LAFONYA DİYARI

1. Bölüm

Herkese merhabalarr. Kitabıma şans verdiğiniz için teşekkür ederimm🌸 Benim üçüncü kitap denemem. İnşallah eğlenirsiniz. İyi okumalarrr💕

🌙

"Of gene sıkıcı bir gün. Bu son haftalarda neden yoklama alınır ki?" diye sitem ettim arkadaşlarıma.

Ben Elena Valeria. Adımı Fransız olan anneannemden almışım. Gençliğimin anneanneme benzediğimi söyler dedem. Ben küçük yaştayken anneannem vefat etmiş.

Anneannem de benim gibi ceylan gözlü, dalgalı uzun saçlı, orta boylu, orta kilolu ve zeki bir genç kızmış.

"Elena gene kendi kendine sıkıntı vermeye başladın. Devamsızlığı yaparken bu kadar stresli değildin." dedi Sofia.

Haklıydı ilk dönem 12 gün devamsızlığı yapmasaydım, şuna rahat rahat evde yatardım.

"Haklısın Sofia ama artık keşkeler önemsiz." dedim ve telefona odaklandım. Son hafta telefon serbesti.

Ve o ses, kurtuluş sesi. Zil çalmıştı, tüm öğrenciler bir hışımla çıktı. On birinci sınıftım, seneye önemli bir sınava girecektim.

Aslında mesleğimi kafamda belirledim. Hukuk okuyup ya avukat ya da savcı olmak istiyorum.

"Yarın görüşürüz, okul yok nede olsa. Rahat rahat oturur konuşuruz." dedim Sofia'ya ve eve doğru yol aldım.

Yarın cumartesiydi yani rahat rahat yatabilirdim. Sabahın köründe şafak operasyonuna gider gibi kalkıyorduk.

Eve geldim, dış kapıyı açtım ve bahçeye girdim; evimiz iki katlı apartmandı. Altta büyükannem, üstte ben ve ailem kalıyorduk. Aslında çoğu zaman büyükannem ile kalırdım. Dedemin vefatından sonra yalnız kalmıştı; bende ona eşlik ediyordum.

Bir tane erkek kardeşim var, benden 6 yaş küçük. O da çok akıllı ama haylaz. Yani haylazdan kastım, şımarık. Evin en küçüğü olmak bunu gerektirir zaten.

Apartmana girdim, normalde ilk büyükanneme giderdim ama hemen eve koştum. Çantamı fırlattım, annemi öptüm ve geceliklerimi giydim. Kardeşim Henri'yi biraz sinir ettikten sonra büyükannemin yanına indim.

İçeri girer girmez büyükannem bir kağıdı katlayıp cüzdanına koydu. Gözlüğünü indirdi: "Oy benim kuzum gelmiş. Okulun nasıldı?"

"İyi büyükanne ama o kağıt ne?" dedim cüzdanına bakarak.

"Fatura gelmiş gene kuzum bir şey yok." dedi ve cüzdanı mutfağın üst dolabına kaldırdı. Hareketleri biraz garipti, sanki acele ediyor gibiydi.

"Tamam büyükanne, kedidili yaptın mı?" diye sordum heyecanla. Büyükannem çok güzel kedidili yapar. Tatlı türleri büyükannemden sorulur.

"Oy benim kuzumu gene çikolata krizi tutmuş. Yapmaz olur muyum, tabi yaptım." dedi ayağa kalktı. Dolabı açtı koca bir camı önüme getirdi. İçi ful kedidili ile doluydu.

Hemen bir çatal aldım bir dilimini karnıma indirdim. Gerçekten enfesti, bir çatalda büyükanneme verdim. O da bir dilim yedi ve tabağa beş altı dilim koydu. Annemgile götürmem için.

"Büyükanne gelen ne faturası?" Büyükannem kızarmıştı ama sıcaktan değil korkudan gibiydi. Buralar hep sıcaktı. Bir kere veya taş çatlasın iki kere kar atıştırırdı.

"Ya kuzum su faturası. Sizin eve diye benim kapıya asmışlar." Büyükannemin de su faturasını babam öder. Büyükannem dedemden kalan maaş ile geçinirdi. Zaten genelde parayı bana verirdi. O yüzden biraz işkillenmiştim.