Konu: Balayıiçindüğün sonrası Paris'teki eve gidiyorsunuz. 🔞🔞🔞🔞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uçaktan inmiştiniz ve Pablo, arabanızla Paris'teki tropik ormanda kiraladığı eve doğru sürüyordu. Bugünün mutluğuyla içiniz içinize sığmazken birbirinize hiçbir şey belli etmemeye büyük gayret ediyordunuz. Gerçi Gavi yola odaklanmak ve gülümseyerek size bakmak arasında büyük savaş veriyor gibi duruyordu.
Torpidonun üst kısmına ayaklarını uzattın, sade ama şık gelinliğini değiştirmek istemeyip biraz daha tadını çıkarmak istedin. Ağaçların sıklaştığını görünce Pablo'ya baktın, sana geldiğinizi söylemek istercesine gözlerini kırptı.
Biraz sonra inmek için kapıyı açtığın sırada koşarak gelip seni kucaklayan bu adama bakınca bi kahkaha kopardın. Seni yavaşça yukarı doğru taşıyıp kapının önünde durdu ve sende anahtarı alıp açma lütfunda bulundun. Daha sonra seni nazikçe yere indirip:
"Bebeğim sen evi gez, etrafı incele istersen. Bende arabadan eşyalarımızı getireyim olur mu?" dedi.
Onu onayladın ve ilk kata bakmaya başladın. Yeşilin yoğunlukta olduğu mutfak dolapları ve kahverengi deri koltuklardan oluşan açık mutfak salon vardı. Karşıdaki cam duvardan görünen şelale benzeri bir akıntıyla bütünleşen sisli yeşil orman görünüyordu. Hemen yan tarafta ise buraya açıldığını düşündüğün bir kapı vardı.
Daha fazla oyalanmadan üst kata çıktın ve bu sefer daha ferah olan bir katla karşılaştın. Ortada büyük, yumuşak, rahat bir yatak ve onun yanında bir giyim paravanı vardı. Sağ taraftaki görünen küçük koridora girdiğinde açılan kapıya baktın. Muhtemelen banyoya açılıyordu, ki açınca bunu doğrulamış bulundun. Burası siyah ve beyazlarla donatılmıştı. Büyük bir küvet, geniş dikdörtgen bir duşa kabin, yeşil dolaplı bir lavabo vardı.
En sonunda dayanamadın ve küvetin suyunu açtın sıcak bir duş hiç de fena olmazdı, rahatlamaya bi hayli ihtiyacın vardı. Nasıl olsa düğünden çıkan herkes yorgun olurdu değil mi? Üstelik birde 3 saat uçak yolculuğu yapmıştınız. Yatak odasına çıktığında karşında kollarını açmış bir Pablo beklemiyordun tabii. Koşarak gittin ve onun büyük kollarına attın kendini.
Ayrıldığınızda ikilemde kalarak yüzünü elleri arasına alıp dudaklarına yavaşça ve masumca bastırdı kendini. Yumuşak dokunuşlarına ayak uyurdun ve sende ona karşılık verdin. Onun çekingen olmasını seviyordun, sahalarda ne kadar agresif ve sinirli gözükse de aslında içinde yatan sevgi dolu çocuğu biliyordun. Bu yönden baskın taraf sendin ama onu daha tam olarak tanımıyordun. Bu yüzden kesin bir şey söylemek pek doğru olmazdı.
