︵‿︵‿୨≫∘❀♡❀∘≪୧‿︵‿︵
Kendini iyileştirmek için sakin kalıp odaklanmalıydın son gücünle çoğu yaranı iyileştirdin hem daha iyi hissediyor hem de biraz da olsa daha sağlıklıydın. Kimseye fark ettirmeden seni getirdikleri doktor kliniğinin arka camından aşağı atladın, cam yere fazlasıyla yakın olduğu için sorun olmadı topallayarakta olsa sarayına doğru yol alıyordun birisi seni görücek diye ödün kopuyordu fakat uzun uğraşlar sonucu seni kimse görmeden sarayına vardın,
Yıllar önce kurtardığın beyaz bir kitsunen vardı sana yardımcı oluyor, istediğin herşeyi hazırlıyor, sarayı temizliyor, ve seninle vakit geçiriyordu.
Senin acı içindeki iniltilerini uzaktan duymuştu sarayın kapılarını açtı ve seni kucakladı"Efendim! Ne oldu size neden bu haldesiniz?!"
Zoraki bir şekilde gülümsedin
"Üzgünüm tatlım.. sanırım bugün.. seninle çay içemeyeceğim.."
Kitsunen seni sıkıca bağrına bastı ve odana çıkardı elinden gelen herşeyi yaptı fazlasıyla zorlu ve acı verici bir geceydi neredeyse tüm gece uyumamıştın kitsunende öyle. Sabaha karşı başına soğuk suyla ıslanmış bir bez koydu
"Neredeyse tüm yaralarınız geçti efendim.."
Ağlayarak senin yüzüne bakıyordu uzun beyaz saçları ve üzgünlüğün verdiği endişeyle aşağıya bakan kulakları dikkatini çekmişti ellerinle kitsunenin saçlarını yüzünden kaldırdın
"Kulakların.. aşağıdalar.. endişelenme lütfen hem bak iyileştim zaten.."
Kitsunenin kulakları hemen yukarı doğru kalktı heyecanla yüzünü yüzüne yaklaştırdı ne zaman korksa veya endişelense bunu yapıyor ve ona sarılmanı bekliyordu
Güçlükle sarıldın ve saçlarını okşadın"Tüm gece uyumadın gidip uyu haydi ben iyiyim"
Kitsunen seni reddetti
"Sizi bırakmak istemiyorum efendim!"
Güçlükle yatakta kenara kaydın ve açtığın boşluğa bir kaç kez elinle pat patladın
Kitsunen minik bir tilki formuna büründü ve kıvranırak yanına yattı sen de sarılarak yanına kıvrıldınHaftalarca sarayından çıkmadın artık halkını merak etmeye başlamıştın kitsunen senin için kocaman saray kapılarını araladı
"Buyrun efendim.. siz dönene kadar sarayı düzene sokacağım merak etmeyin"
Başınla onu onaylayarak çıktın bir yandan etrafa bakıyordun küçük bir çocuk yanına geldi ve merakla sana baktı
"Efendim! Efendim! Size benzeyen bir çiçek buldum!"
Çocuğun uzattığı çiçeği aldın mükemmel görünüyordu çiçeği kulağının üstündeki saçlara taktın ve çocuğun elini tutarak şehre ilerledin, çocuk sana merakla bir şeyler anlatıyor sen de merakla cevaplıyordun
Halkın heyecanla sana yaklaştı senin insanlara karşı sıcak kanlı olduğunu biliyorlardı yine de bir tanesi titreyerek sordu"E-Efendim.. size sarılabilir miyiz?"
Gülümsedin ve gözlerini kapatıp kollarını açtın tüm halkın sana sarıldı hepsi çok mutlu ve iyi olduğun için neşeleri yerine gelmişti
Halkın çok mutluydu sen de mutlulukla onlara sarılırken o tanıdık boğuk sesi duydun"Sen.."
Endişeyle başını kaldırdın evet bu Morax'tı
Halkından özür dileyerek onlardan sıyrıldın ve Morax'ın karşısına dikildin"Günlerdir yoksun.. neredesin sen?!"
Ağlayarak Morax'ı göğsünden ittirdin
"Ben gecelerce acı çekerken neredeydin ha?!"
Morax her zamanki gibi sessiz kaldı ve ona bağırmanı dinledi sinirine yenik düşüp ona bağırdın hatta resmen onu azarlıyordun
Morax susman için sana sıkıca sarıldıArtık mutluydun hiçbir sorun yoktu taki bir gün bütün ülkeler ve Archonlar arasında savaş çıkasıya kadar
Ölümün eşiğinden zar zor kurtulmuştun yerde Morax'ın mızrağı vardı fakat kendi yoktu, endişeyle bağırmaya başladın"Morax?! MORAX! Neredeysen çık lütfen!"
Mızrağa sıkıca sarıldın ne bi ses ne de ondan eser bir iz vardı
Mızrağı alıp kaçmaya karar verdin, mızrak senin vücuduna oranla kocamandı zar zor taşıyordun
Gücünü sonuna kadar kullanmıştın biri sana doğru üflese düşecektin
Bir çift elin arkadan sana sarıldığını hissettin o elleri tanıyordun yabancı eller değillerdi..
O parlayan sarı elleri nerde görsen tanırdın her daim yanında olan ve sana destek çıkan Morax'ın elleriydi
Başını çevirip ona bakıcak gücü bulamadın ve kendini her şeyden çok güvendiğin o ellerin arasına bıraktın
Morax seni kucağına aldı ve burnunu burnuna değdirdi"Çok özür dilerim.. çok fazla yara aldın ve ben yanında değildim.."
Morax kıyafetindeki yırtıkları ve kan lekelerine bakıyor bir yandan da ağlıyordu
Elbiseni çok severdi süslemeleri, üstündeki taşlar, desenler her zaman favorisi olmuştu
Senin yaraların için endişeleniyordu fakat o da senin kadar yara almıştı canı çok acıyordu fakat seni ülkene götürmesi gerekiyordu. Dağlara vardığınızda uzun süre aşağıya bakındı"Ülkene mükemmel bakmışsın.. baksana insanlar seni sabırsızlıkla bekleyip dua ediyorlar üstelik senin için bir sürü heykeller yapmışlar böyle bir halkı ölümünle üzemezsin değil mi.."
"Özellikle de.."
"Beni değil mi"Morax ölmeni istemiyordu fakat bunu söylemesi onun için çok zordu
Hızlı adımlarla şehre indi ve seni sarayına götürdü bütün halk sarayın önünde toplanmıştı
Kitsunen sinirle çıkıp halkı saraydan uzaklaştırdı ve içeri gelip hızla yanına koştu
Morax seni yatağa bıraktığında kitsunen ona resmen hırlıyordu"Onun yanındaydın ve bu kadar yara almasına izin mi verdin?!"
︵‿︵‿୨≫∘❀♡❀∘≪୧‿︵‿︵
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı Vücut, Tanıdık Gözler
ActionEn güçsüz Hükümdar sen miydin, Yoksa en güçlü olup farkında olmayan mı? -Morax x Y/N(femreader) Kapaktaki çizim bizzat bana ait, hikâyeme özel çizdim. hikâyeyi okurken "ben böyle değilim" demeyin lütfen temsili bir görüntü ile tasarladım.