I. bölüm(Lucia)

16 2 33
                                    

15 YIL ÖNCE

Acı, psikolojik ve ya fiziksel hepimizin korkup nefret ettiği o his. Tabi kendilerine "toplum" ismini vermiş, azınlığa karşı büyük bir korku beslemiş, korkuyu yavaş yavaş nefrete dönüştürmüş insan topluluğu. Kendilerinden farklı insanların kapatılmasını isterler. Bazıları rol yaparak kendilerini gizlerken, bazıları yakalanır. Ben yakalanan bölümdeyim.

Ailemde her türlü şiddet vardı. Babam, annemi sarhoşken aldatmıştı. Bunun üzerine evde tartışmalar yaşanmaya başladı. Başlarda sadece bağırışmalar varken daha sonra fiziksel şiddet ortaya girdi. Hatırladığım son anılardan biri mutfaktaki kırılma sesiydi. Her şey yolundamı diye bakmaya gittiğimde annem kanlar içinde yerde uzanıyordu. Babam ise geldiğimi fark etmeden bir anneme bir elindeki kırık, kanlı şarap şişesine bakıyordu. Kan görmeye alışıktım. Ancak bu sefer bir şeyşer tersti. Annem yanıt vermiyordu. "Ona çok mu sert vurdun?" Dediğim anda babam şişeyi düşürdü. Şişe biraz daha parçalandı. Babam bana baktı ve yüzüne endişeli bir gülümseme yerleştirdi. "Biraz.. birazdan iyi olacaktır.." Dedi. İnanmıyordum. Yere eğilip kırık cam parçalarını toparlamaya başladım. Babam ise anneme bakmaya devam ediyordu. "Neden ona öyle vurdun, baba?" Cam kırıklarını çöp kutusuna atarken cevap geldi.. "Çünkü onu seviyorum." Bu cümle ile bakış açım değişti. Sevildiğimi düşünürken hiç sevilmediğimi hissettim. Sevgi böyle bir şey miydi peki? Bilmiyordum. "Beni niye sevmiyorsun?" Diye sorunca kaşlarını çattıp. "Kes sesini, Lucia. Odana dön." Odama döndüğümde kendime baktım. Acınası duruyordum. Tekrar mutfağa döndüğümde annem ya da babam yoktu. Sadece kan ve şiddetin izleri vardı. Bıçaklardan birini alıp kazağımın koluna sakladım ve odama geri dönüp kapımı kapattım. Aynadan kendime baktım. Yapmalı mıydım? Denemekten zarar gelmezdi.. Koluma kesik attım. Keskin, hoş, tatlı bir acı.. Yakıyordu belki.. kanım kolumdan yavaşça süzüldü ve hızlıca kurudu.. Hesaplamadığım bir şeyler vardı. Bu günden sonra babamla olan kavgalarım daha büyüdü. Bana bağırması daha sonra ise tek çocuğu olduğumu hatırlayıp benden özür dileyip ilgilenmesinde hoşlanmaya başladım. Fakat bir gün gerçekten büyük bir kavga oldu. Bunun üzerine tehditler ile korkutmaya çalışıyordu. Gerçek olmadığını düşünüyordum. Fakat haftalar sonra...

Bağımlı hâle gelmiştim.. Artık babam delirdiğimden emindi. Ve beni "Akıl hastanesi" denilen, delilerin, mantıklı düşünenlerin ve farklı insanların olduğu bir yere bıraktı. Sadece sevilmek istemiştim. Sevilmek 7 yaşındaki bir çocuğun en temel hakkı değil miydi? Peki ben niye bu cehennemdeydim? Bana öğretilen sevgi buysa ve yanlışsa kapatılması gereken o değil miydi?

Doktorum Bay William yumuşak biriydi. Sadece çabuk çıkmak için kendime zarar vermeyi bırakmıştım. Bir süreliğine. Acı hissetmek istiyordum. İhtiyacım vardı. Odamda kesici, delici veya kırılgan hiç bir şey yoktu. Tırnaklarıma baktım.. kendini kazıyabilirdim.. yavaş bir şekilde tırnağımı derime bastırıp ileri-geri hareket ettirmeye başladım. Bir süre sonra yanmaya başladı, kızardı, kanadı. O sırada kapı sesi ile hızlıca kolumu kapattım. Gelen kişi Doktor William'dı. Arkasında ise bir kaç haftadır gördüğüm oğlu.. Benden 2 yaş büyük olması dışında bir şey bilmiyorum. Onu bir kaç kez izlemeye gitmiştim ancak normal hiç bir hareketini görmemiştim. Benim aksime seslerdende korkmazdı. Doktor odama girip kollarımı açmamı istedi. Red ettim. Babam gibi kızacağını düşünmüşken daha yumuşak bir şekilde ısrar etti. Kolumu açtığımda cebindennbir peçete çıkarıp yarama koydu. "Bunu bu şekilde tut, Lucia." Dediğini yaptım. Odadan çıkınca oğlu bir süre orda kaldı ve bana döndü.

"Yarana bakabilir miyim?"

İçeri girdi ve önümde dizlerinin üstünde oturdu. Bileğimde peçeteyi çektim.

"Acıtmış olmalı.."

"Acıması için yaptım zaten."

Bileğimi hafifçe tutup iki parmağınıhafifçe üstünde gezdirmeye başladı. Yakıyordu... Bana ihtiyacım olan şeyi veriyordu...

Psikoloji OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin