İyi okumalar.
.
.
.
.(Jungkook)
Odaya yerleşmem bitince hemen bir duş aldım. Üzerimi giyinirken kapının aniden açılmasıyla tanımadığım biri içeri girmişti.
Çığlık atmış ve elime geçen her şeyi ona fırlatmaya başlamıştım. Kapı kapatılınca eşyaları fırlatmayı bıraktım ve hızlıca tişörtümü giydim.
Kapı çalma gibi bir adet yok mu bu dünyada ya!?"
"Demin olan olay yüzünden kusura bakma, ben yeni oda arkadaşın Taehyung. Kim Taehyung."
Karşımda bana gülümseyerek bakıp elini uzatan bu beden sanırım benim yeni oda arkadaşımdı.
Elimi uzatıp elini sıktım ve aynı şekilde gülümsedim.
"Jungkook. Jeon Jungkook. Memnun oldum Kim Taehyung."
"İyi geçinelim Jeon. Nasıl olsa artık aynı odada kalacağız."
Elini geri çekerek içeri girdi ve yatağına atladı.
"Güzelmiş he burası."
Gülüp odaya girdim ve ona yaklaştım.
"Evet insanlar giyinirken izlenmemeleri için bir kapı bile koymuşlar ama sanırım seni tutamadı?"
"Yanlışlıkla oldu özür diledim işte."
"Kapı çalma diye bir şey duydun mu hiç peki?"
Doğrulup bana baktı ve bileğimi tuttu.
"Duydum duydum korkma."
Bileğimi elinden kurtarıp güldüm.
"Bana pek öyle gelmedi ama neyse."
"Uzatmasana işte. Hem ben seni daha çok öyle görürüm."
"O ne şimdi demek ya?"
"Oda arkadaşımsın ya? Alışırsın yakında."
Gözlerimi devirip odadan çıktım ve aşağı inip Jimin hyungun yanına gittim.
"Jimin hyung, ben bu yeni oda arkadaşımı hiç sevmedim.
"Neden Jungkookie?"
"Bir kere kesinlikle edep denen şeyi öğrenmesi gerek üstelik ukalanın teki."
"Ben karışmıyorum kendi aranızda çözün çünkü evde başka oda yok. Keşke bahçe büyük olsun diye evi küçük olan bir yer seçmeseydim. Neyse kendi evine çıkana kadar böyle maalesef."
"Of hyung ya!"
Somurtup oturmaya başladım. Jimin hyung halime gülüp saçlarımı karıştırdı.
Taehyung'un salona geldiğini görünce başımı başka yöne çevirdim ve ona bakmamaya çalıştım.
Gelip yanıma oturunca derin bir nefes verip kalktım ve başka bir koltuğa oturdum. Jimin hyung, Taehyung'un kulağına yaklaşıp bir şeyler fısıldadığında meraklanıp onlara baktım.
"Gördün mü nasıl dikti kulaklarını tavşan gibi."
İkiside gülmeye başlayınca kaşlarımı çatıp kalktım ve mutfağa gittim. Kahve yapıp biraz sakinleşsem iyi olacak. Bugünde alay konusu oldun iyi mi Jungkook?
Kahvemi yapıp bahçeye çıktım. Hazıran ayının ortalarındaydık ve hava çok sıcaktı. Ben de gerizekalı gibi kahve içiyordum işte.
(Taehyung)
Jungkook gidince biz de Jimin hyung ile sohbet etmeye başladık.
Yoongi hyung telaşla elinde telefon ile gelip bana evimizin yandığı söylenen haberi gösterdi.
"Taehyung bu nasıl oldu? Soba diyorlar ama yazın ortasında soba ne alaka!?"
Hassiktir! Çok mantıklı cidden soba ne alaka? Mal mısın Taehyung? Yazın ortasında olduğunu unuttun mu? Ya polis senden şüphelenirse? Ne diyeceksin Yoongi hyunguna?
"Bilmiyorum hyung ben çıktıktan sonra olmuş herhalde bundan haberim yoktu."
"Öldü mü?"
"Hyung nerden bileyim ben!? Ölmüştür yanan evde kaldı sonuçta."
Yanıma oturup başını omzuma yasladı. Kolumu omzuna atarak ona baktım.
"Hyung üzülme lütfen. Ölenle ölünmez."
"Haklısın. Ben gidip biraz yatacağım."
Yoongi hyung kalkıp gidince derin bir nefes verip kapının orada dikilen Stephanie'ye baktım. Umarım mutlusundur Stephanie!?
Kalkıp biraz hava almak için bahçeye çıktım. Jungkook'u görüp yanına gittim ve oturdum.
"Napıyorsun burada?"
"Hiç benimle dalga geçmelerinize dayanamadım, geldim."
"Dalga geçmedik canım. Sen de çok mu alıngansın ne?"
"Babanın haberini duydum. Başın sağolsun."
Sessiz kalıp önüme baktım.
"Sobadan çıkan bir yangın olması tuhaf. Yazın ortasında."
"Kesin yine sarhoş dönmüştür eve. O yüzden yakmaya çalışmış yakamayıp kendini yakmıştır."
"Aranız iyi değil sanırım ha?"
"Eh pek sevilen bir evlat olduğum söylenemez. Ona göre ruh hastasıyım."
"Benimde babam beni hep sevdiğini söylüyor ama o kadar sahte ki."
"En azından söylüyor... Neyse kapatalım bu konuyu. Polis uğraşamayacağı için dosyayı kapatmış zaten."
Başını salladı ve hâlâ yarısına kadar dolu olan kahve bardağını bana uzattı.
"İyi gelir. Ben ne zaman sakinleşmek istesem kahve içerim."
"Kahve sevmem."
"Anladım."
Bardağı geri çekince ona baktım. Bardağı ondan geri alarak kahveden içtim. Yüzümü buruşturmamak için zar zor gülümseyip ona baktım. Güldü ve kahvesini bitirdi.
"Ne yalan söyleyeyim Jimin hyunga bu salakla mı kalacağım dedim."
"Belli zaten beni sevmedin."
"Yeni tanışıyoruz Taehyung. İlk izlenim önemlidir."
"Öyle mi? Benim sendeki ilk izlenimim ne o zaman?"
"Ukala, şamatacı, hayatla uzaktan yakından alakası olmayan biri "
"Ne hiçte bile bu dediklerinin benimle alakası yok!"
"Odaya ilk girdiğinde yatağa atladın?"
"Çocuk ruhluyum diyelim."
İkimizde bu sözüm üzerine gülmeye başladık. Umarım bu gülüşün benim yanımda solmaz Jungkook.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Douleur Exquise
FanfictionÜniversiteyi kazanan Taehyung ve Jungkook, hyunglarının öğrenci evinde kalmak ister. İkisi de ev arkadaşı olacaklarından tamamen habersizlerdir.