Bayan Syrune müşterisi ile ilgilenirken içeriye Dior girmişti. Kapının zili ile Syrune gülümseyerek müşterisine veda etti ve Dior'a döndü.
"Günaydın Bay Dior."
"Günaydın Bayan Syrune."
"Sizi buraya getiren nedir Bayım?"
"Sizinle sohbet etmek istiyordum."
"Ne güzel, ben de sizin gelmenizi bekliyordum."
Dior ve Syrune tekrar sandalyelerine oturdular. Syrune bacak bacak üzerine atıp ellerini dizine koydu ve yüzüne sıcak bir gülümseme takındı.
"Kış geliyor, fakat siz sadece paltonuz ilesiniz. Üşümüyor musunuz bayım?"
"Ben pek üşüyen bir insan değilim. Fakat haklısınız, ilk kez üşüdüğümü hissettim bu yıl."
"Lütfen kendinize dikkat edin. Bu kış bir salgın olduğu söyleniyor. Hasta olmanızı istemem."
"Endişeniz için teşekkürler, siz de dikkat edin."
Dior'un gözü Syrune'nin ellerine kaydı. Uzun zarif parmaklarının sargılı olduğunu fark ettiğinde hafifçe kaşları çatılmıştı.
"Elinize ne oldu?"
"Ah, güller ile ilgilenirken biraz yara aldım, müşterilerime görüntü kirliliği yaşatmak hoş olmayacağı için sardım."
"Anlıyorum.."
İkilinin arasında bir sessizlik oluşmuştu. Syrune derin bir nefes aldı ve merakla Dior'a sordu.
"Size bir hikaye anlatmamı ister misiniz Bay Dior?"
"Zevkle dinlerim."
Syrune kendisini toparlayıp hikayesini anlatmaya başladı.
"Dünya yaratılmadan önce.. Dünyada sadece hayvanların olduğu zamanlar.. İki Melek birbirine aşıkmış. Bir Melek nurdan, diğer Melek ise Alevden yaratılmış. Bu zıtlıklarına rağmen iki Melek birbirlerini çok severlermiş. Yaşadıkları bu yere "Cennet" dermiş Tanrıları. İki Melek aşk içerisinde Cennette bir oraya bir buraya uçarlarmış. Bir gün Tanrı bir emir vermiş. Adem ve Havva'nın dünyaya inmesi sonucu, bir Melek Cennetten görevli olmuş, diğer Melek ise yeni yaratılan "Cehennem"den görevliymiş. İkisi ayrılığa dayanamamış. İkisi gizli gizli buluşuyor, özlem gideriyorlarmış. Fakat diğer Melekler bunu fark edip Tanrı'ya bildirmişler. Bunun sonucu iki Melek Tanrı'nın huzuruna çıkmış. Tanrı sormuş, "Birinizi nurdan, diğerinizi Alevden yarattım, siz ikiniz nasıl beraber olma cesaretinde bulunursunuz? Nasıl benim emrime karşı koyarsınız?" Tanrı'nın sinirli gürlemesi ile iki Melek korkmuş. Nurdan yaratılar Melek korkuyla cevaplamış. "Biz birimize aşığız Efendim. Biz ayrılamayız. Bizi ayırmayın, lütfen. Tanrı dinlememiş. İkisinin önüne iki madde koymuş. Biri Nur, diğeri Alevmiş. Tanrı Nurdan yaratılan Meleği Alev'e, Alevden yaratılan Meleği Nur'un içine itmiş. İki Melek de acı içerisinde yok olmuş. Fakat buna üzülmemişler. Çünkü ikisi de birbirlerinin özleri ile yanmışlar.."
Dior dinledikleri sonucunda oldukça şaşırmıştı. İçindeki merak ile Syrune'ye döndü.
"Oldukça güzel bir hikaye. Siz mi yazdınız?"
"Evet.. Küçüklüğümden kalma bir hikaye. O zamanlardan beri yazarlık merakı içimde ukde kalmış bir heyecandır."
"Bunu devam ettirmenizi öneririm Bayan Syrune.. Küçüklüğünüzden böyle bir yeteneğinizin olması harika bir şey."
"Teşekkür ederim Bay Dior.."