"Öyle işte," dedim sigaramı söndürürken. "Hoseok bana o kadar kaba davranıyor ki artık ona karşı ne hissettiğimi bilmiyorum bile."
"O piçi oldum olası sevmediğimi biliyorsun," Yoongi sırtını sandalyesine yasladı ve gerindi. "Seni hak etmiyor." Okulun yakınlarındaki bir kafeye oturmuş, ben ve boka saran ilişkim hakkında konuşuyorduk.
"Ayrılmalı mıyım?" dedim tereddütle. Kafam çok karışıktı ve Yoongi asla objektif değildi.
"Düşünmen hata," dedi hemen. Cebinden çıkarttığı paketten bir sigara yaktı. "Son bir konuşmayı dene ama ne kaybedersin ki?"
Masanın üzerindeki telefonumu aldım ve Hoseok'u aradım. İkinci çalışta açarken "Görüşebilir miyiz?" dedim hemen.
"Neden?" İki yılımı verdiğim sevgilimin donuk sesine odaklandım o an. İki yabancı gibiydik.
"Sence de görüşmemiz gerekmiyor mu, Hoseok?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Hayır, bence her şey gayet ortada." Derin bir nefes aldım. Zaten kavgalıydık ve ben daha da büyüsün istemiyordum. Ben bunları düşünürken hattın diğer ucundan duymak istemediğim o cümleyi duydum: "Bitirelim artık, sıktı bu ilişki."
"Ne demek bitirelim?" Oturduğum sandalyede sırtımı dikleştirirken her yerim gerilmişti. "İki seneyi çöpe mi atacağız?"
"Taehyung," dedi bıkkın bir sesle. "Ben zaten bayadır ayrılmak istiyordum, hayatıma başkasını almak üzereyim. Eğer kapatırsan onu alacağım şimdi." dedi sesine neşe yayılırken.
Ellerimi yumruk yaparken "Sen benim taşak mı geçiyorsun, piç herif?" dedim yüksek sesle. Kafedeki birkaç kişi dönüp bana bakarken elimi kaldırdım ve özür dilerim der gibi hafifçe eğildim. "Aldatıyor musun beni?"
"Günaydın, Taetae," dedi gülerek. "Seul'de sabah oldu, sen neredesin?"
Telefonu yüzüne kapatırken gözlerimde beliren yaşlar kaşındırmaya başlamıştı. Birkaç kez kırpıştırdığım gözlerimi ellerimle kapatırken sakinleşmeye çalıştım.
"Eğer kapatırsam," dedim sinirle. "Eğer kapatırsam hayatına yeni birini almaya gidecekmiş."
"Öldürelim mi?" Yoongi'nin rahat sesine baktım. Sandalyesine yayılmış sigarasını içiyordu. "Silahım var, ceset gömecek yer de biliyorum."
Güzel teklifine güldüm. "Hayır," dedim gülüşümün sonlarına doğru. "Onu pişman edelim."
"Taehyung," dedi oturuşunu düzeltirken. "Hayatına bak. O yavşak senin intikamını bile hak etmiyor."
Çalan telefonuma baktım. "Namjoon arıyor." Telefonu açtım ve kulağıma götürdüm. "Efendim, hyung?"
"Taehyung, neredesin?"
"Yoongi'yle okulun oralardayız, ne oldu?" dedim bir sigara daha yakarken.
"Jimin geldiğinde haber et demiştin, Seul'de şu an."
Jimin hyung'un ismini duymamla Yoongi'ye baktım, çocukluğumuzdan beri ona aşıktı. "Yanında mı?"
"Evet, gelip seni alalım diyecektim."
"Ben Yoongi'yleyim, kalkamam. Siz gelin beraber oturalım." Yoongi tek kaşını kaldırıp meraklı gözlerle bakarken elimle bir şey yok dercesine bir hareket yaptım. Ağabeyim beni onaylayıp kapatırken güldüm ve Yoongi'ye baktım. "Jimin geliyor."
Hoseok'a olan sinirim aklımın ucundan bile geçmezken askerden yeni gelen Jimin hyung'u görecek olmak beni mutlu etmişti. Ayrıca Yoongi'yle dalga geçebilecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Aşıklar | taekook
Fiksi Penggemar"O bir yalancı." "Sen de falcısın." "İnsanların para kazanması gerek." • 03.02.24 - elyxionoixyle