Syrune bir çiçekçiydi. Petersburg'daki dükkanının önüne koyduğu çiçeklerini suluyor, tatlı sesiyle şarkılar mırıldanıyordu. Üzerinde 1900'lü yılların yeni modası olan, bileğine kadar uzanan, sade beyaz bir elbise vardı. Belindeki kahverengi kemer onun ince belini ortaya çıkartıyordu.
"Hanımefendi."
Syrune çiçeklerini sulamayı bırakıp arkasındaki adama döndü. Yüzüne sıcak bir gülümseme takındı.
"Nasıl yardımcı olabilirim bayım?"
"Annem için çiçek alacaktım."
"Anneniz için.."
Syrune elini çenesine koyup bir süre gökyüzüne baktı. Sonra ise tekrar gülümsedi.
"Lütfen içeri gelin."
Syrune içeri girdi. Dükkan tıpkı bir botanik bahçe gibiydi. Syrune yürürken merakla adama soru sordu.
"Anneniz çiçeklere bakmayı sever mi? Yoksa sadece bir hediye mi istiyorsunuz?"
"Çiçeklere bakmayı çok sever. Bahçesi çiçeklerle doludur."
Syrune elinde bir saksı orkide ile ona döndü.
"Ona orkide hediye etmeye ne dersiniz? Oldukça narin çiçeklerdir. Evinizde güneş alan bir yere koyarsanız oldukça iyi yetişir. Eminim çok sever.."
Dior bir süre düşündü. Düşünceleri sonrası kafa salladı.
"Güzel fikir, Bayan..?"
"Syrune. Syrune Capet."
Dior kafa salladığında Syrune gülümseyerek kasaya gitti.
"1000 ruble bayım."
Syrune adamdan aldığı 1000 rubleyi kasasına koydu ve gülümsedi.
"Umarım anneniz mutlu olur bayım."
"Teşekkürler Bayan Syrune. İyi günler dilerim."
Syrune gülümseyerek ona karşılık verdi.
"İyi günler bayım."
Dior dükkandan çıktıktan bir süre sonra çiçeğin üzerindeki etiketi fark etti. Fiyat etiketinde 1700 Ruble yazıyordu.
