İyi okumalarr🫀
İkimizde ayakta birbirimize bakarken Alexandre beni aniden kucağına alıp evin bodrumundaki beni kitlediği odaya götürdüğünde gergince ona baktım. Karanlıkta bir şey göremezken başımı göğüsüne yasladım.
"Burda güvende olucaksın ben gelene kadar dışarıya adımını dahi atma."
Derken beni yere indirip odanın ışığını açtığında gergince başımla onayladım.Arkasına dönüp gittiği sırada "Dikkat et." Diye fısıldadım. Duyduğunu biliyordum. Bulunduğum yerde gözlerim etrafta gezdiğinde arkamda tek kişilik bir yataktan başka bir şey olmadığını fark ettim. Oda çok korkunçtu. Beyaz çarşaflı yatağa ilerleyip oturduğumda başımı arkamdaki duvara yasladım.
Yaklaşık 10 dakika geçerken zihnime buraya kitlendiğim anlar yaşadıklarım dolarken derin bir nefes alıp ayağa kalktığımda daha fazla dayanamayarak kapıya doğru yürüdüğümde temkinlice sesleri dinledim. Hiç ses gelmeyince yukarı çıktığımda Alexandre' ın başı dış kapıya dönük bir şekilde duruyordu.
Gergince ona ilerlerken kapıyı çarparak kapattığında korku ile iki adım geriledim. Aniden arkasına döndüğünde gözleri kırmızının en koyu tonuydu.
Tereddütle "İyi misin?" Dediğim sırada hızlıca bana yaklaştığında kolları belimi sararken başını saçlarımın arasına gömerken "İyiyim." Dedi.
Kafasını kaldırıp Gözlerime bakarken devam etti.
"Bir süre şehir den uzaklaşmamız gerek." Dediğinde şaşırmıştım."Neden bir şey mi oldu?" Dediğimde elimi tutarak yukarıya çıkmaya başladık. Karnıma stresten ağrı girdiğinde ona belli etmedim.
Odaya geldiğimizde hızla valizleri çıkardığında bir rüzgar kadar hızlı haraket ediyordu. Siyah ve bordo tonlarına hakim kıyafetlerini valize doldururken yatağa oturmuş onu izliyordum.
Kendi valizi bittiğinde onu kenara koydu ve başka bir valiz aldı. Kendi kıyafetlerinin yanında bulunan kıyafetlerimi eline aldığında valizin içine koymaya başladı.
"Hiç bir açıklamada bulunmayacak mısın?" Dediğimde duraklayarak arkasına dönmeden;
"Sadece... burdan bir süreliğine uzaklaşıcaz. Bir tatil gibi düşün."
Dedikleri ile ayağa kalkarak yanında bittim. Kolunu tutarak bana bakmasını sağladığımda hâla siniri geçmemişti. "Kim geldi Alexandre seni bu kadar sinirlendiren şey ne? Anlat bana."
"Şimdi değil Isabel... şimdi değil."
Diye duraksadığında kolunu bırakmam için elini elimin üstüne koydu. Elimi indirirken arkasına bakmadan lavaboya ilerledi. Bir dakika geçmeden şu sesini duydum.Derin bir nefes aldığımda gardroba ilerleyip valize kıyafetlerimi doldurmaya başladım. Geçen 10 dakikanın ardından işim bitmişti. Tam o esnada açılan kapı ile Alexandre'ın geldiğini anladım ve ona dönmedim.
Hangi ara giyindiğini anlamazken giydiği gömleğin kollarını kıvırmaya başlamıştı. Her zamanki gibi kumaş siyah pantolon üstüne siyah gömlek giyiyordu ve bu onu aşırı sexy yapıyordu.
Valizin fermuranı çektiğimde ayağa kalktım ve gardroptan bir beyaz sweatshirt takımı çıkarttım ve banyoya girip üstümü giyindim. Ardından saçlarımı taradığımda kendime aynadan baktım ve güzel olduğum kanaatinde bulunarak banyodan çıktım. Odada gözlerim gezindiğinde yatağın üstünde oturup elinde bir şarap şişesi ile düşüncelere dalan Alexandre'a baktım.
Siniri biraz daha yatışmış gibiydi. Hazırladığım valizin olmadığını gördüğümde götürdüğünü anladım.
Ayağa kalkarak önümde bittiğinde gözlerimin içine bakmaya başladı.