Kaldığımız yerden devammmmm
hikayeyi beğendiyseniz instagram hesabımı takip eder misinizzz 🎀
adı: chaniwbahng
şimdiden teşekkürlerrrrrAcımasızlıklarla dolu bir hayatı olan bir insanın hayattan hiç bir beklentisi yokken tanıştığı bir insana hayatını adıyacağına inanmazdı Hyunjin. Taki o güne kadar...
"Şey iyi misiniz az önce ağlama seslerinizi duydum da neden ağlıyorsun ki. Ah unutmadan ben Felix, Lee Felix" Nutku tutulmuştu Hyunjin'in. Ne diyeceğini bilememişti. Ne diyebilirdi ki? Adını bile saniyeler önce öğrendiği bir kişiye anlatamazdı. Ki şöyle bir şeyde vardı. Bu çocuk kimdi ve Hyunjini nerden görmüştü.Aklındaki sorulari bir kenara atıp ayağı kalktı ve adımlarını apartmana yönlendirdi.
"Hey! Nereye gidiyorsun. Adını söyleseydin bari." Hyunjin arkasından gelen seslere aldırmadan apartmana girdi. Arkasındaki adım sesleriyle Felix'in geldiğini anlamıştı. Umursamadı. Yürümeye devam etti. 2. kata geldiğinde Felix kolunu tuttu.
"Şimdi gitmem gerek sonra görüşürüz" Felix eve girdiğinde anlamıştı Hyunjin. Bu çocuk Bayan Lee nin oğluydu. Evet Hyunjim farkında olmasada onun hayatını değiştirecek kişiydi Felix..
Hyunjin kendi evinin katına geldiğinde ikilemde kalmıştı yinede kapıyı çaldı. Çünkü anahtarı yoktu.
Kapıyı babası Bay Hwang açmıştı. Hyunjin babasından korktuğu için tedirgin olmuştu.
"Noldu Hyunjin bey dışarısı soğuk mu geldi" Adam Hyunjinle dalga geçerek gülmüştü. Hyunjinin yapabileceği hiç birşey yoktu. O an içinden neden eve girdiğini sorgulamıştı Hyunjin. Felix eve girdikten sonra dönebilirdi eski yerine. Ama kafası karışmıştı. Hyunjin ağır adımlarla odasına girip kapıyı kitlemişti.
Biraz kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı. Küçücük odası bunun için yeterliydi. Çekmecesini açtı Hyunjin ve sadece üzgün olduğunda içtiği sigarasından bir dal aldmış, sigarayı ağzına koyup yakmıştı ve ardından içine çekmişti dumanını. Eli çekmecenin derinlerinde olan fotoğrafa gitti. Bu fotoğraf sesini bile duymadığı annesinin fotoğrafıydı. Bazen düşünüyordu Hyunjin. Belki annesi olsaydı babası böyle olmazdı diye. Annesini tekrar bu hayata getirmek için varını yoğunu verebilirdi. Ancak bu imkansızdı. Evet bu hayat imkansızlıklarla doluydu..
Hyunjin dolan gözlerini fark etmemişti bile fotoğrafı tekrar çekmecesine koyup sigarasından son bir yudum aldı ve masanın üzerindeki küllüğe bastırdı. Zordu. Böyle bir dünyada yaşamak çok zordu. Hyunjin günün yorgunluğunu atmak için yatağına girip gözlerini kapattı. Hayat Hyunjin için acımasız ve kötü olabilirdi ancak onu bu durumdan kurtaracaktı Felix. Fakat farkında değillerdi..
★
Hyunjin odasına giren güneş ile uyanmıştı. Elleriyle yüzünü ovuşturdu. Gözleri fena ağrıyordu. Hyunjin babasının evde olmadığını düşünerek odasından çıktı. Bu gün birkaç dersi vardı ancak hiç gidesi yoktu Hyunjinin. Ama gitmek zorundaydı. Zaten bir dersi vardı. Mutfağa gidip bir kaç şey atıştırdı. Ardından odasına gidip kıyaferlerini giyindi ve çantasına bir defter atıp evden ayrıldı. Saatine baktığında dersin başladığını fark etti çok umursamadı en sevmediği ders olan genel sanat tarihi dersi vardı. Gereksiz bir dersti ama yinede gitmek zorundaydı.
Üniversitesi evlerine yakındı. Yaklaşık 15 dakikalık yürüyüşün ardından varmıştı. Hızlıca kampüsüne girdi ve ders salonuna girip kimseyi umursamadan yerine oturdu ve hic sevmediği dersini dinlemeye başladı.
Aslında pekte dinlediği yoktu can sıkıntısından öyle bakıyordu oradaki eğitmene. Aklına Felix gelmişti. Çok mu kötü davranmıştı acaba? Acaba konuşmalımıydı. Bunu aklının bir köşesine yazdı ve bos bos dersi dinlemeye devam ettimişti

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savior// HyunLix
FanfictionMerhabalar! Bu fic 'linoxbits' Instagram hesabının povundan alınmıştır