✨VıDıfAk✨
Yb geldi aşkolu mişkolu kuşkolarrr kosun cabukk
Sınır: 25 oy 40 yorum
Neyse iyi okumalar dilerim!!
💙💍
-
Kollarının arasında kaybolan küçük bedenle zorlukla eve girdi büyük olan. Uykusu derindi onun. Kıyamet kopsa uyanmazdı. Bu yüzden ses çıkarmama gibi bir gayret gösterme gereği duymuyordu.
Eve girdikten sonra ayağıyla kapıyı kapattı ve salona doğru adımlayıp kucağındaki çocuğu L koltuğa ters bir şekilde bıraktı.
Jisung'un vücudu yumuşak koltukla buluşunca hemen arkasını döndü, mırıltılar eşliğinde.
Minho ise kafasının altındaki yastığı rahat bir hala getirmişti. Gözleriyle etrafı süzmüştü.
Ev soğukluğunu az da olsa hissettiriyordu. Zaten üzerinde switi vardı. Buna ek olarak Minho'nun deri ceketi de vardı.
Çok fazla gelmezlerdi buraya. Büyük beden gözleriyle odayı süzdü. Sonunda bulduğu örtüye uzandı ve ellerinin arasına aldı. Önce ceketini aldı üzerinden. Ardından da açıp sakince uyuyan bedenin üzerine örttü.
"Ah, çok uykucusun Jisung! Henüz akşam yemeği bile yemeden uyuyakaldın!"
Duymayacağını bildiğinden dolayı yüksek sesle konuşuyordu. Sonra da yumuşak ve şişkin sincap yanağından bir makas almıştı.
Zaten onu uyurken birçok kez görmüştü. Her seferinde de onu tatlı buluyordu. Uyurken dudaklarını büzmesi, arada mırıldanması, kolları arasına bırakılan herşeye sarılması. (Bunlar benim özelliklerim olabilr çaktırmayın;))
O Minho'ya çok tatlı geliyordu işte.
Büyük olan Amerikan mutfağa doğru adımladı. Tezgahın diğer tarafına geçince aşağı eğildi ve yerini ezbere bildiği çekmeceği açtı. Eline gelen kahve kavanozu ile yerden doğruldu.
Bu kezde yukarıya uzandı eli. Dolaplardan birini açtı ve büyük bir bardak aldı.
Yaklaşık 20 dakikanın ardından elinde sıcak kahvesi ile 4-5 adım uzağındaki koltuklardan birine attı kendini. Zaten 1 koltuk, bir tekli ve bir de L koltuk vardı.
Gözleri kardeşine kayarken bardağı dudaklarına yaklaştırmıştı. Garip şekilde gözleri kapalı olmasına rağmen kaşlarını çatmış ama huzurlu bir ifade vardı suratında. Gülüyordu resmen!
Muhtemelen rüyasında olmasını istediği bir şeyi görüyordu. Çünkü uyumadan sürekli gelecek hakkında olaylar hayal ederdi ve %95 bunları görürdü.
Artık onu çok iyi tanıyordu.
Bununla birlikte Minho'nun yüzünde de bir gülümseme oluşuvermişti. Bardak ile arasında az bir mesafe varken konuştu, gülerek.
"Rüyasında kesin gökten sincap yağıyor veya beğendiği pembeli siyahlı eteği görüyordur. Bu kadar mutlu olduğuna göre."
Jisung'un ne gördüğünü bilmiyordu. Fakat az çok tahminde bulunabiliyordu.
Tam o sırada sessiz ortamda birde cebindeki telefonun titreşmesi ile yerinden sıçlamıştı. Tabi o anlık hareket yüzünden elindeki kahve de önce eline sonra üzerine dökülmüştü.
Sıcak kahve beyaz tişört ardından da bedeniyle buluşunca istemeden bağırdı.
"Siktir!"
Hemen ayağa kalkmış ve üzerini açıp kapatarak yelpaze yapmıştı. Bir yandan da söyleniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Want so bad | Minsung' ᴹʸᴮᵒˢˢ˙²
Fanfiction"Min sadece kardeşin abatmasan mı?" "Ya değilse?" • 𝖨̇𝗄ı 𝗎̈𝗏𝖾𝗒 𝗄𝖺𝗋𝖽𝖾𝗌̧, 𝖺𝗌̧ı𝗄 ø𝗅𝖺𝖻𝗂𝗅𝗂𝗋 𝗆𝗂? ⚠︎ 𝖬𝗒 𝖡𝗈𝗌𝗌 𝗄𝗂𝗍𝖺𝖻ı𝗆ı𝗇 𝖽𝖾𝗏𝖺𝗆ı𝖽ı𝗋. 𝖮𝗇𝗎 𝗈𝗄𝗎𝗆𝖺𝖽𝖺𝗇 𝖻𝗎𝗇𝗎 𝗈𝗄𝗎𝗆𝖺𝗒ı𝗇! ⚠︎ 𝖳𝖾𝗄 𝖿𝖺𝗋𝗄 𝖧𝗒𝗎𝗇𝗅𝗂...