"Ya ben bir sabaha da sessiz başlayamayacak mıyım bu evde?"
Annem ve Youngho salonda televizyondan son ses şarkı açarak dans ediyorlardı.
"Ne sabahı be salak. Kahvaltı hazır git otur masaya. Hadi devam annem, bu ruh emiciye bakma."
"Haklısın anne. Keşke tek çocuk olsaydım."
"Yok yok ikiniz de canımsınız."
Annem ve Youngho ben yokmuşum gibi davranırken ben iç çekip mutfağa gittim. Gitmemle sinirle mutfaktan çıkmam bir oldu.
"Ya sen ne biçim bir şerefsizsin. Senin kardeşin diye doğduğum kadere sokayım ben."
Ben elime geçen şeyleri Youngho'ya fırlatırken o kahkaha atarak kaçıyordu.
"Oğlum ne yaptın da yine delirttin kızımı?"
"Anne! Gitmiş köpek maması koymuş masaya, yanına da nah yapan el fotosu koymuş. Bir de kahvaltı hazır git ye diyor bana aptal ya."
Zaten sabah ters tarafımdan kalkmıştım. Bir de üstüne böyle bir gıcıklıkla devam etmek sinirlerimi mahvetmişti.
Annem benim yerime Youngho'ya kızarken ben odama gitmeyi seçtim. Hızlıca hazırlanırken bir yandan da kızları derslere gidecekler mi diye yoklamıştım.
"Ben çıkıyorum."
"Kahvaltını yapmadan nereye gidiyorsun?"
Youngho dalga geçtiğinde annem elindeki kumandayı ona fırlattı. En son kapıdan çıkarken Youngho'nun anneme artık vurmaması için yalvarışlarını duymuştum.
•••
"Sen abimi sevdiğine emin misin?"
"Hayır değilim. Aslında abin bahane ben seninle aynı aileden olmak istiyorum."
"Lina o zaman benimle evlenmeye ne dersin? Youngho'ya seni kaptırıp harcanmanı seyredemem."
"Aşkım... Gönül bu ota da konuyor işte Youngho'ya da. Elden bir şey gelmez."
"Senin gönlün bozulmuş düzeltelim biz onu."
Biz el ele tutuşup duygusallaşırken Sunyeon aramıza girdi. "Kızlar bu kadar abartmasanız mı? Youngho kötü birisi değil, tipik bir erkek kardeş işte. Aynısından bende de var. Eğer Youngho'dan çok sıkıldıysan değiştirelim."
"Abime kurban olayım. Jaehyun demeyin bana bir daha sakın. Öyle bir ihtimal yok, onunla aynı evde yaşayamam."
"Neoma ne zaman büyük konuşsa hep tam tersini yapar. Bu da demek oluyor ki bizim düğünde giyeceklerimizi hazırlamamız gerek."
Nora beni gıcık etmek için bile bile üstüne gelirken oldukça keyif aldığı her halinden belli oluyordu.
"Öyle bir düğün yaşanırsa başımdan aşağı buzlu su dökün ki tam o anda aklım başıma gelsin."
"Neoma sen kış düğünü istiyorsun. Bu dediğinde emin misin?"
"Evet çok eminim. Bu konuda çok netim."
Lina kafasını iki yana sallayarak onaylamaz sesler çıkarttı. "Hayatım şunu unutuyorsun ki kız grubunda konusu dönen her şey gerçekleşir, kaçış yoktur. Her şey Jae'nin bizi ikna etmesine kalmış."
"E o zaman ben sizin gibi arkadaşlara tüküreyim. Hayırdır kedinizi mi kovdum, tavuğunuzu mu kestim ne bana karşı bu gıcıklığınız?"
"Sarıyor."
Bitmiş kahvemin bardağının dibinde kalan buzları yemek için bardağı kafama diktim. Ben kenarda oturmuş kıtır kıtır buzları çiğnerken kızlar da o an takip edemediğim bir şeyler hakkında konuşuyorlardı.
"Selam kızlar."
Taeyong bir yerlerden peri gibi fırlarken benim yanaklarım buzlar yüzünden uyuşmuştu o yüzden sadece kafamı sallamakla yetindim. Binanın altındaki bir kafede buluşmuştuk. Kampüste en sevdiğimiz yer burasıydı denebilirdi. Taeyong da bunu bildiği için bizi rahatça bulabilmişti büyük ihtimalle.
"Peşine başkalarını takmadın değil mi?"
"Kim mesela?"
"Jaehyun."
"Efendim canım."
İçimden sövdüm. "Lamba cini misin sen? Adın söylenince niye ortaya çıkıyorsun."
"Yok benim sana karşı sensörüm var. Adım senin ağzından çıktığı an dibinde bitiyorum. Lambaya falan gerek yok ama eğer istersen sık sık adımı söyleyebilirsin."
"Bu daha da kötü. İstemediğin ot burnunun dibinde bitiyor işte."
Sunyeon'a döndüm. "Ya sen sevgilin olmadan tek bir gün geçiremiyor musun? Bu herif ne zaman gelse peşinde promosyonlarını da getiriyor çağırma şunu bir yere artık."
"Ben çağırmadım ki o geldi sormadan."
"Tamam, kov o zaman."
"Kovamam. Geldi bir kere. Otursun işte sessiz sakin."
"Köpek mi bu emir verdiğinde ona uyuyor."
"Yani tam olarak öyle de demesek iyi olur."
Bugün sabrımın sınanması sabahtan başlamıştı zaten. Eğer günümün ilk kırk dakikasını istemediğim gibi geçiriyorsam o günün devamı da bok gibi ilerlerdi. Bu yazılı olmayan bir kuraldı benim için.
"Bana ne diye bulaşıyorsun. Çok rahatsızsan yanındakini kov."
"Kovuyor zaten."
"Kovuyorum zaten."
Aynı anda konuştuğumuzda aramızda kısa bir bakışma yaşandı. Ama bakışlarımızdaki duygular aynı değildi. O bana imayla bakarken ben sıfır düşünceyle bakmıştım.
"Sabah ne yaşadınız da Youngho senden tırstığı için buraya gelemiyor?"
Elimi sinirle dizime vurdum. "Şerefsiz, beni köpek yerine koydu."
Jaehyun sır verir gibi bana yanaşıp kulağıma fısıldadı. "Eğer onunla yaşamaktan bıktıysan her an seni kaçırabilirim. Bir kez araman yeter."
Onu kendimden uzaklaştırıp koluna vurdum. "Seninle yaşamayı tercih edeceğimi düşünmen ne tatlı."
Omuz silkti. "Şansımı denemek istemiştim."
Sahte bir şekilde gülümseyip masadaki sohbeti dinlemeye başladım.
"Havalar da orospu gibi. Tam ısındı diyorum akşamına donuyorum. Nasıl isterse öyle takılıyor."
Sunyeon, Taeyong'un dediğine hiç düşünmeden hak verdiğinde laf atmak için fırsat bulmuştum. "Aşk demek ki böyle bir şey. Adam saçmalasa da katılmak... Havalar akşam da sıcacık oluyor sallayan nasıl da sallıyor işte."
Sunyeon aramızdaki Taeyong ve Jaehyun'u geriye çekerek bana baktı. "Canım sen bugün kendini bir yerlere kilitlesene. Diğer insanların sinir sağlığını da mahvetme."
"İyi ya gidiyorum ben. Zaten dersim de başlayacak. Size iyi hava durumu sunuculuğu yapmalar. Ayrıca sinir sağlığın yok ki Sunyeon daha neyini bozayım, Taeyong bozdu zaten."
Sunyeon bana söylense de yerinden kalkmadı çünkü hareket ederse enerjisine yazık olacaktı. İstediğimi alamamıştım. Abisine vurup kaçan ve kovalanıyor mu diye arkasına bakan gıcık kardeş gibi davranmak istiyordum. Sunyeon hevesimi kursağımda bırakmıştı.
Ben yerimden kalktığımda Jaehyun da kalktı.
"Ben de geleyim bekle."
Artık o kadar alışmıştım ki bu haline garip gelmiyordu hiçbir hareketi.
"Gel başımın belası gel."
***
Benim böyle bir ficim varmış hello🤡
31.03.2024
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V For Valentine
Fanfiction"Pastanın üstünde tek başına duran 'v' harfi de 'valentine' yerine geçiyor. Yani hayatımın aşkısın demek istiyor." ↣Jeong Jaehyun Fanfiction.