Karanlığa çekiliyor ama o çekim gücünün tam tersine koşuyordum.
Hiç başarılı bir çocuk olmadım.Sokakta akşama kadar oynar akşam ezanın da eve koşardım çünkü kız kısmı en geç akşam ezanında evde olmalıydı.Şuan üniversite okuyorum lise son sene aklım başıma gelmiş derslerime çalışmıştım ,öylesine seçtiğim sayısal bölümü benim için doğru karardı.
Şimdi arkadaşlarım ile kafede oturuyorum. Aleyna,Haktan,Bora ve Selin her zaman ki buluşma noktamız olan kafedeydik.Şuan dalga konuları bendim dört sevgilim olmuş sadece üçü beni aldatmıştı."ada da aldatılıyorsa biz ne yapalım ?" Selin cümleyi biraz yüksek sesle söylemişti bazı masalardaki gözler bize dönmüştü
Umursamadım yine de ince dudaklarım bu cümleye kıvrılmıştı.Tam o an açık müzik yapan solist ile gözlerimiz keşişti Allah'ım lütfen beni diline düşürme içimden geçenleri duyar gibi kafasını iki yana sallayan solist "sarı kafa için dertli çalalım "demişti.
Herkes gülerken ben kaşlarımı çatarak etrafa baktım.Arka çapraz masamızda oturan birini fark etmemle kaşlarım çatıldı bana bakıyordu.Beyaz teni siyah saçlarını öne çıkartırken keskin yüz hatları ile kara ve duygusuz gözleri beni izlemeyi kesmeyen adama kaşlarımı havalandırarak ne var dercesine ellimi saladım.Bişey değişmedi hiç bir mimiği oynamadı bile sabır diliyerek önüme döndüm."Hadi oyun oynayalım" Haktan'nın neşe dolu sesi doldurdu
masadaki sessizliği.Onu her izleyişimde gülümserdim Haktan benim için çok değerliydi.Çocukluğum du o benim...Mahalle de ortalığı karıştırıp kavgaları kaldırıma oturup çekirdek çitleyip izleyen ikili.Fazlasıyla yaramaz ve yerimizde duramayan o iki çocuktuk hala.Haktana olur dercesine kafamı saladım.O sırada Aleyna şaşkın bakışlarıyla telefona bakıyordu.Kaş göz yaparak Aleyna'yı gösterdim Haktana o sırada telefonunu kapatan ve bize dönen Aleyna'nın dolgun dudakları aralandı "feci bir olay olmuş " herkesin dikkati Aleynadaydı "ne olmuş aleyy " bunu söyleyen boraydı "okulda kavga olmuş " Aleyna olayı açıklayınca oflayarak ona doğru konuştum "kavgalar neredeyse her gün oluyor niye buna şaşırdın"herkes beni onayladığında "bu sefer fark var " dedi ve derince nefes aldı araya girmemize engel olarak yine söze girdi."iki ağır yaralı var hatta biri makinaya bağlı olarak hayata şuan "işte bu normal değildi.
Bu olaya sessizlik cevap verdi.Arkamdaki saçlara dolanan parmakları hissetmemle arkamı döndüm .O kapkara gözlerin sahibi saçlarıma dokunmuş bana bakmayı es geçip kafeden çıkıp gitti .Haktan ve Bora görmüş olmalıydılarki ayağa kalkmaya çalışmışlardı ama onları engelledim ."ama niye adam bildiğin saçınla oynadı "
"Ben gizli adamlardan hoşlanmam o adam gizliyi oynuyor "Bora araya girdi "çünkü sen basit hayat ve en fazla beşe kadar saymayı istersin çünkü bunları tek elinle yapabilirsin " bunlara otuziki diş sırtım.
"He bide şey var kesin kararlar kesin duygular belirsiz hiç bir işe girmez"buna kahkaha atmıştım .Haktana döndüğümde dudaklarını öne büzmüştü "noldu benim koca bebeğim " diye ona seslendim.Anında bana dönen bakışıyla "onlar seni benden daha iyi tanıyorlar " söylediği şeyle ensesine yavaşça geçirdim "saçmalama "dedim.~
Gülüp eğlendik ve yine istemediğimiz şeyi yaptık vedalaşıp ayrıldık.Apartmana doğru gidiyordum.Yol tenha ve karanlıktı koşar adımlarla gidiyordum .Tahminen 5 dakikaya evimde olurdum .Garip bir ürperti hissetim bu izlenme hisseydi durdum tam dört yolun ortasında .Etrafımda döndüm bir sıkıntı yok gibiydi yoluma devam edecektim ki belimi kavrayan kocaman ellerle tiz çığlığım boş sokağı doldurmaya yetmedi.
Titriyordum korkudan ne yapmam gerektiğini bilmiyordum sırtım göğüs kafesine dayalıydı.Burnu saçlarım da dolaştı "vanilya" dedi.Koku hastası bir kız olarak en sevdiğim kokuyu dile getirmişti.Birden yönümü yüzüne çevirdi kara gözler o kafedeki çocuktu.Bunu fark etmemle kaşlarım çatıldı psikopat mıydı bu kara gözlerin sahibi.Sinirlerim tavan yaparken elim kaldırdım tam tokat atıcaktım ki bileğimi kavradı .Dayanamadım tükürdüm o pis maskesine sadece gözü görünen bu maskeyi çıkarıp attı .Çatık kaşları biraz daha çatıldığında "manyakmısın lan sen "dememle belimi kavraması bir oldu .Burun buruna gelmemizle geri eğildim o durmazdı tabi oda eğildi .Kurtulamazdım çabam çaresizdi.Durdum öylece elini kaldırmaya başlayınca kaşlarımı çattım "sakın!" eli tüm yüzümü kavradı yanaklarımı okşamaya başladı .Dizimi erkekliğine vurmak geldi içimden .Yapabilirmiydim yaptıktan sonda yakalarsa bunu düşünmek bile istemem."ya beni bırakırsın yada canını yakarım" gözlerime baktı eli okşamı işini durdurdu ama hayla oradaydı.Hiç bir mimiği oynamadı .Sabrım taşmıştı dizimi erkekliğine vurduğumda bağırmasına beklerdim ama bu olmadı durmadım onu göğsünden itip koşmaya başladım.Arkama döndüm yoktu rahat bir nefes verdim ama durmadım.Aparta vardığımda içeriği girdiğim gibi kapıyı kapatım.Korku tüm bedenimi ele geçirdi yatağıma geçip örtüyü kafama kadar çektim .Nasıl beğendiniz mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAF BİR ATIŞ
Teen FictionHer şeyin belirli bir zamanı var derdi annem ve buna inanmıştım.Hayır her şeyin zamanı değil yarası,yara bandı vardı. Bir insan yaşamı boyunca kalbi ortalama 2,6 milyar kez atar.Peki sen kaç kalp atışına sebeb oldun. Kaç kez kalpinin üzüntüyle atmas...