" Bir son dakika gelişmesi ile haberimize kısa bir ara veriyoruz. Kuzey Irak'ta çıkan çatışmada son yirmi dört saate 12 askerimiz şehit düşmüştür. Evet hocam devam edebiliriz. "
Bu kadar mıydı onların değeri? Sadece üç cümle mi anlatıyordu onların vatanları uğruna verdikleri hayatlarını.
On iki hayat vardı orada, vatan uğruna verilmiş. Onlarca aile vardı yarım kalmış
Daha küçücük bebekleri ile eşlerini son yolculuğuna uğurlayan kadınlar, daha ölümün ne demek olduğunu bile bilmemesi gereken yaşta " Biliyor musunuz, benim babam şehit oldu. " diyen çocuklar, oğlunu nice dualarla uğurlamış , Allah'tan tek dileği sağ salim oğluna kavuşmak olan analar, başı dik, gururlu babalar, hepsi yarım kalmış, tek duaları sağ salim kavuşmak olan ama Mehmetçiğin şehitlik mertebesine ulaşması ile asla tamamlanamayacak yarım ruhlar olmuşlardı. Onlar artık bir askerin değil, şehidin ailesiydiler. Asker aileleri her zaman umutlulardır, başka şansları yoktur çünkü. Her zaman eşlerine, babalarına , evlatlarına, arkadaşlarına, abilerine , kardeşlerine sarılacakları ve bir daha ayrılmayacakları anı beklemek zorundadırlar. Ama şehit aileleri, onlar için umut sonsuza kadar bitmiş, geriye sadece acı ve kederle karışık gurur kalmıştır.
Hani derler ya " Şehitlerin sayısı yoktur , şehitlerin sayısı söylenmez, bir tane şehidin acısı da aynıdır ailesi ve milleti için, onlarca fazlasının da. 'Bir Şehit ' bazen size az bir sayıymış gibi gelebilir ama şehit ailesi için bir, oldukça büyük, yeri asla doldurulamayacak bir sayıdır. " ne kadar doğru, değil mi?
Vatan uğruna yaşanamamış nice gençlikler, düğünler, yıl dönümleri, doğum günleri, ilk adımlar, ilk heceler ve daha saymakla bitmeyecek ilkler. Hepsi vatan uğruna verilmiş anılar, hayatlardı.
Bir anne, oğluna kına yakmıştı gönderirken , bir çok dua etmişti sağ salim geri gelsin diye. Bir baba, belli etmemişti ama anne kadar dua etmişti belki de oğluna tekrar sarılabilmek için. Bir kadın kucağında bebeğiyle tıpkı evliliklerinin ilk günlerinde olduğu gibi ansızın gelen operasyon haberiyle bir saat içinde göreve gidecek ve geri gelmesi için yapabileceği tek şey dua etmek olan eşine, evladının babasına , aşık olduğu adama sarıldı, son kezmiş gibi. Çünkü bilmiyordu eşinin nasıl geleceğini. Bir çocuk, daha minicik bedeninde sadece masallardaki kötü sonlara üzülmesi gereken yaşta, babasının gece onu usulca öpmesi ile uyanıp " Birşey yok bebeğim, geri geleceğim, sen uyu şimdi." demesiyle uykuya dalan ve babasına son kez sarılamayan. Şimdi onların, onlarca hayatın yarım kalışı sadece birkaç saniye miydi?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelincik
Fiction généraleGül , papatya , nergis, lavanta hatta portakal çiçeği bile birilerinin aşkının simgesiydi. Peki gelincik çiçekleri? Onlar , Vatanlarına aşık kahramanların aşkını simgelerdi. Askerin kınasıydı gelincikler, askerlerin aşkını anlatan ama sadece anlay...