim hayatım... ne yapacağıma ben karar veririm! İstersem Tolga'yla da..." Alaz'ın elindeki maşayı sertçe yere fırlatmasıyla asi'nin cümlesi yarıda kesilirken şaşkınlıkla adama bakıyordu. "Sakın asi... sakın o cümleyi tamamlama!" Alaz sinirden titrerken asi kafasını salladı. "Bana bak Alaz oğlan... ben istesem o cümlenin devamını söke söke getiririm sende böyle sinirden titreyerek dinlersin... ama ben o cümlenin devamını getirmicem, sadece duymak yetmez, izleyeceksin!" Alaz hırsla bağırırken sehpadaki vazoyu sertçe yere fırlattı. "Asiiiiiii, delirtmek mi istiyorsun beni? Al delirdim!" Alaz Asi'nim dibine girerken ikisi de çakmak çakmak yanan gözleri ile birbirine bakıyordu. Asi adamın dudağına bakmamak için iradesiyle yoğun bi savaştayken Alaz'ın gözleri çoktan dudaklara inmişti bile. "Delir Alaz umrumda değilsin... sende o gece de umrumda değilsin!" Asi tıpkı Alaz gibi kendini yaralayan sözlerle bu kez onu yaralarken sesinin titremesine engel olamamıştı. Çünkü dedikleri yalandı.. ikisinin de tek gerçeği o geceydi.