Anlatmaya nereden mi başlayayım. İnanın bende bilmiyorum. Sadece şöyle söylemeliyim ki. Bütün bu güzel duygularımın okulun kapanmasına sayece aylar kala başlaması üzücü. Evet tabikide bi erkek. Onu tanıtıcak olursam. Herkez tarafından dikkat çekici bir dış görünüşü oldugunu söyleyemem. Sadece fazla bi uzun boyu kahverengi gözleri ve bide kısa sacları var. Aşırı zayıf olmasına rağmen neden bilmiyorum ama fiziği hoşuma gitmiyor değil. Tabi her perşembe günü giydiği bazı kıyafetleriyle fazlasıyla seksi olabiliyor. Yani bana öyle geliyor da olabilir. Ve umarım sadece bana öyle geliyordur çünkü gelmiş geçmiş en kıskanç insanlardan biriyimdir. Enes'ide aynı öyle kıskanıyorum. Herneyse eyer fiziği hakkında biraz daha konuşursam saçmalayacağım. O yüzden başka şeylerden bahsedeyim. Şunuda belirtmeliyim ki Enes'i daha 2 gün önceya kadar sevmiyordum. Tamamiyle arkadaştık ve ondan hoşlanabiliceğim hiç aklıma gelmezdi. Ama nasıl mı oldu? Şuan kafanızda belkide mütiş hayaller dönüyor ama öyle değil. Sıradan ve saçma bir şeyden doğdu bu sevgi. Enes ile aynı sınıftayız ve benim sınıf dolabımın oldugu yer onun sırasına yakın. İşte her günkü gibi klasik bir Türkçe defterimi dolabımdan almış ve sırama götürmüştüm. Ve sonra her tenefüs oldugu gibi tuvalete doğru gitmek için kapıyı tam açıcakken bir anda içeri o girdi. Nedense ikimizde hareket etmedik ama fazla yakın temas ve nasıl anlatayım işte olması gerektiğinden çok daha yakındık ve sınıfta boştu. Belkide bu yüzden biraz fazla öyle durmuş olabiliriz ama. Saçma işte ya aslıda çok saçma! Aynı sınıftayız yani istemsiz bi şekilde yakınlaşmış olabiliriz sonuçta ama nedense bu sanki birazdaha farklıydı. O anda nedense aşırıderece tuhaf hissettim ve sınıftan dışarı çıktığımda elim ayağım titriyordu. Nedense o anda sınıftan ne için bile çıktığımı hatırlamıyordum ve boş boş koridorda gezinirken hocanın odasının ordaki koltuklar gözüme ilişti. Oturmam gerektiğinin farkındaydım çünkü birazdaha ayakta durursam kesin olarak bayılırdım. Kalbim ağzımda atıyordu bildiğin. Böyle saçma ve istemsizce olan bi yakınlaşma bütün gece Enes'i düşünmemi sağladı...Rüyama girecek kadar. O gün okulda tuhaf tuhaf davranışlar sergiledim ,elimde olmadan tabi. Ne bileyim derslerde sürekli kendi kendime sırıttım hatta bundan utanıp kızarmaya falan başladım. Kaç ders boyunca Enes'e baktım hatırlayamıyorum bile...Çıkışta ondan ayrılacağım gerceği beni biraz üzse bile yine saçmaladığımın farkına vardım. Çocuğun olan bitenden haberi bile yoktu. Yani böyle saçma bi yakınlaşmadan dolayı ufak bi kıvılcımdan ortaya cıkan sevgimden filanda. Eve gittiğimde de aynı tepkiyi evde gördüm. Herkez şaşkın şaşkın bana bakıyordu ve bu bir kaç gün boyunca devam etti çünkü farkındayım tam bir Leyla gibiydim! Hatta ertesi gün Yasir hoca bile(sınıf hocamız olur kendisi) tenefüste yanına çağırdı. Adam haklıydı derste adama baka baka istemsiz bi şekilde sırıtıyor sonrada utancımdan ölüyor kızarıyordum. Bana bi şeyler oldugu açık ve net bi şekilde belliydi. Ha bide bu kadar şeyden bahsettim ama kendi arkadaş grubumdan bahsetmedim. Şöyle söyliyecek olursam hepimizin isimlerinin neredeyse aynı olması tesadüf olamaz heralde. Sıra arkadaşım kübra arkamda oturan Ayşe ve yanında oturan Ayşenur ve tabi benim adımda Ayşegül. Aslında en önce bu üç adaş olarak takılırdık derken nasıl oldu bilemiyorum Kübra'da aramıza katıldı ve tam bir Efsana dörtlü olduk diyebilirim. İşte bu şahıslarda yine aynı şekilde gün boyu bana özürlüymüşüm gibi muamele yaptılar. En sonuda Enes'ten hoşlandığımı söylemek zorunda kaldım. Duyduklarında çok şaşırdılar ama yavaş yavaş saçma hareketlerime alıştılar. Nedense yine aynı şekilde o günün akşamıda Enes aklımdan cıkmadı. Ve sanırsam artık çıkması çok zorlaşacak...