"stay here until the sun rises." | hyunlix

"tanımıyorum"

06.47

"jisung uyandım dedim ya amına koyayım neden hala aramaya devam ediyorsun? bırak da hazırlanayım!"

"la kes amına koyayım kaç defa uyuyakalmışlığın var on kere aramama rağmen! zekasına sıçtığım her sabah horoz gibi kaldırıyoru-"

"tamam jisung sensin hadi bay."

yine sabahın körü ve yine okul için hazırlık ve yine jisungla olan sevgi dolu sabah konuşmalarımız. her sabah alarmı bazen kapatabilme ihtimalime karşı arıyordu beni. canım kölem.

normalde ders 08.30'da başlıyordu ama jisung ve ben yediden sonra çıkıp poğaça yiyerek yavaş yavaş gitmeyi seviyorduk. evet her sabah yapuyoruz bunu. gayette eğlenceli bu arada. bazen motivasyon oluyor ikimize de poğaça lafını duymak. neyysee.

telefonu yatağa bıraktıktan sonra 20 dakikada tamamen hazırlanıp kapı önüne indim ve kapıda beni bekleyen jisungla karşılaştım.

"günaydın şerro."

"sana da günaydın köle."

yanağıma çok hafif bi tokat vurarak "ebendir köle!" diye bağırmıştı. sabah sabah bunın sesi cırtlak oluyor bir de amk hiç çekilmiyor.

"jisung sus sabah sabah dinleyemicem seni. yürü hadi poğaça almaya gidiyoruz."

"pattesli mi, peynirli mi?"

"bence pattesli ya. peyniri çok sert oluyo bu fırıncının yaptığı poğaçaların. patateslide hem malzeme bol hem baharat var içinde. "

"doğru konuştun kral. hadi gidek."

jisungun onaylayışından sonra onun koluna girdim ve bana hala minhodan bahsetmediği için bir kaç soru sorma kararı aldım.

"ee minhoyla noldu? konuştunuz mu?"

"ben de onu diyecektim şimdi. ya konuştuk konuşmasına iyi çocuk falan ama çok çabuk güvendik bence. yaptığımız aşırı yanlış sonuçta neyin nesidir bilmediğimiz insanlar ve sen iki günlük çocukla sevgili oldun. yani bence konuşmayı tamamen kesmeyin ama şu sevgililkten vazgeçin. sana ne yapacağı belli değil bu yüzden bu yakınlık fazla size."

bunları daha önceden düşünmüş olmama rağmen söyledikleri bir anlığına duraksamamı sağladı. bana aşırı tanıdık gelen birisiydi hyunjin ve güvenmemde bir problem olacağını düşünmüyordum. ama haklıydı bir yandan. tanımıyorum sonuçta.

ne var bilmiyorum ama benim ona bağlanmamı sağlayan birşeyler var içimde. ve bu bağlar gerçekten çok güçlü sanırım.

"evet onu ben de biliyorum ama sanki hyunjine güvenebilirmişim gibi bir his var içimde. beni ona bağlayan çok güçlü bağlar hissediyorum ama altında ne yatıyor bilmiyorum. ya tabii korkmuyorum değil ama güvenmemde bir problem yokmuş gibi hissediyor-"

"sokarım senin hislerine felix. adam seni kaçırsa sana birşey yaparsa nolucak? ama ben bunu böyle düşünmemiştim baştan alalım senaryo değişsin falan mı diyeceksin? nasıl bu kadar rahatsın? içindeki hisler her zaman doğruyu göstermiyor. bu sefer beni dinliyosun ve kafana estiği gibi hareket etmiyosun. eğer sana birşey olursa veya o çocuklarla ilgili birşey duyarsam ortadan ikiye ayırırım seni. bugün ayrılıp arkadaş mı kalıyosun soğutuyo musun bilemem. ama uzaklaş bir şekilde ondan."