B1

1.7K 61 7
                                    

   Gece yarısından sonra, sessizlik ay ışığının altında parıldayan karanlıkta oynayan gölgelerin ürkütücü dansına eşlik ediyordu. Ormanın derinliklerinde olaylar, minik bir çıtırtıya kadar korkunç bir senfoniye dönüştü. Yol boyunca, soğuk ve küflü ağaçların arasında hışırdayan yaprakların üzerinde çaresizce sürüklenen, küçük bir kızın masum figürü vardı. Bir grup vahşi alfa, ona acımasızca gülümseyerek, onu amansız bir kaderin yolculuğuna sürüklüyordu.

   Diğer yandan kimsesizliğinin ortasında bir vahşi olmamak için kendisine bir çıkış yolu olarak gezgin olan Taehyung karanlıkta rastgele düşen bir yıldızın parıltısını takip ediyordu. Bir ara durdu, hayretle başını yukarı kaldırdı ve derin derin nefes alıp Dünya'daki en nadir güzelliğin gökyüzünde olduğuna dair düşüncelere daldı. Ancak, bu düşünceleri, ormanda beliren yırtıcı bir hışırtıyla rahatsız edildi. Birdenbire, gözleri; karşılayabileceği her türlü tehlikede sanki ölümün bile kabul edilebilir bir seçenek olduğunu düşündüğü bir sahneye çevrildi. Bu, ilk bakışta bile kalbinin ritmini değiştiren minik bir kızın vahşetle boğuşmasının çarpıcı bir görüntüsüydü.

   Taehyung içinde bir cesaret ışığı yanışını hissetti, ölümün soğuk yüzü bile onun hırsını söndüremezdi. Güçlü adımlarla o korkunç sahneye doğru ilerlerken, her şey daha da karmaşıklaştı. Ancak onun için önemli olan ne karmaşa ve ne de vahşilikti. O, küçük bir kızın o naif gözlerinde parıldayan korkuyu dindirmek, onu korkunç bir kaderin pençesinden kurtarmak istiyordu. Tek bir an, Taehyung'un kararlılığına ateş gibi ilham vermişti ve o, korkunçluğun kalbinde bir masumiyetin parıltısını kurtarmak için karanlığa doğru hızla ve sinsice yol aldı.

   Gizlice üzerine tırmandığı ağacın yüksek bir dalından aşağıda sıralanmış düşmanları incelikle inceliyordu. Küçük kızın hayatı ona bağlıydı. O seçkin bir savaşçı değildi sadece bir gezgindi ve karşısındaki vahşileri alt etmek için tüm kuvvetini kullansa bile başarılı olamazdı yüksek ihtimalle. Yine de küçük kızı öldürmelerini ya da daha kötü şeyler yapmalarını izleyecek değildi. Harekete geçti, vücudu havada kurt formuna geçerek bir yandan diğerine atılırken, ilk iki rakibini hızla ve şiddetle yere serdi. Diğer vahşiler bir an için donakaldı, çaresizce yere düşen arkadaşlarını izlerken. Bu, Taehyung'un harekete geçmek için ihtiyaç duyduğu zaman dilimiydi.

   Ufak bir yapıya bürünmüş olan kızı göz ucuyla keşfetti. Gözleri genişçe açılmış, donmuş bir halde kalmıştı. O böyle bir yerde olmaması gereken biriydi; vahşilerin elinde acımasız gülüşlerle ölmek ona göre değildi. Aynı anda hem aktif saldırısını sürdüren Taehyung'un sesi, sanki öfkeyle yoğrulmuş bir demir gibi yankılandı: "Kaç!Hemen kaç!"

   Küçük kız, bu haykırışın etkisiyle, tıpkı bir ceylanın zarif ama hızlı hareketi gibi kalktı ve gitti. Ve orada, savaş alevlenmeye başladı. İlk şaşkınlığı atlatan vahşi alfalar hızla dönüşerek saldırdılar Taehyung'un üzerine. Karanlıkta sağa sola hızla fırlayan pençeler, zaman zaman duyanların karınlarını burkan bağrışları kesen sert çarpışma sesleri ve Taehyung'un vahşi haykırışları ile belkide saatler sürerek tüm şiddeti ve acımasızlığı ile devam etti. Beklediğinden çok daha iyi iş çıkarmış, dokuz vahşi alfanın altısını öldürmeyi başarmıştı. Ancak bunun sebebi bu üçlünün kendilerinden daha zayıf olan altı vahşiyi öne sürüp hiçbir şey yapmadan beklemeleriydi. Yine de hepsinin tek bir alfaya yenileceğini düşünmemişlerdi elbet. İlk ikisini zaten o ilk gafil avlanışlarında öldürmüştü Taehyung. Dört vahşi alfanın tek bir alfayı kolayca alt edebileceğini düşünmüşlerdi.

    Diğerlerinden çok daha iri olan üç vahşi alfa ile karşı karşıya gelirken, yaralarla dolu ve yorgun bedeniyle ölümün yaklaştığını hissediyordu Taehyung.Göğsündeki derin yaralardan akan kan, toprağa karışarak kırmızı ve toprak kokulu bir iz bırakıyordu. Görünüşlerinin benzerliğinden kardeş olduklarını anladığı alfalar yorgun ya da yaralı değildi onun gibi.Cesareti zayıflamaya başlamışken, pes edip ölümü kabullenmeye hazırlandı. Zaten karşı tarafın saldırısı çok gecikmemişti. Üçü aynı anda kurda dönüşerek üzerine atladığında acıyla haykırdı. Biri bacağına biri omzuna ve diğeri de bel boşluğuna geçirmişti dişlerini. Aynı anda bırakıp geri çekiliyor, yer değiştiriyor ve tekrar aynı anda dişlerini geçiriyorlardı. Savaş bitmişti çoktan, Taehyung çoktan avlanmıştı ve vahşiler avlarını acıdan acıya sürükleyerek öldürüyorlardı. Kan içindeki beden insan formuna dönüşüp bedeni zar zor nefes alabilir halde yerde uzanırken en iri olan vahşi alfa iri pençesini avının omzuna bastırarak keskin dişlerini cılız boyna doğru uzatmaya başlamıştı.  Anlamıştı Taehyung, birazdan başı gövdesinden o dişlerce ayrılacak ve ölecekti. Ancak, tam o anda ölüm düşüncesi, beklenmedik bir şekilde gözlerinden sıyrılıp uzaklaştı.

HATE YOU (TAEKOOK OMEGAVERSE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin