Giriş

60 6 6
                                    


Diyarbakır 2007

Günlerden pazartesiydi . Nil 'in en nefret ettiği gün. Diyarbakır en sıcak günlerini yaşıyordu. Okuldan çıkan Nil çantasının ağırlığından yavaş adımlarla eve doğru  yürüyorken önüne çıkan siyah bir arabanın korna sesi ile olduğu yerde duraksadı . Siyah filmli cam indirildiğinde karşısında gördüğü kişi ile dudaklarına bir gülümseme yerleşti. Gelen üst komşularının , aile dostlarının oğluydu.

"Naber ufaklık ?" Dedi.

"Bu sıcakta erimeden eve gidebilirsem iyi olacağım cihan abi ." diye yanıtladı.

"İyi haber o zaman erimeden eve götüreyim seni ."

"Zahmet olmasın." diye kızardığında şöyle bir cevap aldı .                                                    " Ne zahmeti ufaklık bende eve gidiyorum zaten."
Nil kafasını sallayarak arabaya doğru ilerledi çantasını arka koltuğa koyduktan sonra ön koltuğa yerleşti.

"Yaşın yetiyor mu ön koltuğa?" diye yersiz bir espiri yapmıştı.

"Yetiyor cihan abi on beş yaş ve üstü kişiler için oldukça yasal devam edebiliriz." diyerek eliyle yolu işaret etti Nil.

"Tam sınırdasın yani o da güzelmiş." dedi  alay edercesine.
Nil gözlerini devirmekle yetindi.
Cihan uzanıp radyodan bir türkü açtı.

'Kışlalar doldu bugün
Doldu boşaldı bugün
Gel kardaş görüşelim
Ayrılık oldu bugün-
-Urfa'nın bu beşir-i hoyratını da
Neriman Altındağ Tüfekçi'den dinleyeceksiniz'

Diyerek türküyle mırıldanmaya başladı. Nil hayran gözler ile cihana bakıyordu. Küçüklükten beri hayrandı cihana . Gözleri , gülüşü , sesi herşeyi büyülerdi onu. Ama işte tek problemi aralarındaki yaştı. Nil on beş yaşında liseye giden küçük bir kızdı . cihan ise yirmi yaşında asker , yiğit bir  delikanlıydı.

'Kışlalar doldu bugün
Doldu boşaldı bugün
Gel kardaş görüşelim
Ayrılık oldu bugün

Yâr elinden vah vah yâ yâr yâr
Geceler yârim oldu
Ağlayım ağlamak kârım oldu
Her dertten yıkılmazdım
Nazlım sebebim zalım oldu
Hayın elinden vah vah yâr yâr yâr'

diyerek devam ediyordu türküye. Nil sesli bir iç çekti.

"Hayırdır velet niye dertlendin birden bire ?" diye sorunca nilin  eli ayağı birbirine dolandı.

"Ben mi ? Yok dertlenmedim ben ." diye çıkıştı. Cihan kahkaha atarken  o güzel gamzesini bahşetti . "Var sende bir haller . Yoksa birisine aşık mı oldun ?" dediğinde Nil sertçe yutkundu .

"N-ne alakası var ?" dedi kekeleyerek.

"Bak abin ayının tekidir ondan korkuyor söyleyemiyorsan bana söyleyebilirsin söylemem abine ."

"Aslında birisi var . Ama ne yapacağımı bilmiyorum." dedi kafasını ellerinin arasına sıkıştırırken. cihanın kafası hemen nile döndü. Bu kadar hızlı dökülmesini beklemiyordu.

"Bak sen şu işe. Tanıyor muyuz peki biz?"

"Çok yakından ." dediğinde cihanın kaşları havalandı.

"Seviyorum onu  ama o beni seviyor mu bilmiyorum." Dedi Nil gözlerini kaçırarak camdan dışarı bakmayı tercih etti .

"Seviyordur canım neden sevmesin ?" dedi cihan.

"Tek sorun oda değil . Aramızda yaş farkı çok fazla." dediğinde cihan düşünmeye başladı.

"Bu bir sorun teşkil etmiyor . Aşkın yaşı yoktur derler velet. Sana şunu söylüyorum ki eğer seviyorsan git ona hislerini söyle , kendini belli et. Erkekler cesur kadınlardan hoşlanır. Eğer senden hoşlanmıyorsa bile bu hareketinden sonra abayı yakacaktır." Göz kırparak önüne döndü.

VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin