Yeni yıla geçiş yapacaktık. Artık günlüğüme 2023 değil 2024 yazacaktım. Heyecanlıydım. Bir benim kadar kardeşlerim de heyecanlıydı. Laura, Vincent, Ophelia ve Felix. Aramızda en büyüğümüz Ophelia idi. Tamı tamına 17 yaşındaydı. Güzel bir avomaroydu*(Avokadistan'da kız yerine avomaro denir.) Hatta bir sevgilisi vardı. Adı da Myron. O da bayağı yakışıklıydı ve ablam ile çok yakışıyorlardı. 2. büyüğümüz ise Vincent idi. O da 16 yaşındaydı. Ders çalışmayı fazlasıyla severdi. Gece gündüz hiç durmadan, kafasını kaldırmadan ders çalışıyordu. Teni, hepimize göre daha yeşildi. Ve bu avokado vatandaşları arasında nadir görülen bir özellikti. Yaş sıralamsında Vincent'dan sonra ben geliyorum. Ben Kitana ve 13 yaşındayım. 24 Mart'ta ise 14'e girecektim. Heyecan vericiydi. Ardımdan Felix. Felix, benden 1 yaş küçüktü. Onun da sarı göleri vardı ve bu da avokado vatandaşları arasında nadir görülen bir özellikti. Ailemde en yakın olduğum da oydu. Nedense aramızda değişik bir bağ vardı. Eveet. Sıra geldi en küçüğümüz olan Laura'ya. O, gereğinden fazla tatlı olan ama bir o kadar da afacan olan minik bir avomaroydu. Beni çok sever fakat aramızda en çok Ophelia'yı seviyordu. Neden bilmiyorum ama Ophelia'yı gördüğü anda Laura hemen onun yanına gidip sarılıyordu. Bu arada Laura da 5 yaşındaydı. Sanırım bize göre fazla küçüktü..
Neyse. Onu bunu boşverelim de asıl konumuza dönelim. Yeni yıla girecekken hepimiz birbirimize hediyelerimizi veriyorduk. Ben, Vincent'a almıştım. Kurada bana o çıkmıştı. Ne aldığımı soracak olursanız ona birkaç tane roman ve test kitabı almıştım. Çok sevineceğinden eminim çünkü abimin kitap okumak ve ders çalışmaktansa başka yaptığı bir iş yoktu. Vincet'a hediyemi verdikten sonra donuk bir şekilde-ama sevindiğini anlayabiliyordum- "teşekkür ederim Kitana." dedi. Ben de mutlu bir şekilde rica ettim. Sura geldi bana. Bana alan kişi babammış ve görünüşe göre hediyem büyük bir şeydi. Çünkü kutu, diğer hediye kutularına kıyasla daha büyüktü.
Kutu hareket ediyordu. Bu yüzden biraz gerilmiştim. Ve heyecanım saniyeler geçtikçe daha çok artıyordu. Kutuyu açtığımda içinden bir köpek çıkmıştı! Yeşil bir köpekti! Çok mutluydum ve sanırım mutluluktan ağlayacaktım! Yıllardır istediğim bir şeydi bu! Ve sonunda gerçekleşmişti! Adını ne koysam diye düşünürken aklıma bir isim geldi. Adını 𝐀𝐫𝐞𝐬 koyacaktım. Ares, Yunan Mitolojisinde savaş tanrısı anlamına geliyordu. Belki de Ares ile uzayda Meyve Galaksisi dışında bir yere gidersek ve orada uzaylılar ile savaşırsak diye aklıma gelmişti işte. Bu yüzden adını kesin olarak Ares koydum. Ares, benim için en güzel şuan hediyeydi. Çok mutluydum. Bu mutluluğun şerefine de ailecek yılbaşı yemeğimizi yedikten sonra herkes yattı. İyi gecelerr...