"Neoma, kapıdaki 'Jaehyunlar ve köpekler giremez!' yazısı da ne?"
Kapımda dikilen anneme baktım. "Jaehyun gelmesin diye yaptım. Nasıl? Çok şık olmuş değil mi?"
Annemin elindeki eserime bakarken sırıttım.
"Güzel evladım senin bu çocukla zorun ne? Bırak takılsın kendi halinde."
Gözlerimi büyütüp şaşırma sesi çıkarttım. "Ben ona bir şey yapmıyorum, beni salmayan kişi o."
"Neyse karışmıyorum aranıza. Jaehyun gerçekten de burada ona göre davran. Ben çıkıyorum kapak basımında anlaşmazlık çıkmış onun toplantısına yetişeceğim."
"Tamam anne kolay gelsin."
Annem adı bilinen bir dergide grafik tasarımcıydı bu yüzden bazen böyle beklenmedik toplantılar olabiliyordu.
Annem odamdan çıktıktan sonra biraz daha oyalansam da en sonunda sıkılıp telefonumu kapatıp bir yere attım ve ayaklarımı sürterek odamdan çıktım. Canım bir şeyler yemek istiyordu ama istemiyordu da. Yine de ilgi çekici bir şey bulabilme umuduyla mutfağa gittim.
Bu beklentim boşa çıktı. Şanssız biriydim zaten.
"Sen cidden hazırlanmamışsın."
Şanssız biri olduğumu söylemiştim.
"Evet Jaehyun. Sana açıkça hazırlanmayacağımı da belirtmiştim zaten."
"İyi o zaman böyle çıkalım hadi."
"Yürü git işine. Git sen nerede ne yaparsan yap, beni karıştırma."
"Hadi hadi. Dondurma yemeye gideriz. Uzun zamandır gitmedik."
Çocukken dondurmalarımızı aldığımız bir yer vardı. Annem açık dondurma yemek istediğimizde bizi hep oraya götürürdü çünkü temizliğine güvenirdi. Bu şerefsiz de zaaflarımı çok iyi biliyordu.
"Bekle beni on dakika."
Ben omuzlarımı yenilgiyle düşürüp odama giderken yankılanan kahkahası sinirimi aşırı derecede bozmuştu.
"Gülme şerefsiz evladı gülme."
•••
"Tadı nasıl?"
"Hımm iyi."
"Değiştirmişler mi sanki biraz."
"Olabilir."
"Sevdin mi?"
"Evet."
"Beni seviyor musun?"
"Aynen."
Beni soru bombardımanına tuttuğundan ötürü kısa ve düşünülmemiş cevaplar verip onu geçiştirmeye çalışmam benim başımda patlamıştı.
"Hahayt söylettim işte sana. Demiştim bana aşıksın diye."
Omuz silktim. "Ne düşünmek istersen düşün. Ne de olsa ikna olmayacaksın, enerjime yazık."
"Ama sen bana karşı gelmeyince sana sataşmak hiç de eğlenceli olmuyor. Benimle inatlaşman gerekiyordu şu an."
Tek kaşımı kaldırdım. "Ne yani ömrümüz boyunca kedi köpek gibi didinip duralım mı istiyorsun? Manyaksın sen."
Keyifle güldü. "Ömrümüz boyunca? Ömrümüzü başka şeyler yaparak da geçirebiliriz istersen."
Başta neden güldüğünü anlamasam da olayı anladıktan sonra elimdeki kaşığı bırakıp dümdüz bir ifadeyle ona baktım.
"Ne? Bu şansı kaçıramazdım."
"Sen her cümlemden kelimeleri cımbızla seçtiğin için seninle neden konuşmak istemediğini anlamışsındır diye düşünüyorum."
Bazen Jaehyun bu kadar her şeyi dalgaya vurmasaydı aramızdaki iletişim nasıl olurdu diye oturup düşünüyorken buluyorum kendimi.
Geçmişimize dönüp baktığımda en sık karşılaştığım anılar çevremdeki insanların Jaehyun'u ısrarla reddetmemi yargılamasıyla alakalıydı. Tabii bir de Jaehyun'un sayısız ısrarları.
Yalan söyleyemem, yaşamı boyumca geçirdiği her dönemde insanları etkilemeyi başarıyor ve bu insanlar arasında ben de varım. Onun etkisi altına girmem yine onun tavırları yüzünden buhar olup uçuyordu. İletişimdeydi sıkıntı.
Elime bir şey değdiğini hissederek aniden oraya baktım, Jaehyun elimi bir peçeteyle siliyordu. "Kuptaki dondurmanın eline damladığını hissetmeyecek kadar ne düşünüyorsun?"
"Seni nasıl öldürüp saklayacağımı."
"İstersen beni ömrün boyunca evinde saklayabilirsin."
Utanmazca gülmesi çok sinirimi bozsa da gözüme yakışıklı gelmesi daha da sinirimi bozmuştu. İç çekerek dondurmamı yemeye döndüm.
"Bu yaz da tatil için abinle Amerika'ya gidecekmişsiniz."
"Evet. Finallerimin bitmesini bekliyoruz ama bir türlü bitmeyecekler gibi."
Sesim istemsizce üzgün çıkmıştı. Yaz tatillerine aşıktım, özellikle de Amerika'daki yazlık evimize gittiğimiz yaz tatillerine ayrı bir aşıktım.
"Biz de gitmeyi düşünüyoruz. Sanırım birlikte gideceğiz."
Orada yakamı bıraksa şaşardım. Zaten Jaehyun'la bir yaz tatilinde mahalledeki parkta tanışmıştık. O zamanlar iyi İngilizce konuşamadığı için dışlanıyordu denebilirdi. Bu anlarda ona yardımcı olan kişi de ben ve abim olurduk. Youngho parka sık gelmediği için daha çok ben olurdum o seçilmiş kişi.
Evleri bizimkine oldukça yakın olduğu için de ailelerimiz sık görüşmeye başlayınca hayatımın kabusu başlayıvermişti işte. Yine de ona "Gelme lan bir yere." deme lüksüm yoktu, sonuçta onun da orada evi vardı.
"Desene bu yaz tatilinde de başım yandı."
"Öyle demeyelim de aşk dolu bir yaz bizi bekliyor diyelim. Ne dersin?"
Sahte bir şekilde tüm dişlerimi göstererek gülümsedim. "Aşkını sikerim."
O da buna karşılık sahte bir gülümsemeyle karşılık verdiğinde karşımda beş yaşında bir çocuk varmış gibi hissetmiştim. Jaehyun zaten çocuk gibiydi. Tabii bu halini yalnızca yakın olduğu kişilerin yanında çıkartıyordu.
Bu yaz da ondan kurtuluşum yoktu. Bugün de bunu düşünerek hüzünlenecektim.
***
25.01.2024
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V For Valentine
Fanfic"Pastanın üstünde tek başına duran 'v' harfi de 'valentine' yerine geçiyor. Yani hayatımın aşkısın demek istiyor." ↣Jeong Jaehyun Fanfiction.