Phil Foden

472 18 2
                                    

Konu: Takım yemeğinde rahat durmayıp uzaktan kontrol edilebilir vibratörle sizinle alay ediyor. 🔞🔞🔞🔞

Çeyrek finale çıkmanın şerefine takım olarak yemeğe bir jazz kulübüne gelmiştiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Çeyrek finale çıkmanın şerefine takım olarak yemeğe bir jazz kulübüne gelmiştiniz. Ortamın ılık havası, loş atmosferi ve sıcak yemeklerle şarabın taze kokusuyla harika bir mekan seçimi olduğunu anlaman çok uzun sürmemişti.

Herkes gülüp eğlenirken sen diken üstünde oturuyordun. Ama gerçekten de her iki anlamıyla da diken üstünde desek hiç de yanlış olmazdı çünkü Phil yeni fanteziler denemek istediğini söylemiş ve adeta içine bir vibratör yerleştirmişti.

Aslında her ikiniz de yeniliklere açık ve önyargısı olmayan insanlardınız ama burada, hemde bütün takımın önünde bunun kadar cesaret isteyen bir şeyi yapmak istemesi senin itiraz etmene sebep olmuştu tabii. Phil'le, onun uzun çabaları sonunda bir anlaşma yapmıştın ve o da istediğini almıştı.

Karşındaki adama baktığında hiçbir şey yapmayacakmış gibi gülerek yemeği yiyip yanındaki Erling'le sohbet ediyordu. Sen de bir süre düşündükten sonra bu yersiz gerginliği bırakıp onun yerine ortamdan zevk almaya karar kıldın.

Aslında senin tedirginliğin sadece ulu orta yerde ses çıkarman ve birilerinin, bu da hemen yanında oturan Kevin'in karısının, seni duyabilme ihtimaliydi. Zaten çok yakın oturuyordunuz ki, bu ihtimali daha da artırıyordu.

Sessizce yemeği yemeye başlamış ve karşındaki erkekleri dinlemeye başlamıştın. Phil arada sana kaçamak bakışlar atıyor ve seni kontrol ediyordu. Sana bakmadığı bir anda aniden içinde bir hareketlenme ve bunu takip eden karnında oluşan kasılmalar başlamıştı. Gözlerin büyükçe olmuş, ağzın 'o' şeklini almıştı.

İşte şimdi başlıyorduk, ilk vuruşunu yapmıştı bile. Phil sana tekrar baktığında bu sefer bıyık altından sırıtmasına engel olamamış ve gülerken tekrar o lanet olası düğmeye basmıştı. Bu seferki daha derin ve etkiliydi ya da sadece sana öyle geliyordu.

Yerinde dört dönerek gergin bir şekilde kıpırdandın ve Phil'e mimiklerinle durması gerektiğini anlatmaya çalıştın. Oysa karşındaki erkek arkadaşının seni gördüğü bile yoktu, belki de görmezlikten geliyordu ama bildiğin tek şey şu an çok eğleniyor gibi göründüğüydü. Bir iki cansız denemeden sonra düğmeye basmayı kesmiş ve tekrar hareketli bir konuşmaya dalmıştı.

Sende bunu fırsat bilerek derin bir nefes aldın ve rahatlamaya çalıştın. Yanındaki Michele sana döndüğünde sohbet açıp bunu unutmaya çalıştın.

"Canım, Mason nasıl? Onu en son gördüğümde minicikti."

"Evet tatlım ya çok hızlı büyüyorlar. Herhalde çok fazla ilgilenmekten olsa gerek."

Phil'in sizi kaşla göz arası dinlediğini fark etmiştin. Michelle devam etti:

"Ee sizden ne haber, siz düşünmüyor musunuz minik bebikler?"

Duyduğun bu soru karşısında verebildiğin tek tepki ağzından kaçan bolca kırmızı şaraptı. Michele'in üzerine sıçramasın diye sakınırken kendi beyaz elbisene tam anlamıyla kanayan beyaz kuğu cosplayi yapmıştın.

"Ee şey biz de Phil'le-"

Sözünü kesen sana yandan yandan bakan Phil'in düğmeye tekrar basmasıydı.

"Bırak şimdi onu üstün battı, gel tuvalette temizleyelim. Gerçi çıkacak gibi durmuyor da neresinden dönersek kârdır öyle değil mi?" dedi Michele panik olmuş gibi konuşarak.

Tam ayağa kalktığınızda Phil duruma el koydu:

"Michele ben ona yardım ederim sen oturabilirsin canım." dedi ve beline kolunu sarıp seni tuvalete çekiştirdi. Kapıdaki 'kadınlar' yazısına aldırmadan odaya daldı. Neyse ki şansınıza kimsecikler yoktu.

Kapıyı kilitledi ve seni duvara itekledi hafifçe.

"Bu kadar savunmasız olabileceğini düşünmemiştim bebeğim. Bahse girerim daha fazla dayanabilirdin değil mi?"

Gülümseyerek dudaklarına uzun buseler kondurdu yavaşça. Onun bu arsız ama romantik bir şekilde çocuksu halleri en sevdiğin tarafıydı. Bir elini beline sarmış ve diğer elini elbisenin altına atmıştı. Gülerek ondan ayrıldın:

"Ne yapıyorsun şapşal, rahat durur musun lütfen? Neredeyse yakalanıyorduk."

İç çamaşırını aşağı iteleyip sağ elinin parmaklarını içine gönderdi ve içindeki oyuncağı tutmaya çalıştı. Nefesini tuttun ve olacakları izlemeye başladın.

"İşin eğlencesi burada zaten sevgilim hiç tadını çıkarmıyordun anın,"

Sözlerinin arasına senin kesik inlemelerin karışmış olsa da parmaklarını kıvırıp sonunda oyuncağı bulduğunda bu son hareketiyle sen neredeyse gelmek üzereydin.

Parmaklarının arasındaki koca denilebilecek şeyi nasıl bu kadar uzun sürede bulamadığını düşündüğün sırada aslında içinde bilerek oyalandığını hesaba katmamıştın. Kısa sürede alıştığın doluluğa karşılık şimdi içinde hissettiğin boşluk senin garip bir şekle girmene neden olmuştu.

Oyuncağı lavabo mermerine kaldırıp seni aynaya doğru kendi yüzünü göreceğin şekilde çevirdi. Kemerini gevşeltirken onun en sevdiği pozisyona geçmiştiniz. Suyu açıp elini ıslattı ve aletini bir iki kez çektiğinde sonra sana haber bile vermeden içine kendini itiverdi.

İkiniz de aynı anda inlediğinizde İngiliz, o biçimli elleriyle kalçana yakın bir şekilde belini kavradı ve senden destek aldı. Sen gelmeye pek yakınken başın öne düşmüştü.

"Kendine bak sevgilim, aynaya bak. Ne kadar güzel göründüğüne bakmanı istiyorum." dedi arkandaki destansı adam git gellerini hızlandırırken.

Utançla başını kaldırdıktan bir kaç dakika sonra aynaya doğru patlamış ve görüntüler bulanıklaşmıştı. Phil de senden hemen sonra sana eşlik etmiş ve nirvanasında o da gelmişti.

Aynadaki sanat eserinize baktığınızda kızarmış bir şekilde toparlanarak orayı olabildiğince temizlemeye çalışmış ve hemen kendinizi dışarıya, arkadaşlarınızın yanına atmıştınız. Hiçbir şey olmamışcasına...

Futbolcularla One ShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin